English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ B ] / But we're not

But we're not tradutor Turco

5,484 parallel translation
Yes, but that's not why we're out here.
Evet, ama dışarıda olmamızın sebebi bu değil.
But let's not be selfish just because we're both dying to see, "Le Petit Cat."
İkimiz de "Le Petit Cat" i görmeyi çok istiyoruz diye bencil olmayalım ama.
Oh, hey, I hope this is cool with you, but since we're not technically on duty till tomorrow morning, I invited Sophia to join me upstate.
Senin için sorun olur mu bilemedim ama teknik olarak yarın sabaha kadar görev başında olmayacağımız için Sophia'yi bizimle gelmesi için davet ettim.
We're not certain, but we think so.
Emin değiliz ama öyle düşünüyoruz.
I mean, no offense, but we're not gonna miss the fight for girls'volleyball.
Gücenme ama, kız voleybolu yüzünden kavgayı kaçıracak değiliz.
By your own admission, it might be a trouble, but we're not pursuing it as a trouble.
Bunun bir sorun olabileceğini kendin söyledin ama buna bir sorunmuş gibi yaklaşmıyoruz.
This metal triangle is going to be the buoyant light rig, so it's like a little ray of sunshine down at the bottom of the sea, but this is the first time it's been used and we're going to find out if it works or not.
Bu metal üçgen yüzen ışık donanımı olacak. Yani denizin altındaki güneş ışığı kaynağı gibi olacak. Ama bunu ilk kez kullanıyoruz ve işe yarayıp yaramadığına bakacağız.
[Sighs] We're low on red band reserves, but no one goes under the knife without a pep talk, not on my watch.
Kırmızı bileklik rezervlerimiz düşük ama kimse moral konuşması yapmadan bıçak altına yatamaz hele ki benim gözetimimdeyken.
Well, you're not a regular member of the group, but we'll let you bring in a sucker under one condition... that it's Patrick.
Grubun devamlı üyesi değilsin ama bir şartla birisini getirmene izin verebiliriz. Patrick olursa.
- But we're not on our swimming costumes!
- Hayır, daha mayolarımızı giymedik.
Your father can not believe you're ready to become a man, Sermanous but we believe.
Baban senin bir adam olduğuna inanmıyor olabilir, Shermanous ama biz inanıyoruz.
We're gonna show the people that, in fact, you are not the stooge of the corporation, but one of them.
İnsanlara sizin bir şirket maşası değil, halktan biri olduğunuzu göstereceğiz.
But we're just- - we're not there yet.
Ama daha... Daha olay oraya gelmedi.
- But what will happen if we connect, but they're still not there?
Ama yine de bağlanımalıyız. Bağlanırsak ne olacak, hala orada değiller mi?
We're not here right now, but please leave a message and thank you for calling. Bye.
Şu anda evde yokuz, lütfen mesaj bırakın ve aradığınız için teşekkürler.
But he's not the one we're concerned with here.
Fakat burada tek sorunumuz o değil.
But we're not, so it doesn't.
Fakat tutmadığımız için öyle bir şey yok.
No. The bank owns our hedge fund, but we're not really part of it.
Banka, koruma fonumuzun sahibi ama biz bir parçası değiliz.
But we're not in the Merrill Lynch building. - Okay.
Ama biz Merrill Lynch binasında değiliz.
But we're not gonna do that because Laurel would never agree to it.
Ama bunu yapamayız çünkü Laurel bunu asla kabul etmez.
Well, listen, normally, I wouldn't mind givin'y'all a ride on ol'Gus, but see, right now, we're huntin', and we don't need no damn distractions.
Peki, dinle, normalde, ben would not mind ödetecek'hepiniz ol bir yolculuk'Gus, ama , Şu anda, biz'avlamaktan vardır görmek ve hiçbir lanet dikkat dağıtıcı gerek yok.
But we're not waiting around to find out.
Ama öğrenmeye de niyetim yok.
And I'm not sure what I can do for them because we have to see what they're charged with, but... the young girl, she might be in a little trouble.
Ve ne ile suçlandıklarını bilmeden onlar için ne yapabilirim bilmiyorum ama genç kızın başı biraz belada olabilir.
Almost the entire house is covered, but we're not seeing anything.
Neredeyse tüm eve yerleştirdik ama hiçbir şey görmüyoruz.
- We're getting to the same catfight you got into on Porter, which made a lot of noise, but changed things not one bit.
Porter olayında yaptığınız gibi aynı savaşa gireceğiz. Ki o savaş, epey patırtı kopartıp hiçbir şeyi değiştirmemişti.
I don't know how this meeting will go, but when we get to his bazaar you're better off not saying anything.
Bu görüşme nasıl geçecek bilmiyorum. Onun dükkanına ulaştığımızda bir şey söylemesen iyi olur.
