English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ B ] / But what do you think

But what do you think tradutor Turco

748 parallel translation
- But what do you think they're fixin'to do to us?
'[Drums] Peki bize ne yapacakları hakkında ne düşünüyorsun?
I realize this is all very sudden, but what do you think?
Çok ani olduğunun farkındayım ama ne düşünüyorsun?
- But what do you think?
- Peki ya sence?
Yeah, but what do you think?
Tamam da sen ne düşünüyorsun?
Maybe not, but what do you think?
Olmayabilir ama ne dersin?
I said no... but what do you think?
Ben "olmaz" dedim sen ne dersin?
- Yes, but what do you think?
- Evet ama sen ne düşünüyorsun peki?
- But what do you think?
- Ne düşünüyorsun?
No, but what do you think of it now?
Hayır, bu konuda şimdi ne düşünüyorsunuz?
But what do you think?
- Peki, ne düşünüyorsun?
I don't think he likes it much, but what are you gonna do?
Bunu pek sevdiğini sanmıyorum ama... Ne yapabilirsin ki yani?
John, I know you love her, but don't forget she's my daughter, and I must do what I think is best.
John, onu sevdiğini biliyorum. Ama unutma ki o benim kızım ve iyi olduğunu düşündüğüm şeyi yapmalıyım.
I realize that I'm an old woman... and young people have a right to do what they want... but at this time I think you should consider someone else.
Yaşlı bir kadın olduğumu... gençlerin istediklerini yapmaya hakkı olduğunu biliyorum. Ama bu kez bir başkasını düşünmek zorundasın.
I do not know what power you have over Kurt... but I should think of my own happiness if I were you.
Kurt üzerinde ne şekilde söz sahibisin bilmiyorum ama yerinde olsaydım kendi mutluluğumu düşünme peşine düşerdim.
What else do you think I want with him but to see him alive and safe?
Onu ben götüreceğim.
But one night when I was lost in a fog and was glad to get back down, what do you think the welcome-home speech was?
Ama bir gece siste kayboldum ve döndüğüme seviniyordum, evine hoş geldin konuşması neydi sence?
But, uh... on the other hand... what do you think of the idea of having, well, some kind of reader?
Ama diğer taraftan bir okuyucu tutma fikri hakkında ne düşünüyorsun?
But he'll never be able to go back and do the kind of work... you know, darling I don't think I understand what kind of work he was doing.
Fakat asla geri dönemeyecek ve oradaki gibi çalış.. Biliyorsun, canım aslında tam olarak ne iş yaptığını pek anlayamadım.
Peters, but i don't understand what you're talking about, not that it makes any difference what i do or not, but... oh, i think i'm tired. I'm very tired, and i want to go to bed.
Anlasam da bir şey fark etmezdi ama sanırım yorgunum.
Deaf, but deaf. What do you think I am?
Benim ne olduğumu sanıyorsun sen?
But you, elder brother... what do you think of it?
Ama onun hakkında ne düşünüyorsunuz?
But you, sister, what do you think of him?
Ya sen abla, sen onun hakkında ne düşünüyorsun?
Well, we can tell him what the situation is now, but I think you'd better let me do it.
Durumu artık ona açıklayabiliriz... ama bunu bana bıraksanız iyi olur.
I don't want to interfere but do you think you could tell us what you're up to?
Karışmak istemem, ama neyin peşinde olduğunuzu söyleyecek misiniz?
I'll always think of him as my best friend, but what do you want me to- -
O her zaman benim en iyi arkadaşım olarak kalacak, ama benden ne...
I'm sorry, but there are five of you already, and I much prefer working as a single, if you know what I mean, and I think you do.
Üzgünüm, ama zaten beş kişisiniz. Ve yalnız çalışmayı tercih ederim, eğer anladıysanız. Ve sanırım anladınız.
But since you have, I guess you'd better do what you think best.
Ama artık çıkardığınıza göre, sizce doğru olanı yapın.
But listen, this tour of your master's... what do you think his real purpose is?
Ama dinle, efendinin çıktığı tur sence gerçek amacı ne?
