Buzzy tradutor Turco
114 parallel translation
- No layoff, Buzzy!
- Ücretsiz tatil yok, Buzzy!
- Hey, buzzy!
Buzzy! Buraya gel.
Thanks, Buzzy.
Sağ ol, Buzzy.
It rubbed off from you, Buzzy.
- Senden geçti, Buzzy.
Oh, by the way, say- - say hello to Nixon and Buzzy Wuzzy.
Bu arada... Nixon ve vızıldayan arıcığa hoşgeldiniz deyin. - Karakterler tam uymuş.
No, fuzzy wuzzy buzzy.
Hayır, seni tüylü vızıldayan arıcık.
Buzzy threw up in her mask.
Will? Buzzy maskesinin içine kustu.
Go long, Buzzy!
Yakala, Buzzy!
Sometimes I do get a buzzy feeling in my head.
Bazen kafamda uğultu hissediyorum.
You got Buzzy Sullivan.
Buzzy Sullivan.
WELL, GOOD LUCK, BUZZY.
İyi şanslar Buzzy.
BUZZY'S MOVING TO FLORIDA.
Buzzy Florida'ya taşınıyor.
EVEN FUCKING BUZZY HAS A DREAM.
Sikik Buzzy'nin bile bir hayali var.
WHO'S FUCKING BUZZY?
Sikik Buzzy de kim?
I KNOW. IF I GET ENOUGH FOR IT, I'M GOING TO BUY BUZZY'S STORE.
Eğer yeterli para alabilirsem, Buzzy'nin dükkanını alacağım.
HOW DID BUZZY RUN THIS PLACE?
Buzzy bu yeri nasıl çalıştırdı?
Please, Buzzy, just give me the money?
Lütfen, Buzzy, ver şu parayı lütfen?
Buzzy.
Buzzy.
Buzzy, I am saving your job.
Buzzy, ben de bunu sağlamaya çalışıyorum.
"Yo, buzzy-bee, move your bag. The air conditioner goes there...."
Çantaları da getirin, klimayı da buraya koyalım!
"Yo, buzzy-bee, come here."
Hey ufaklık buraya gel!
How about you, Buzzy, think this works?
Ya sence? Sence işe yarar mı?
Come on, Jimmy. Come on, Buzzy.
Hadi çocuklar, hadi!
Buzzy, get in there.
Girin oyuna!
Come on, Buzzy.
Hadi çocuklar!
I'm so not tired, I'm all buzzy.
Hem yorgun da değilim. Kafam dumanlı.
Nasty... buzzy bees.
Pis! Vızlayan arılar. Vızlayan arılar.
Should be quite buzzy tonight!
Çok gürültülü olacak.
Please stay off the walkies. STEVE : Buzzy, I'm upstairs.
Tamam görüntü elimizde, lütfen uzaktan izleyin
The old man's on the fade, Buzzy. Fuck them, you know.
- O halde kimden şüphelenmemiz gerek?
Yeah, Buzzy, I just got a call from the mansion. The Swede has arrived. No shit.
Şimdi oteli aradım ve Swift gelmiş
We're in a bit of a footrace right now, Buzzy. It's a matter of who outhustles who, you know?
Gerçekten de bir kaç osuruk herşeyi halledecektir
And mission pilot Buzz Aldrin described the view as magnificent desolation.
Ve Buzzy Aldrin'in görevi bu muhteşem sessiz manzarada kılavuzluk etmektir..
What do you think, buzzy-boy?
Ne dersin vızvız çocuk?
Buzzy Tim, acid casualty.
Vızıltı Tim, kafadan kontak.
Buzzy Tim, hey...
Vızıltı Tim, hey...
Thanks, Buzzy.
Sağ ol, Vızıltı.
Buzzy Tim's up on the roof, man.
Burjuva Tim çatıya çıkmış.
Mick : Fucking Buzzy Tim.
Şerefsiz Burjuva Tim.
A little RR in the Poughkeepsie General Flight Deck and old Buzzy will be good as new.
Poughkeepsie'nin kokpitinde birazcık RR ve yeni gibi duran eski bir Buzzy iyi olurdu.
I just remembered I gave it to Buzzy Tim.
Şimdi hatırladım da anahtarı Buzzy Tim'e vermiştim.
Buzzy Tim's got the keys.
Anahtarlar Buzzy Tim'de.
Huh, he's a buzzy little bee.
Vızıldayan küçük bir arı.
- Not so buzzy now, are you?
- Artık fazla vızıldamıyorsunuz, ha?
I'm getting a little buzzy.
Hafif çakırkeyif oldum.
Not quite so buzzy-buzzy now, are you?
Şimdi çık bakalım ordan? Canım işe yaradı..
My goodness, you feel like my buzzy toothbrush just after I've charged it up.
Yüce Tanrım, elektrikli diş fırçamın şarj olduktan sonraki hali gibisin.
- Very buzzy, eh, Mrs. B?
- Çok hareketli değil mi, Bayan Bantry?
It's got orange juice that can make me feel buzzy. We don't have champagne.
Kafa bulduran portakal suyu vardır.
Now listen to me, Buzzy.
- Beni dinle dostum
I got to go, Buzzy.
Kapatıyorum