Can i see you in my office tradutor Turco
57 parallel translation
Can I see you in my office, please?
Seni odamda görebilir miyim?
Zito, Switek, can I see you in my office, please?
Zito, Switek, sizi ofisimde görebilir miyim, lütfen?
- Can I see you in my office?
- Odamda görüşebilir miyiz?
Uh, Maya, can I see you in my office?
Maya, ofisime gelir misin?
Robin, can I see you in my office?
- Robin, seninle ofisimde görüşebilir miyim?
- Can I see you in my office?
- Seninle ofisimde görüşebilir miyim?
Dee Dee, can I see you in my office please?
Dee Dee, odama gelir misin lütfen?
Can I see you in my office, please?
Seni ofisimde görebilir miyim Iütfen?
Can I see you in my office for a minute?
Bir dakika odama gelir misin?
Porky, can I see you in my office?
Porky, seninle odamda görüşebilir miyiz?
Can I see you in my office for a minute please, Sam?
Sam, ofisimde bir dakika görüşebilir miyiz?
- Ed, can I see you in my office?
Ed, odama gelir misin lütfen?
Pam, can I see you in my office?
Pam, odama gelir misin lütfen?
Can I see you in my office?
Odama gelir misin?
- Can I see you in my office?
Ofisime gelir misin?
Honey? Can I see you in my office?
Odama gelir misin, tatlım?
Hey, can I see you in my office for a minute?
Ofisimde bir dakika görüşebilir miyiz?
Chuck, can I see you in my office, please?
Chuck, ofisime gelebilir misin lütfen? Üzgünüm, Emmett.
Billings, can I see you in my office?
Billings, ofisimde seni görebilir miyim?
Luke, can I see you in my office for a second?
Luke, seninle ofisimde görüşebilir miyim?
Can I see you in my office?
Ofisimde görüşebilir miyiz?
Can I see you in my office for a minute?
Seninle bir dakika ofisimde görüşebilir miyim?
Can I see you in my office, please?
Ofisimde görüşebilir miyiz lütfen?
Can I see you in my office for a minute?
Bir dakika ofisimde görüşebilir miyiz?
Kasheera, can I see you in my office here just a second?
Kasheera, bir saniyeliğine ofisime gelebilir misin?
Rachel? Can I see you in my office?
Rachel, ofisime gelir misin?
- Can I see you in my office?
- Seni ofisimde görebilir miyim?
Cory, can I see you in my office?
Cory, seninle ofisimde görüşebilir miyim?
Uh, Meredith, can I see you in my office?
Meredith, ofisimde görüşebilir miyiz?
Kurt, can I... can I see you in my office?
Kurt, odama gelir misin, lütfen?
Kevin, can I see you in my office?
Kevin, odama.
Hey... can I see you in my office?
Hey... Ofisime gelir misin?
Can I see you in my office?
Ofisimde konuşabilir miyiz?
Can I see you in my office?
Odama gelebilir misin?
Can I see you in my office, please?
Ofisime gelebilir misin, lütfen?
Hey, Nick. Can I see you in my office, please?
Ofisimde görüşebilir miyiz lütfen?
See now, I'll go in my office and I'll get my.357 Magnum and I'll bring it out here and then you and I can discuss just who's got the right.
Şimdi odama gidip. 357'lik Magnumumu alacağım ve geri geleceğim. Kimin neye hakkı varmış o zaman tartışırız.
- Yeah, Captain. Can I see you up in my office, please?
Ofisime gelir misiniz lütfen?
I'm sorry, but I can't see you in my office.
Kusuru bakmayın sizi ofisimde kabul edemeyeceğim.
Can I please see you in my office?
Seni ofisimde görebilir miyim, lütfen?
Can I see you in my office?
Ofisime gelir misin?
- Can I see you in my office, - please?
Ofisime gelir misin, lütfen?
Unfortunately... Sullivan... what matters is that I can see Gotham from my new office... and you... oh, well, you, hon, you work below sea level.
Ne yazık ki Sullivan önemli olan, ben Gotham ( Batman'in şehri )'ı yeni ofisimden görebiliyorum, ve sen...
Well, as you can see, and as you were just told by my physician, I'm in complete possession of my faculties, and so to remove me from this office would be to betray both your oath and the American people who voted me as their president.
Şunu söyleyeyim, gördüğünüz gibi, ve doktorumdan da duyduğunuz gibi yeteneklerime tam olarak sahibim ve beni bu makamdan kaldırmak hem yemininize, hem de bana başkanları olarak oy veren Amerikan halkına ihanet olacaktır.
Can I please see you in my office, please?
Odamda görüşebilir miyiz, lütfen?
How about we move this to my office where I can ply you with alcohol and see where in goes from there?
Seni alkol ikram edebileceğim ofisime götürmeme ve bunun nereye gideceğini görmeye ne dersin?
- What now? Can I see you both in my office, please?
İkinizi de ofisimde istiyorum.
Hey, can I see you up in my office real quick?
sizi bir an önce ofisimde görsem?
I want you to come see me in my office as soon as you can. Charlie?
En kısa zamanda beni ofisimde ziyaret etmeni istiyorum.
Hey, Nick, can I see you in my office?
Nick, ofisime gelir misin?
You know, I just, uh, wanted to throw a few blades of grass in the air, see what kind of environment my office can expect on "Dollar" Bill Stern's pre-trial hearing.
Sadece havaya birkaç ot atıp Dolar Bill'in ön duruşmasında rüzgârın bizi ne tarafa sürükleyeceğini öğrenmek istedim.