Maybe you think I'm hardhearted, your own mother but what I'm gonna do is the only thing I can think of.
Belki taş kalpli olduğumu düşünüyorsun, ne de olsa öz annenim. Ama aklıma yapacak başka bir şey gelmiyor.
Honestly, I know you don't like me, but what kind of a man do you think I am?
Benden hoşlanmadığını biliyorum ama nasıl bir erkek olduğumu sanıyorsun?
But while you're eating and playing, what do you think about?
Yemek yerken ve oynarken aklından neler geçiyor?
I know he's made one or two breaks, but on the whole what do you think?
Birkaç kere lafa daldı, ama genele baktığımızda ne dersiniz?
- No doubt. - But, Mr. Gallagher, you do think that... someday you really might consider giving up what you've been doing?
- Bay Gallagher, günün birinde... şu anki işinizi bırakmayı düşünür müsünüz?
But I think they're watching to see what you're going to do.
Ama sanırım senin ne yapacağını görmeye geldiler.
- What do you think? - Wonderful. But isn't it running out on you?
- Güzel söylüyorsun da seni zorda bırakıp kaçmak olmaz mı?
But what do you think you'll find there?
Sirenler çalıyor.
But what do they know about sailing and outrigging and... Do you think it's safe?
Fakat gemicilik ve gemi donanımı hakkında ne biliyorlar ki... güvenli olur mu?
If you asked me what do I think of her as a fashion model or a famous aviatrix, then maybe I can express an opinion, but just to ask...
Demek istiyorum ki, sen onun bir model-manken olarak mı soruyorsun yada ünlü bir artist olarak mı... yada belki de benim basit fikrimi mi soruyorsun... tam olarak ne.
You don't like what you do, but you think something good will come out of it.
İşinizi sevmiyorsunuz, ama sonu hayırlı olacak diye yapıyorsunuz.
I didn't think they'd paid any attention to you... but suddenly I realized I was alone. I didn't know what to do.
Seni dinleyeceklerini hiç düşünmemiştim ama sonra birden yalnız olduğumu fark ettim.
But do you think I like what I've become with the boys grown and raised and not needing me anymore?
Çocukları büyüyüp yetişmiş ve bu nedenle kendisine ihtiyaç... kalmamış biri haline gelmek hoşuma mı gidiyor sence?
I'm sorry, but... do you think you'd ever get another good night's sleep wondering what might have been at the end of it all?
Affedersin, ama... her şeyin sonunda ne gibi bir şey olduğunu.. merak ederek iyi bir uyku çektiğini düşünüyor musun?
I know what we could do and I know what I'd like to do, but do you think we dare do it?
Ne yapabileceğimizi biliyorum ve ne yapmak istediğimi de biliyorum... ama sence buna cesaret edebilir miyiz?
I know what's going on in your head, But do not you think it's time to forget this?
Aklından geçenleri tahmin ediyorum,... ama sence de artık unutma vakti gelmedi mi?
But think about what you could do together.
Ama birlikte ne yapabileceğimizi düşünebildin.
You don't think or do anything but what the Providers tell you.
Düşünmüyor veya sadece Tedarikçilerin dediklerini mi düşünüyorsun?
But if it was what I want, do you think I could accept it?
Ama istediğim şey bu olsa bile, sence bunu kabul edebilir miyim?
But what England does not want, however... and what I think you yourselves do not want... are these revolutions carried to their extreme consequences.
Ama bununla beraber, İngiltere'nin istemediği ve sanıyorum sizin de istemediğiniz bu ihtilalin çok aşırı sonuçlara varmasıdır.
All right, I'll do what you want, but I think it's a shame.
İstediğinizi yapacağım ama bunu çok utanç verici bulduğumu bilin.
But what I do not understand is, what do you think?
Fakat benim asıl merak ettiğim sen ne düşünüyorsun?
What do you believe? Well, you may think I'm an old fool or an old drunk, but I've been living around Loch Ness all my life.
- Yaşlı bir sersem ya da ayyaş diyebilirsin, ama bütün hayatım Ness Gölü yakınında geçti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]