Not sure I understand the rules of this particular game, but I'm pretty sure we're both losing.
Bu ozel oyunun kurallarini anladigimdan emin degilim, ama her ikimizin kaybettiginden oldukca eminim.
I appreciate the engineering, but it's not what we're doing.
Mühendisliğe saygım sonsuz ama burda yaptığımız şey bu değil.
- We're not going to pretend that it's better than sex, but this is going to make you very happy.
Sana seksten daha zevkli demiyorum ama acayip hoşuna gidecek.
But we're not good enough to play it.
Ama o kadar hızlı çalamıyoruz.
Yes, but we're not doing that.
Evet ama biz öyle yapmayacağız.
But if we're gonna write something like that together, it's what you tell me, not how, that's important.
Birlikte bu tarzda bir şey yazacaksak bana söylediğin şeyler olacak bu, nasıl olduğu değil, bu önemli bir nokta.
This is the first time we're hiring senior interns, so some of our intern questions may not exactly fit your profile, but we're gonna go for it anyway, okay?
sizin profilinize kesin uygun olmayabilir, fakat ne olursa olsun yapacağız, tamam mı?
Uh, not sure if you got our e-mail, but we're doing a fiesta lunch next Friday, and we thought you could bring the guacamole.
Uh, mailimizi aldığına emin değildim, fakat gelecek cuma kermes yapıyoruz ve düşündük ki sen avakado salatası getirebilirsin.
Okay. But we're not all like that.
Hepimiz onun gibi değiliz, tamam mı?
And I will not deny it or say that I reg.. But I do regret and I grieve for the mess we're about to make of our child's life.
Ve inkar etmeyeceğim ve pişman... fakat pişmanım, ve çocuğumuzun hayatını mahvedeceğimizden dolayı üzülüyorum.
We need to extend our storage space and we're running a little short on lumber, but it's not a problem.
Depo alanımızı genişletmemiz gerekiyor ve kereste sayımız tükenmek üzere, ama problem değil.
♪ But we're not born to chase the fading light ♪
# Ama biz solma ışık # kovalamak için doğmuş değil
Not yet, sir. We're very close. But we hope that, with funding...
- Hayır, efendim ama para bulabilirsek...
Yeah, but like I said, we're not really friends, so...
Dediğim gibi, öyle arkadaşlar değiliz biz.
We have allowed you to believe that you're the last of us, but you're not.
Bizden geriye sadece sizin kaldığınıza inanmanızı sağladık ama aslında öyle değil.
But, Barney, we're not going on vacation.
Ama Barney, tatile gitmiyoruz.
You know, I thought you and I were alike, but we're not.
İkimizin aynı olduğunu sanardım. Ama öyle değiliz.
Yes, but I'm not exactly sure where we're gonna put it.
Evet, ama tam olarak ne zaman takacağımızdan emin değilim.
But we're not normal kids, Dave.
Ama biz normal çocuklar değiliz, Dave.
Um, not to split hairs, but given that our legs are 90 % shorter than yours we're technically walking 384 % faster than you are.
Bizim bacaklarımız, senin bacaklarından % 90 daha kısa. Yani teknik olarak biz senden % 384 daha hızlı yürüyoruz.
It might not be the family in the photo that comes with the frame... but it's gonna be our family. And we're proud of it.
Ailecek çekilmiş bir... fotoğrafımız olmayabilir ama... biz bir aile olursak, bundan gurur duyarız.
Yeah, well, everybody can laugh but I got four kids and to tell you the truth, I don't know why we're not calling in the national guard or somebody.
Evet, herkes gülebilir ama benim dört çocuğum var ve sana doğruyu söyleyeyim, neden ulusal güvenlik ya da birilerini aramıyoruz bilmiyorum.
But the bell rises, the pressure drops, the chamber could become compromised... but we're not gonna know that until it's too late.
Şayet, Çan yükselir de, basınç düşerse, büyük tehlike oluşur... Ayrıca, bu tehlikeyi, çok geç olmadan da anlayamayız.
It's true, we're not gonna hang out as much this next year, but you're still my best friend.
It gerçek, biz olacak takılmak değiliz. - kadar bu gelecek yıl, ama. - Eğer hala benim en iyi dostumsun.
So, we're talking about places with very poor working conditions as us normal Americans would experience it, very low wages by our standard, maybe children working places that might not obey local labor laws, but there are characteristics of the ones I want to talk to you about tonight,
Kötü çalışma koşulları olan işyerlerini konuşuyoruz, normal Amerikalıların bakış açısından, bizim düzeyimizdeki, çocuk işçi çalıştıran düşük ücretli işyerleri... Bu, ülkenin iş hukukunu ihlal etmek anlamına geliyor, Ama bazı püf noktaları var, bu gece anlatmak istediğim, Kennedy.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]