English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ B ] / But you're not

But you're not tradutor Turco

13,435 parallel translation
That is the last thing that I want, but you're not giving me any incentive to stay.
- Bu, yapmak isteyeceğim son şey. Ama bana kalmam için bir neden vermiyorsun.
I know, I know, but I love you, and I miss you when you're not here.
Biliyorum ama sizi seviyorum ve burada olmadığınızda sizi özlüyorum.
There's something you're not telling me, but you can.
Bana söylemediğin bir şey var ama söyleyebilirsin.
You were not an essay-contest winner. But I do have this 100 % hypoallergenic right-side out bra, for you to wear home since you're exposed on that side.
Makale yarışmasının kazanamadın ama yine de ben sana evde giymen için % 100 hipoalerjenik bu sağ sütyeni veriyorum o tarafın kendini ifşa ettiği için.
- But you're not invited.
- Ama sen davetli değilsin.
But you're not a thing of the spirit, Vanessa.
Ama sen ruhani değilsin Vanessa.
Look, I know that you're on that line every morning, looking for day work, but that is not Wade's fault.
Her sabah sıraya geçip günlük iş aradığını biliyorum ama bu, Wade'in suçu değil.
I know you're not married, but I... but what?
- Evli olmadığını biliyorum ama... - Ama ne?
You're seeing a guy, but not really dating.
Bir adamla görüşüyorsun ama aslında çıkmıyorsunuz.
It's not a big deal, but... you're telling me you were here doing this 20 years ago?
O kadar önemli değil ama... Bunu 20 yıl önce yaptığını mı söylüyorsun?
But let me be clear on this : There'll be no salvation without suffering, and you're not smarter than I am.
Ama şunu iyice anlayın acı çekmeden selamete eremezsiniz ve benden zeki değilsiniz.
But you're not.
Ama sen başaramayacaksın.
But... If you lose, you're not my son no more.
Ama kaybedersen artık oğlum değilsin.
I'm sure you're not one of those families hiding munitions from the war effort, but orders being what they are, it is my duty to check.
Eminim siz cepheden kaçan kaçakları saklayan ailelerden değilsinizdir. Ama emirlere göre kontrol etmek benim görevim.
Now, I know our little chats may have you feeling like you're quite the expert, but you're not equipped to live in this world.
Konuşurken çok uzmanmış gibi laflar ediyorsun ama bu dünyada yaşayacak donanıma sahip değilsin.
I know it may not seem like it right now, but what you're going through, it does get better, and there are people around you that are willing to get you to that part.
Bak biliyorum şu an öyle gözükmüyor ama başından geçen şeyler seni daha iyi yapıyor, ve etrafında seni daha iyiye götürmek isteyen insanlar var.
I know it may not feel like it right now, but what you're going through...
Biliyorum öyle hissetmiyorsun ama başından geçen şeyler...
I know that you're angry at Cami, Klaus, but you know as well as I do that she's not in her right mind.
Cami'ye kızgın olduğunu biliyorum, Klaus, ama kendimden biliyorum, Cami şu an kendinde değil.
Now I know that you said you're not ready to get back in the saddle, but we could really use your help.
Daha görev başına dönmeye hazır olmadığını biliyorum ama yardımın çok işe yarardı.
I'm not--it's not your fault, but it's--you bring it up right when we're trying to plan an engagement party, and so I'm left to think, "how can I marry Felicity if there's this lie between us?"
Hayır, senin suçun değil elbette ama düğün hazırlıkları yaparken bu konuyu açınca aramızda bir yalan varken nasıl Felicity'le evlenebilirim diye düşündüm.
I was in love with the Arrow, but you're not him, although I do like the sleeveless.
Arrow'a aşıktım ben ama sen o değilsin gerçi kolsuz elbiseleri severim.
Oliver, life's not fair, whether you're in Star City or Ivy Town, but you're right.
Oliver, hayatın kendisi acı zaten. Star City'de de olsan, Ivy Town'da da olsan. Ama haklısın tabii.
Laurel's gone, and finding Andy and whatever you're gonna do to him, it's not gonna bring her back, but if she were here, she'd tell you the same thing that I'm gonna tell you.
Andy'i bulduktan sonra ona ne yaparsan yap geri gelmeyecek. Laurel öldü. Ama şu an burada olsaydı sana benim söyleyeceklerimin aynısını söylerdi.
