Candies tradutor Turco
298 parallel translation
Sour candies to absorb the toxicity.
Zehri emmesi için ekşi şeker.
Is them penny candies, ma'am?
Bu şekerler bir peni mi bayan?
Two candies for my little Metche.
Benim küçük Metche'm için iki şeker.
I knew the cloth shops where endless yards of silk reflected the sun - the shop with baskets piled high with many varieties of grains... which the housewives grind to make curry - the vendors selling chickens and mangoes, papayas and coconut milk... candies, betel nuts and soda water -
Güneş ışınlarını sonsuzmuşcasına yansıtan ipekli giysilerin satıldığı tezgahları ve... evkadınlarının bol baharatlı yemeklerini yapmak için kullandıkları çok çeşitli... hububatlarla dolu sepetlerin koca koca kümelendiği tezgahları da biliyordum. Satıcılar mango, tavuk, papaya, hindistancevizi sütü... mum, hurma ve maden suyu... ve her yerde tembel tembel gezen inekleri satıyordu.
Would you give me some more of those candies, Mr. Krane?
Şu şekerlerden alabilir miyim, Bay Krane?
For years, you've been giving her candies and trinkets and she adores you.
Yıllardır ona şeker ve oyuncak veriyorsun. O da sana tapıyor.
- You're carrying it in a candies box?
- Paraları "Valda" kutusunda mı taşıyorsun?
The candies... they clog the river.
Şekerler.... Beni koruyor.
I'm going to come off the candies as well.
Acaba şekeri fazla mı kaçırıyorum?
Coming out of mass, he'd give my children sweets, candies, ice cream.
Kilisedeki her ayin çıkışında benim çocuklara tatlı verirdi. Şeker, çikolata, dondurma...
Wedding candies.
Düğün şekeri.
# # The candies you whistle, the whistles you eat
# # The candies you whistle, the whistles you eat
Canine candies.
Köpek şekerlemeleri.
Fill the jar with candies and nuts, just like we do at the birthday party.
Kavanozları şeker ve fındıklarla doldurun,... bir doğum gününde olduğu gibi.
They fill it with candies, nuts, fruits and toys and suspend it from a tree.
Onun içini şekerler, fındıklar meyveler ve oyuncaklar vardır. ... ve sonra onu ağaca asarlar.
What'd you want me to do, anyway, bring you candies and flowers first?
Ne yapmamı istiyordun, önce şeker ve çiçek getirmemi mi?
And more delicious candies were coming out than ever.
Ve daha önce hiç olmadığı kadar lezzetli şekerlemeler çıkmaya başladı.
Glazed candies... Don't push!
Şeker isteyen..... itmesene!
- Little cakes, candies- -
- Küçük pastalar, şekerler...
The Russians must have passed for one warehouse or for a candy plant, because they had the full arms of candies and chocolates.
Ruslar muhtemelen öncesinde Magazin'e ya da şeker fabrikasına uğramış olacaklar ki hepsinin eli şeker ve çikolata doluydu.
That's why, I bring you some candies for me and my friends.
Sayın öğretmenler, sevgili öğrenciler. Bu yılki liseler arası bilgi yarışmasını açıyorum.
I calmed him right away, two lead candies! Nine caliber!
Sakinleştirdim onu... iki tane yatıştırıcı kurşun verdim. 36 kalibre!
Could I have a drink or some candies or something? Let's go.
- İçki ya da şeker alabilir miyim?
They are stealing my candies.
Haberin ola hep şekerlerimi çalıyorlar.
- Two piece of candies, 300 lira.
- İki tane şeker mi ne 300 lira.
- Sweet candies.
- Leziz kurabiyeler.
- These candies also arrived, sir.
- Bir de tatlı geldi.
One time I went home on special emergency leave, My mama made me a special meal man with everything I love, I mean greens, fresh vegetable, potatos, candies...
Bir gün görev bitip eve döndüğümde annem bana en sevdiğim yemekleri yapacak.
Sheriff, you know what they found in those candies you're eating?
Şerif, o şeyleri nasıl yiyorsun, içinden neler çıkıyor biliyor musun?
I read that kids who are deprived of sweets and candies all the time, they get obsessed by it and they turn out to be obese.
Her zaman tatlılardan ve şekerlemelerden mahrum edilen çocukları okuyorum, bu durumdan etkilenip çok şişman oluyorlar.
Can you buy me coated chocolate candies?
Bana biraz çikolata kaplı şeker getirir misin?
No cakes, candies, or sugar at all.
Kek yok, şekerleme yok, şeker falan da yok.
On a certain day when all our plans are prepared you'll announce a great gala opening with free sweets, candies, and chocolates for every child.
Muayyen bir günde planlarımız hazır olduğunda her bir çocuğa bedava tatlı, şekerleme ve çukulatanın verileceği muhteşem bir gala açılışına davet edileceksiniz.
Lord, as a sign of Your existence... send us candies from Heaven.
Tanrım, varlığının bir delili olarak, bize cennetten şeker gönder.
Lord... send us candies.
Tanrım, bize cennetten şeker gönder.
Beloved comrade Stalin, send us candies!
Sevgili yoldaş Stalin, bize şeker gönder!
Candies, nougats, liquorice, Cointreau.
şekerlemeler, kos helvalar, meyan kökü, salam.
I'll bring.. but a lot of things are missing, the candies, the liquorice, the fruit.
götüreyim.. ama birçok şey eksik şekerler, meyankökü, meyve.
Bouin... you asked Papa to buy candies at the city, right?
Bouin babana mum almasını söylemiştin, değil mi?
When they make you the Head of Special Sector you can treat your wife to candies!
Bunu yaptığın zaman Özel Sektor Başkanı.. .. karını tedavi altına alabilir!
How about some willow ptarmigan candies?
Söğüt kartavuğu şekerlerine ne dersin?
Here are some candies
İşte sana birkaç şeker.
Crab in sugar candies...
Şekerleri kapışın
See, there're candies for sale
Bak satılık şekerler var
After I was hit by Jinx's Palm she gave me 3 candies
"Jinx Palm" ile yaralandıktan sonra Annem bana 3 şeker verdi
These aren't candies, are they?
Bunlar şeker değil mi?
Here you have some candies and two T-shirts.
Al bakalım şeker ve iki tane gömlek. Mutlu yıllar.
Looks like you don't want eat candies, either.
Şekerleme de yemek istemiyorsun ha?
Get these candies, I help you get cash.
Şunlardan biraz al, sana yardım edeceğim.
Where are these candies?
- Dikkat et konuşacağım.
Here are some candies for you.
Al. Sana şeker getirdim.