Can you believe that shit tradutor Turco
90 parallel translation
Can you believe that shit?
Inanabiliyor musun?
Can you believe that shit?
Buna inanabiliyor musun?
Can you believe that shit?
İnanabiliyor musun? İnanabiliyor musun?
- Can you believe that shit?
- Şu boka inanabiliyor musun?
Can you believe that shit?
Bu boktan şeye inanabiliyor musun?
Can you believe that shit?
Bu olaya inanabiliyor musun?
Can you believe that shit?
Bu boka inanabiliyor musun?
Married five, together eight. Man, can you believe that shit?
Beş yıldır evliyiz, sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz.
Seriously, though, can you believe that shit?
Gerçekten, her şeye rağmen bu saçmalığa inanabiliyor musun?
Can you believe that shit?
Buna inanabiliyor musunuz?
Can you believe that shit?
- Bu saçmalığa inanabiliyor musun?
Can you believe that shit?
Bu pisliğe inanabiliyor musun?
What a fuckin'freak, can you believe that shit?
Ne boktan bir çılgın. Bu lanet şeye inanabiliyor musun?
- Can you believe that shit?
- Bu boku aklın alıyor mu senin?
Can you believe that shit?
İnanabiliyor musun?
- Can you believe that shit?
- Bu saçmalığa inanabiliyor musun?
Can you believe that shit?
Ne boktan bir durum, değil mi?
- Can you believe that shit?
- İnanabiliyor musun?
Can you believe that shit, moral grounds?
Bu saçmalığa inanıyor musun, maneviyat?
"What do you do for a living?" " I'm a fucking lung. Can you believe that shit?
"Ne iş yaparsın?" "Akciğerlik yapıyorum." Rezilliğe bak ya.
He tipped me $ 4. Can you believe that shit?
Bana kaç dolar verdi biliyor musun?
They watch some freak in a glass box. Can you believe that shit?
Cam bir kutudaki ucubeyi izliyorlarmış
Can you believe that shit?
Bu boka inanabiliyor musunuz?
Yeah, you can believe that shit. "
Ηaberin οlsun. "
And you can believe that shit.
Bundan emin olabilirsin.
I can't believe you're still dragging that shit around with you.
Hala etrafındaki bu boktan şeylerle sürüklendiğine inanamıyorum.
Can you believe that shit?
Bu saçmalığa inanabiliyor musun?
- Okay. Can you believe that shit that's going down around here?
Bu saçmalığa inanabiliyor musun?
I can't believe you told me to smoke that shit!
Bana o zıkkımı içmemi nasıl söylersin?
How can you believe that phone shit?
Bu tür şeylere nasıl inanırsın?
I don't even wanna hear that shit. I can't believe you'd say that either.
Bu saçmalığı duymak bile istemiyorum.
I can't believe I fell for all that shit you said the other night.
Geçen gece söyIedikIerine nasıI da safça inandım.
You can believe that shit, Fred.
Buna inanabilirsin, Fred.
I can't believe you went for all that bad karma shit, Mickey.
Uğursuzluğa takıldığına inanamıyorum, Mickey.
Can you believe the shit that passes for music these days?
Bugünlerde müzik diye çaldıkları şu zımbırtıya inanabiliyor musun?
- Hey, you can't believe that shit.
- Hey, bu yalana inanamazsın.
I can't even believe you feel for that shit.
Bu boka kandığına inanmıyorum.
- I can't believe you watch that shit. - What?
- Bu zırvalığı izlediğine inanamıyorum.
I can't believe that I let you take your clothes off in front of that piece of shit.
O pisliğin önünde soyunmana izin verdiğime inanamıyorum.
You give it to him, because once he knows he can have that, he ain't gonna want that shit anymore, believe that.
Çünkü bir kere ona sahip olduğunu bildiğinde aynı boku tekrar istemeycektir, inan bana.
Can get colleen back. Yeah. You believe that shit?
Evet, inanabiliyor musun?
In the past I did some bad shit myself, you can believe me on that.
İnanın ben de geçmişte kötü şeyler yaptım.
Yeah, I can't believe I'm gonna say this out loud, but I feel that I don't want to make love to you just the once... although I'm sure you would enjoy the shit out of it.
Evet. Bunu yüksek sesle söyleyeceğime inanamıyorum ama seninle sadece bir kere sevişmek istemiyorum. Bundan büyük zevk alacağından emin olmama rağmen.
It's just that and coconut husks, if you can believe that shit.
İnanması zor ama sadece bu ve hindistan cevizi kabuğu var.
I can't believe that you would believe this shit from a fucking Russian, man!
Rusun tekinin söylediği bu yalana inanabildiğine inanamıyorum.
Can you believe that little shit?
Şu küçük pisliğe inanabiliyor musun?
You can't possibly believe that shit!
Bu saçmalıklara inanıyor olamazsın.
I can't believe you did that shit, motherfucker.
Bunu yaptığına inanamıyorum.
Do you really believe your parents'money can buy you out of who you are and the shit that you do? Check it out :
Ailelerinizin parasının sizi ne olduğunuzdan veya boktan durumdan kurtaracağına gerçekten inanıyor musunuz?
The only reason you're getting anywhere is because Pete scared the shit out of me with his car accident statistics and because I can't believe how much I loved watching you fix that sink.
Dediğini yapmamın tek sebebi Pete'in o kaza istatikleriyle beni acayip korkutması. Bir de seni musluğu tamir ederken seyretmek çok hoşuma gitti, o da var.
I can't believe you thought I took that money again after all the shit we went through to put it back.
Yerine koymak için akla karayı seçtikten sonra parayı alabileceğimi düşündüğüne inanamıyorum.