Carrots tradutor Turco
1,040 parallel translation
With carrots and bits of bacon and a cool drink.
Havuç, tütsülenmiş domuz eti. Diğer yanda da, soğuk bir içki.
We can practically clone people like carrots... and half the kids in this ghetto haven't even been inoculated for polio!
İnsanların klonlarını yapabiliyoruz. Tıpkı havuç gibi. Ama varoşlarda yaşayan çocukların yarısı hala kızamıktan ölüyor!
They're carrots.
Bunlar havuçlar.
I have carrots to deliver.
Bir yere iki torba havuç götüreceğim.
I don't like paella. I've got my carrots.
Etli pilav sevmiyorum.
I only eat carrots, but I think so.
Ben sadece havuç yiyorum ama güzeldir herhalde.
Oh, if we're going, I'd better pick those carrots.
Gidiyorsak, o havuçları toplamalıyım.
( narrator ) Patriotic films had no difficulty in giving the impression that determination and a diet of raw carrots could overcome the law saying you cannot see in the dark.
Yurtsever yapımlarda, içinde bulunulan durumu aktarmakta bir zorluk çekilmiyordu. Havuç diyeti yaparak karanlıkta görülemeyeceği algısının önüne geçilebilirdi.
Oats, barley, carrots.
Yulaf, arpa, havuç.
- Noel Joy, eat your carrots and your peas even.
- Noel Joy havuçlarını, hatta bezelyelerini de ye.
It comes with sprouts or carrots.
Lahana veya havuç ile gelir.
The child needs spinach, carrots... not scrambled eggs.
Çocuğun ıspanağa, havuca ihtiyacı var çırpılmış yumurtaya değil.
On Wednesday, I have schnitzel, peas and carrots.
Çarşambaları şnitzel, yanında da bezelye ve havuç yaparım.
It's just carrots, celery, and onions, so...
İçinde sadece havuç, kereviz ve soğan var yani...
Do you like carrots? .
Havuç sever misin?
Sliced carrots.
Dilimlenmiş havuçlar.
"One macedoine of fruit, beef Oriental, rice, carrots... coffee, apple pie a la mode."
"Meyve salatası, doğu usulü sığır eti, pirinç, havuç... kahve, dondurmalı elma turtası."
Oh yes, big carrots are just lovely!
Oh tabi, büyük havuçlara bayılırım!
They like spinach. Or carrots or alfalfa.
Ispanak, havuç ya da yonca yemeyi severler.
WITH PEAS AND CARROTS AND SQUASH AND TOMATOES.
Saçmalık. Adamın biri bir UFO görüyor.
Carrots. Mashed carrots and a little warm milk works wonders.
Haşlanmış havuç ve ılık süt çok iyi gelir.
Phooey on carrots!
Havuçlar kötü!
- You call those carrots?
- Bunlar havuç mu.yane?
The carrots and the potatoes were touching.
Havuçlar ve patatesler birbirine değiyor.
I eat oodles of carrots.
Çok miktarda havuç yerim.
Carrots look real runny today.
Bugün havuçlar çok sulu görünüyor.
"Satin, would you like some carrots?"
Aktarayım : "Atlas, biraz havuç ister misin?"
He likes carrots.
Havuca bayılır.
Carrots?
Havuca mı?
Ye-es, carrots.
Evet, havuca.
Ladies and gentlemen, we all know that carrots are the devil's favourite food!
Bayanlar ve baylar, hepimiz biliyoruz ki havuç, şeytanın en sevdiği yiyecektir!
If the devil likes carrots, why isn't it mentioned in the Bible?
Eğer şeytan havucu seviyorsa, neden İncil'de bundan bahsedilmiyor?
Why isn't "Thou shalt not eat carrots" in the Ten Commandments?
Neden, On Emir'de "Havuç yemeyin!" diye yazmıyor?
Carrots don't grow on trees.
Havuçlar ağaçta büyümezler.
How did you get to know so much about carrots?
Havuçları nasıl oluyor da bu kadar yakından biliyorsun?
- Carrots?
- Havuç?
"Half a teaspoon of carrots."
"Yarım çay kaşığı havuç."
I didn't have time to fix your carrots.
Havuçlarını hazırlamadım.
She's only eating carrots to increase the size of her breasts.
Onlar sadece göğüslerinin ölçüsünü büyütüyor.
You can eat your carrots when you get home.
Eve geldiğinde havuçlarını yersin.
"Carrots. Quarter inch apart, one foot rows..."
Havuç yarım santimetre arayla 30 santim derine...
Make hundreds of julienne carrots in seconds.
Birkaç saniyede yüzlerce havuç dilimi hazırlar.
Obelix you find honey, mead and carrots.
Obelix bal, mayalı içki ve havuç bul.
You call those carrots?
Sen onlara havuç mu diyorsun?
String beans, romaine lettuce, asparagus, carrots...
Halka soğan, fransız marulu, kuşkonmaz, havuç...
to spread on my carrots.
boşuna kalkmayın.
So, your carrots?
Senin havuçlar nasıl?
Valeria, you must eat your carrots!
Valeria, havuçlarını bitirmelisin!
Eat the carrots.
Yemeğini ye.
- Yes, like carrots, peas.
Evet, havuç, bezelye falan.
Carrots, right?
Havuç, değil mi? - Havuç.