Call me when you get this tradutor Turco
325 parallel translation
Um... could you call me when you get this message?
Şey... bu mesajımı aldığın zaman beni arar mısın?
Call me when you get this message.
Mesajımı aldığında beni ara.
Anyway, call me when you get this.
Her neyse, bunu aldığında beni ara.
Could you call me when you get this message?
Bu mesajı alınca beni arayabilir misin?
Bye. Call me when you get this message.
Tamam, hoşçakal, bu mesajı aldığında beni ara.
Call me when you get this.
Mesajı aldığında beni ara.
I need you to call me when you get this.
Bunu aldığında beni ara.
Call me when you get this.
Beni hemen ara.
Call me when you get this message
Bu mesajımı alınca ara beni.
Call me when you get this.
Mesajımı alınca beni ara.
Call me when you get this messege
Bu mesajı aldığında beni ara.
Call me when you get this.
Bunu aldığında beni ara.
Lisa Howard, Morgan Spurlock calling from New York. Please call me when you get this message.
Lisa Howard, ben Morgan Spurlock.
Please call me when you get this and let's talk about what's possible.
Mesajı aldığında lütfen beni ara.
Just call me when you get this.
Bunu aldığında beni ara yeter.
Call me when you get this message.
Mesajı alınca beni ara.
You have got to call me when you get this message.
Mesajı alınca beni mutlaka ara.
Uh, so ok, yeah, call me when you get this, ok?
Şey, tamam, evet, geldiğinde ara, tamam?
Would you please call me when you get this, okay?
Mesajımı alınca beni ara.
Hey, call me when you get this.
Hey. Bu mesajımı alınca beni ara.
I don't know what's going on, but if you could call me when you get this... okay?
Neler olduğunu bilmiyorum ama beni ara olur mu?
Just call me when you get this and tell me what route you're taking back.
Bu çağrıyı ne zaman alırsan beni ara nerede olduğunu bildir.
Uh, listen... call me when you get this message, and please come to poker tonight.
Benim, Bree. Mesajımı aldığında beni ara ve lütfen bu akşam pokere gel.
Well, call me when you get this, okay?
Bunu alınca beni ara tamam mı?
Erm... Anyway, call me when you get this message.
Mesajı alınca beni ara.
And call me when you get this. Ok, bye.
Mesajımı alınca ara!
Either way, call me when you get this, okay?
Neyse, bunu alınca beni ara, olur mu?
Just call me when you get this, okay?
Bunu alır almaz beni ara, tamam mı?
Anyway, please call me when you get this message
Bu mesajı aldığında lütfen beni ara.
Give me a call when you get this.
Mesajı dinleyince ara.
Run a patent search on a vaccine... C.R.C. - 13. Call me at this number when you get something.
C.R.C. - 13 aşısıyla ilgili bir patenti araştırmalısın birşey bulursan beni bu numaradan ara.
When you get this, give me a call either at the hospital or home or page me. 555-0197, okay?
Bu mesajı alınca, beni ya hastaneden ara, ya da evden... ... veya çağrı bırak. 555-01 97, tamam mı?
Call me back when you get this.
Mesajımı alınca ara beni.
But when you get this you call me right away.
Ama bu mesajı aldığında derhal beni ara.
So when you get this, will you please call me?
Mesajımı aldığında beni arar mısın?
Vickie please when you get this, leave the apartment go to your parents'house and wait for me to call.
Bu mesajı dinledikten sonra evden çık. Annenlerin evine git ve telefonumu bekle.
So when you get this, give me a call.
Mesajı alınca beni ara.
Give me a call when you get this message.
Bu mesajı aldığında beni ara.
Give me a call on my cellphone when you get this message.
Mesajımı alınca beni cepten ara.
Emmett, I know you're probably in Case Law class right now... but call me back when you get this.
Emmett, herhalde derstesin ama bu mesajı alınca beni ara.
Sarah, it's Veronica again. Give me a call when you get this.
Sarah, Ben Veronica tekrardan Mesajı aldığında beni ara.
Give me a call when you get this.
Bu mesajı aldığında beni ara.
When you get this message, have Anna give me a call.
Bu mesajı aldığında Anna'ya beni aramasını söyle.
Call me right away when you get this message.
Mesajımı aldığın zaman hemen beni ara.
Listen, just- - when you get this, call me, or just show up, Okay?
Dinle, bu mesajı aldığında beni ara, ya da buraya gel.
Call me when you get this.
Bu mesajı alınca ara.
Well, anyway, I'm at home right now, but I'm leaving for work soon, so give me a call on my cell when you get this.
Neyse, şu an evdeyim, birazdan işe gideceğim, bu mesajı alınca beni cep telefonumdan ara.
Anyway, I'm at home right now, but I'm leaving for work soon, so call me on my cell when you get this.
Neyse, şu an evdeyim, birazdan işe gideceğim, bu mesajı alınca beni cep telefonumdan ara.
Tina, baby, can you give me a call when you get this?
Tina, bebeğim. Bu mesajı alınca, beni arayabilir misin?
Seth, please call me back when you get this message.
Seth, bu mesajı aldığında lütfen beni ara.
Call me when you get this.
Bu mesajı alır almaz beni ara.