Cailin tradutor Turco
84 parallel translation
This is Cailin.
Bu Cailin.
Cailin...
Cailin...
Your son can go on calling himself King in the North, the Starks will have dominion over all lands north of Moat Cailin, provided he swears me an oath of fealty.
Oğlunuz kendisine kuzeydeki kral demeye devam edebilir Starklar da Moat Callin'in kuzeyindeki tüm bölgelerin hükümdarı olabilir tabii bana bir bağlılık yemini ettikten sonra.
Dr. Isles. This is my daughter, Cailin.
Doktor Isles Bu benim kızım Cailin.
- Hi, Cailin.
- Merhaba, Cailin.
- Right, Cailin? - Yeah.
- Di mi, Cailin?
- Cailin was at Oxford.
- Cailin Oxford'daydı.
Cailin just misses her friends.
Cailin yalnızca arkadaşlarını özlüyor.
I traveled a lot when Cailin was young, too.
Calin küçükken ben de çok gezdim.
- Look, Cailin's back.
- Cailin dönmüş.
Cailin hates me.
Cailin benden nefret etti.
- Was that Cailin?
- O Cailin miydi?
Did Cailin leave?
Cailin gitti mi?
I don't think Cailin should have been forced to have dinner with us.
Cailin'in bizimle yemek yemesi için zorlandığını düşünmüyorum.
- I feel the need to apologize for Cailin.
- Cailin adına özür dilemem gerekiyor.
You know, I was 18 once, and her life has been disrupted.
Ben de bir zamanlar 18 yaşındaydım. Cailin'in hayatı alt üst olmuş.
Cailin is actually very ill, which is why I brought her back to Boston.
Cailin aslında çok hasta, onu Boston'a getirmemin nedeni de bu.
Me and Cailin.
Ben ve Cailin demek istedim.
Cailin needs a kidney.
Cailin'ın böbreğe ihtiyacı varmışl.
Cailin's dying, Jane.
Cailin ölüyor, Jane.
And Cailin... she's... she's a teenager.
Ve Cailin o daha genç bir kız.
They found a kidney donor for her.
Cailin için böbrek donörü bulmuşlar.
Cailin.
Cailin.
Do you know at the name "Cailin" means?
Cailin isminin anlamını biliyor musun?
- Cailin, please let me explain.
- Cailin, açıklamama izin ver.
"Don't... don't do what I did, Cailin."
"Yapma.. Benim yaptığım şeyi yapma Cailin."
Cailin, please, don't throw your life away because of what you think of me.
Cailin, lütfen benim hakkımda düşündüğün şeyler yüzünden hayatını mahvetme.
Cailin!
Cailin!
Cailin. Honey. Let's just go.
Cailin.Canım. Lütfen gidelim.
And what about Cailin?
Peki ya Cailin?
Cailin, 18.
Adı Cailin yaşı 18.
She wants your kidney... for Cailin.
Cailin için böbreğini istiyor.
How's, uh... how's Cailin doing?
Cailin nasıl peki?
Yes. I came to see if she is still willing to donate one of her kidneys to Cailin.
Hala Cailin'e böbreklerinden birini vermek istiyor mu, öğrenmeye geldim.
So, no one... no one can blame you for wanting to save Cailin.
Bu yüzden hiç kimse, Cailin'i kurtarmak istediğin için seni suçlayamaz.
But then she remembered she needed your kidney for her real daughter, Cailin!
Ama sonra asıl kızı Cailin için senin böbreğine ihtiyacı olduğu aklına geldi!
- Cailin.
- Cailin.
- I want to help Cailin.
Cailin'e yardım etmek istiyorum.
I... I don't want Cailin to ever know.
Cailin'in hiçbir zaman öğrenmesini istemiyorum.
I told hope not to contact me, And I never want Cailin to know I'm her donor.
Benimle iletişime geçmemesini ve Cailin'in onun donörü olduğunu bilmemesini istedim.
Well, I'd at least like to know If Cailin is taking care of my kidney.
Yani, en azından Cailin böbreğime iyi bakıyor mu onu bilmek istiyorum.
Says Cailin has checked in at the college café.
Cailin'in üniversitenin kafesinde olduğu yazıyor.
Maura : Cailin?
Cailin?
Cailin, wait.
Cailin, bekle.
Hope gave it to Cailin on her 18th birthday.
Hope, Cailin'e 18. yaş gününde vermişti.
Well, Cailin's not gonna shoot me.
Cailin'in de beni öldüreceği yok zaten.
Yes, tell Cailin to wait for me in the café.
Cailin'e kafeteryada beni bekleyebileceğini söyle.
To offer moral support in case Cailin wants another one of my organs.
Cailin başka bir organımı isterse manevi destek sunacaksın bana.
You drive a hard bargain. Cailin.
- Sıkı pazarlık ettin.
- Is Cailin all right?
- Cailin iyi mi?
I-I thought you knew that Cailin gave it to me.
Cailin'in bana verdiğini biliyorsun sanıyordum.