But that's not why i'm here tradutor Turco
110 parallel translation
♪ It happens to be where Josh lives ♪ ♪ But that's not why I'm here ♪
Tesadüfen Josh'ın yaşadığı yer ama burada olma sebebim o değil.
- But that's not why I'm here...
- Niyetim bunları anlatmak değildi.
But that's not why I'm here.
Ama burada olma sebebim bu değil.
Well, unfortunately, you see, I hope that the picture I am in would either explain why the violence was done whether right or wrong, or what not but, unfortunately, pictures, most of them here,
Maalesef! Umarım oynadığım bütün filmler.. .. doğru veya yanlış, şiddetin neden yapıldığını..
But that's not why I'm here.
Bunun için gelmedim.
But that's not why I'm here.
Ama bu yüzden burada değilim.
But that's not why I'm here.
Evet ama bu sebepten gelmedim.
You're welcome to any help that I can give you, but that's not why I'm here.
Size verebileceğim her türlü yardıma hazırım ama burada oluşumun nedeni bu değil.
I've always found your writing a little hackneyed and stilted, but I guess that's why I'm not workin'out here in Hollywood, huh?
Biliyor musun Brian, hep yazılarını biraz yapmacık ve bayağı buldum ama galiba zaten bu yüzden Hollywood'ta çalışamıyorum.
Yes, but that's not why I'm here.
ama başka bir şey diyeceğim.
I'm not saying there's any connection here... but they did say that's why they got divorced.
Bir ilgisi olduğunu söylemiyorum ama boşanmalarının sebebinin swing olduğunu söylemişlerdi.
- But guess what, that's not why I'm here.
Merhaba.
Yeah, but that's not why I'm here today.
Evet ama bugün burada olma nedenim bu değil.
But that's not why I'm here talking with you today.
Ama bugün, burada sizinle konuşmamın nedeni bu değil.
Uh, well, I do, actually, but that's not why I'm here.
Aslında kullanabilirim ama bu yüzden burada değilim.
- I mean, that's why I'm here. - But... we're not a substitute for love.
Ama Biz sevgi için yerini tutmaz.
Not that I don't want to reminisce, but it's why I'm here.
Eski günlerden konuşmak istemiyorum, onun için burdayım.
Look, I know you're a great man and you're the boss with all the ladies, so I don't want you coming up weak in here, but Iow-rating people, that's not why you're in this business, right?
Bak, büyük bir adam olduğunu biliyorum ve sen tüm kızların patronusun yani burada zayıf bir duruma düşmeni istemiyorum ama düşük reytingli insanlar, işte bu işin içinde olmamanın sebebi bu, tamam mı?
Yes, but that's not why I'm here today.
Evet, ama bugün bu yüzden burada değilim.
- I'll wash it today but that's not why I'm here.
- Onu bugün yıkayacağım ama bunun için gelmedim.
But that's not why I'm here.
Ama buraya gelme sebebim bu değil.
Good to know, but that's not why I brought you here.
Bilmek güzel, ama seni bunun için buraya çağırmadım.
Maybe that's why you made the mistake of not thinking that I deserve a second chance when everyone else around here has gotten one. But, sir, it is a mistake because I'm excellent.
Belki de bana, herkesin böyle bir şansı varken ikinci şansı vermeme hatasını yapmanızın sebebi budur ama, efendim, bu bir hata çünkü ben mükemmelim.
But that's not the only reason why I'm here, you know.
Ah, sağ ol, fakat burada bulunma sebebim bu değil.
Thank you, sir, but that's not why I'm here.
Teşekkür ederim, efendim, ama bunun için burada değilim.
I came in here because we weren't having sex, and I thought that if we could have it, then everything would be okay again, but but now I know why we stopped having sex. And you know what, it's... It's not because we're busy, and the kids, and we're tired...
Buraya geldim, çünkü sevişmiyorduk ve sandım ki eğer sevişebilirsek her şey yine düzelecek, ama ama şimdi neden sevişmediğimizi anlıyorum.Ve biliyor musunuz bunun sebebi yoğun olmamız, çocuklar ya da yorgun olmamız değil.
Inoperable, but that's not why I called you in here.
Ameliyatla alınamayacak türden, ama seni bu yüzden çağırmadım.
But that's not why I'm here.
Ama bunun için burada değilim.
But that's not why I'm here.
Ama burada oluş sebebim bu değil.
But that's not why I'm here.
Neden buradayım?
Carly I like you, but that's not why I'm here.
Carly Senden hoşlanıyorum, fakat bunun için burda değilim.
Yeah, Chloe, here's Pedro, above all, return the DVD but that's not why I'm calling. Hello?
Alo?
But, phil, that's not why I'm here.
Teşekkürler, ama bunun için gelmedim Phil.
But that's not why I'm here. [Clears Throat]
Ama buraya geliş sebebim farklı.
You set the timer here and then whenever that time runs out this thing starts to get hot, really, really hot, but why and what that does, I-I'm not...
Buradaki zamanlayıcıyı ayarlıyorsun, zamanı gelince bu şey çok ısınıyor. Ama neden ve ne yapıyor bilmiyorum...
I was prepared to go to century. But that's not why I'm here.
Yüzyıla kadar gidecektim ama burada olma sebebim bu değil.
That's why i'm here, my fiancee is try on a dress, i know i'm not supposed to see it before the wedding but we're having a whole not traditional, kinda small thing.
Bu yüzden buradayım. Nişanlım gelinlik deniyor. Düğünden önce görmemem gerektiğini biliyorum ama biz geleneksel olmayan, küçük bir düğün yapacağız.
Good. But that's not why I'm here.
Evet, ama buraya gelmemin nedeni o değil.
But that's not why I called you down here.
Ama seni bu yüzden çağırmadım.
Things got out of hand, but that's not why I'm here, is it?
Kendimi kaybetmiştim. Ama burada olmamın sebebi bu değil, değil mi?
But that's not why I called you down here.
Ama seni onun için çağırmadım.
Well, I appreciate the offer, Toby, but that's not why I came over here.
Önerin için minnettarım, Toby ancak buraya bunun için gelmedim.
But that's... that's not why I'm here now.
Ama bu.. bu şu anda burda olma sebebim değil.
Well, always nice to know, but that's not why I'm here.
Bunu bilmek güzel, ama bunun için burada değilim.
But that's not why I'm here.
Burada olmamın sebebi bu değil.
But that's not why I'm here.
Ama bu yüzden gelmedim.
I'm not sure why you decided to come work here instead of go work for your father's firm. Not even sure that you're sure, but I'm just glad you're here.
Sen bundan emin misin, ondan bile emin değilim ama burada olmandan memnunum.
But that's not why I asked you here.
Ama seni bunun için çağırmadım.
But that's not why I called you in here.
Ama bu yüzden seni çağırmadım.
But that's not why I asked you here.
Ama ben seni bu yüzden buraya çağırmadım.
But I'm betting that's not why you're here.
Ama bahse girerim buraya bunun için gelmedin.