You're just one illegitimate child away from a really awesome Oliver Queen impersonation, but just like we tell Oliver, what happened was not your fault, and Laurel would have wanted you to know that.
Evlilik dışı bir çocuğun olsa harika bir Oliver Queen taklidi yapıyor olurdun şu an. Fakat Oliver'a söylediğimiz gibi, yaşananlar senin suçun değildi. Ve Laurel bunu bilmeni isterdi.
Your face is upside-down, so we're not gonna pick you, but thanks for coming.
Yüzün tersyüz olmuş. Anlayacağın seni seçmeyeceğiz ama geldiğin için teşekkürler.
But... you're always saying dumpy girls like us only have each other. You're not dumpy.
Ama sen her zaman, bizim gibi tıknaz kızlar. birbiriyle takılır diyorsun.
And, hey, you're not the homecoming king, but you'll always be my brother.
Balo Kralı olmamış olabilirsin ama her daim benim ağabeyim olacaksın.
I know, but she just is noticing that you're not sleeping at our house
Biliyorum, fakat işte evimizde uyumadığını fark etti.
Like, we have some savings, but if you're not working...
Biraz tasarruf yapabiliriz, fakat çalışmazsan..
But now I'm thinking you're not a vampire.
Fakat şu an vampir olmadığnı düşünüyorum.
It's not my place, obviously, but... you're really...
Bana düşmez, açıkçası, fakat sen sahiden...
But you're not.
Ama değilsin.
But now I see you're not interested.
Ama senin için öyle değilmiş.
I don't know what you're trying to do, but it's not working.
Ne yapmaya çalıştığını anlamıyorum. Ama işe yaramıyor.
But you're not and Herot needs you.
Ama sen kurtarılabilirsin ve Herot'un sana ihtiyacı var.
- But you're not. And Herot needs you.
- Ama sen kurtarılabilirsin ve Herot'un sana ihtiyacı var.
But your bed hasn't been slept in, my sister's not seen you, and you're still wearing last night's Zegna, which begs the question...
Dün gece yatağında yatmamışsın, kız kardeşim seni görmemiş ve üstünde hâlâ dün gece giydiğin takım elbise var. - Bu da akıllara bir soruyu getiriyor.
But you're not an artist, Holy Father. You are a head of State.
Ama siz sanatçı değil, devlet başkanısınız, Kutsal Babamız.
You know, but they're not.
Ama değiller.
- You're not mistaken, but...
- Yanılmıyorsun ama...
Look, I know you had your reasons for joining, but, no offense, I'm starting to think you're not undercover anymore.
Bak, senin katılmak için sebebin olduğunu biliyorum alınmak yok ama, artık gizli olduğunu düşünmüyorum.
But Jung Chae-san is the most important now, and you said you're not sure if Jung Chae-san is following. For that, based on my informant, Kim Woo-jin, Yun Gye-soon are operating as a group, moving and meeting at Andong.
Aldığım istihbarata göre Kim Woo Jin ile Yun Gye Soon iki ayrı ekibe eşlik edip Andong'da tekrar buluşacaklar.
But you're not gonna come in here and tell me how to run my county.
Ama buraya gelip bana eyaletimi nasıl yöneteceğimi söyleyemezsiniz.
But I'm not gonna do that'cause you're my blood.
Ama benim kanımdan olduğun için bunu yapmayacağım.
You may be immortal but, mmm... you're not immune to crow's feet.
Ölümsüz olabilirsin ama göz kenarındaki kırışıklıklara karşı bir koruman yok.
I hate to break it to you, but we're not shareholders.
Sana söylemek istemezdim ama, biz hisse sahibi değiliz.
Not because you're so badass, but because you're just that stupid.
Sert adam olduğun için değil aptalın teki olduğun için.
I'm here and so are you, but in one second, you're not here and I'm still here. "
Ben buradayım, sen de öyle ama bir saniye sonra sen burada olmayacaksın, bense burada kalacağım. "
A liver could show up any day, but if you're not ready...
Nakil sırası her an size gelebilir, bunun için hazır olmalısınız.
But then, you're not.
Ama sonra, korkmazsın.
But you're definitely not carrying me.
- Ama beni kesinlikle sen taşımayacaksın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]