Butterflies tradutor Turco
1,060 parallel translation
All the butterflies.
Bütün kelebekler.
- Butterflies?
- Kelebekler mi?
They change from caterpillars into butterflies.
Tırtıllar değişip kelebek olur.
( man # 5 ) Butterflies in your stomach.
Midenize kramplar giriyor.
- Doesn't he collect butterflies?
- O kelebekler toplanmıyor değil mi?
From the underpants... he'd tossed in the corner... the girl makes giant butterflies.
Donundan... Köşeden fırlamış... Kız dev gibi kelebekler yapıyor.
Those butterflies are gone
O kelebekler yok artık
Those butterflies are gone
O kelebekler gitti
Butterflies, termites, zebras, all these animals, and many more, use telepathy to transmit orders and relay information.
Kelebekler... Termitler, zebralar... Tüm bu hayvanlar ve daha fazlası bilgi göndermek ve isteklerini iletmek için telepati kullanmaktadır.
For instance, if we put a butterfly in a cage, within a few hours, it will be able to gather many other butterflies around it which will quickly swarm in, in answer to its call, even covering a distance of several miles.
Örneğin, bir kelebeği bir kavanoza kapattığımızda, bir kaç saat içinde çağrısına cevap veren pek çok kelebeğin kavanoz çevresinde kümelendiğini görürüz. Üstelik bir kaç kilometrelik bir alan içinde.
Butterflies come out of this hole.
Kelebekler bu delikten çıkıyor.
Do you understand butterflies?
Kelebekten anlar mısınız?
Butterflies always live in Spring Their beauty goes away with Spring
Kelebekler hep baharları yaşar ve bahar birlikte güzellikleri de gider
So they say butterflies are like love
O nedenle kelebeklerin'sevgi'gibi oldukları söylenir
I've come to catch butterflies in Spring
baharda kelebekleri yakalamak için
Because I love the butterflies here
Çünkü burdaki kelebekleri çok sevdim
Come again to catch butterflies on return
Lütfen gene kelebek yakalamak için gelin buraya
Look at all the butterflies I have, daddy, they are red and white and they fly.
Kelebeklerime bak, baba, kırmızı, beyaz ve uçuyorlar.
Here look at my butterflies.
Kelebeklerime bak.
They're not butterflies, they are labels.
Onlar kelebek değil, onlar etiket.
BIRDS AND BUTTERFLIES AND FRAGRANT FLOWERS.
... kuşlar, kelebekler ve mis kokulu çiçekler arasında.
The butterflies, which from the darkness into the flowery garden dances, will soon be here.
Kelebekler, karanlıktan danseden çiçekli bahçelere, buraya, gelecekler yakında.
Just listen. You know what I mean, trees, birds, butterflies...
Demek istediğimi anlıyor musun, ağaçlar, kuşlar, kelebekler -
- Butterflies... Blackwolf's got a secret weapon that makes us invincible.
Blackwolf'un bizi ölümsüz yapacak bir silahı var.
Attended by butterflies and sparrows.
Kelebekler ve serçeler bana eşlik ederlerdi.
# Flowers and butterflies #
# Çiçekler ve kelebekler #
I want flowers, music boxes, and balloons, and butterflies...
... müzik kutuları balonlar sonra kelebekler!
- Perhaps. But sweet, helpless young butterflies do need their rest.
Tatlı ve çaresiz kelebeklerin de dinlenmesi gerekir.
If I were creating a world, I wouldn't mess about with butterflies and daffodils.
Eğer dünyayı ben yaratsaydım, vaktimi asla kelebekler ve nergislerle harcamazdım.
It was made by tiny butterflies.
Küçük kelebeklerden yapıldı.
Lots of lovely roses here. And butterflies...
Ne güzel güller ve kelebekler.
All butterflies know are songs and poetry and anything else they hear.
Tüm kelebeklerin tek bildiği şarkı söylemek, şiir okumak ve ne duyarlarsa tekrar etmek.
Did you clip butterflies'wings as a kid?
Çocuk gibi kelebeklerin kanatlarını mı kesiyorsun?
- Chasing butterflies.
- Kelebek kovalayacağız.
" You've got the butterflies all tied up
" Karnımda binlerce kelebek
"When a girl spreads her legs... " her secrets fly away like butterflies. "
Bir kız bacaklarını açtığında, bütün sırları kelebekler gibi uçup gider.
butterflies!
Kelebekler!
Butterflies ate your arm?
Kolunu kelebekler mi yedi?
One thousand butterflies took it, and I haven't been able to find it since.
Bin kelebek alıp götürdü ve... bir daha da bulamadım onu.
I'm the queen of butterflies, here I come
Ben şimşek kraliçesiyim, geliyorum.
For the butterflies. - Okay, but no lipstick.
Tamam, ruj izi bırakma.
- My knees are shaking I got butterflies in my stomach.
- Dizlerim titriyor artık Karnımda kelebekler uçuşuyor.
Butterflies.
Kelebekleri.
Butterflies or moths.
Kelebek ya da güveleri.
I'm working on experiments involving lasers, sulphuric acid and butterflies.
Lazer, sülfürik asit ve kelebekler üzerine deneyler yapıyorum.
Here, butterflies
İşte, kelebekler.
ALL THOSE BUTTERFLIES, AND THAT HAT!
Bütün o kelebekler ve o şapka!
Moths and butterflies swarmed in merry hosts... flittering here, glimmering there.
Pervaneliler ve kelebekler, ışıldayarak ve parıldayarak yeni yuvalarına gidiyorlardı.
I've got butterflies in my stomach!
Mideme sancılar giriyor!
I just felt butterflies in my stomach.
Bilemezsin.
Butterflies.
Kelebekler.