English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ C ] / Chamber

Chamber tradutor Turco

4,099 parallel translation
It was ytterbium chamber.
Ytterbium çemberiydi.
The ytterbium chamber.
Ytterbium çemberi.
Artie, what about the ytterbium chamber?
Artie, peki ya ytterbium çeberi?
The Cold Sleep chamber is in jeopardy.
Soğuk uyku odası tehlikede.
Kowalski, shut down this chamber of chaos.
Kowalski, şu kaosu durdur.
You tap into a magma chamber, and you could set off an eruption.
Magma ocağına denk gelirse bir patlamayı tetikleyebilir.
Number two, it would pretty much take a perfect scenario of, you know, compressed magma, drill points, chamber vents, etc.
İkincisi, sıkışmış magma, delme noktaları, hazne bacaları gibi etkenlerin bir araya gelmesi ancak filmlerde olur.
Now, if you rupture that chamber, you could cause a catastrophic volcanic event.
Eğer hazneyi kırarsanız yıkıcı bir volkanik olaya sebep olabilirsiniz.
We've drilled into a highly compressed lava chamber.
Çok sıkışmış bir lav yatağını deldik.
It's molten lava, it's coming up the chamber.
Yatağından yükseliyor.
If we wait, the lava moves up, possibly to the inner chamber...
Beklersek, lav iç yatağa doğru ilerler.
My actions in the stone chamber were brash.
Taş salondaki hareketlerim saygısızdı.
We need to fall back and secure the Stone Chamber.
Geri çekilip Taş Salonu korumamız gerek.
For the Muncie Chamber of Commerce.
Muncie kasabası Ticaret Bürosu için.
They'd spin the chamber and put the gun to your head.
Mermi yatağını hızla döndürür ve silahı başınıza dayarlardı.
Bless this mothers death chamber and be her advocate in the beyond
Bu annenin ölüm odasını kutsa ve öteki dünyada onun adına konuş.
We pump blood... out of Captain Weaver into this chamber, where we heat it up to 105 degrees Fahrenheit, which, in theory, should kill whatever it is that's in the Captain's bloodstream.
Kanı Yüzbaşı Weaver'dan buraya pompalayacağız sonra 40 dereceye ısıtacağız ki bu teoride Yüzbaşının kanındaki şey her neyse, onu öldürecek.
And then we pump it into this second chamber where we cool it back down to normal body temperature, 98.6 degrees.
Sonra da kanı normal vücut sıcaklığına, 37 dereceye döndürecek ikinci bölüme pompalayacağız.
Somebody turned this elevator into a torture chamber.
Birisi bu asansörü işkence yerine çevirmiş.
And I have the right to challenge him... In the sun chamber.
Ve benim kendisine güneş odasında meydan okuma hakkım var.
I hope you brought your popsicles, because it's about to get scalding hot in the sun chamber.
Umarım meybuzlarını getirmişsinizdir! Çünkü güneş odası kavrulmak üzere!
Two men are sealed in the chamber, each with a broken unit.
İki kişi, birer bozuk klimayla odaya kilitlenecek.
They connect all three hangars, but they also lead to a larger chamber...
Üç hangara da bağlılar ama, ayrıca kocaman bir bölmeye de bağlılar.
But I've always had that bullet in the chamber.
Ama o kozu da her zaman hazırda beklettim.
You wouldn't think a woman who kills her husband in the bridal chamber would be such a turn-on.
Bir kadının nikâh masasında kocasını öldürmesinin bu kadar tahrik edici olacağını düşünmezsin.
That healing chamber is the only thing holding my scars at bay.
Bu iyileşme odası yaralarımın dağılmasını engelleyen tek şey.
- And the ytterbium chamber- -
- Peki ya iterbiyum çemberi?
Seeing her absence in everything - a counter, a cold breeze, a chamber pot.
Her yerde yokluğunu hissedersin. Tezgahta, soğuk bir esintide lazımlıkta.
Open the hatch to the chamber
Bölmenin kapısını aç.
Some are put in the isolation chamber for a month.
Bazıları bir aylığına tecrit odalarına konur.
You've made it quite impossible to stay informed of anything outside my prison chamber.
Dışarıdan haberdar olmamı tamamen engelledin.
Mr. Hong, the president of the Shanghai Chamber of Commerce.
Bay Hong, beyefendi Şangay Ticaret Odası Başkanı.
Lin Huai, there's a confession chamber for bad people.
Lin Huai, kötü insanlar için bir günah çıkartma bölmesi var.
Choose one, a chamber pot or newspapers?
Seç birini, lazımlık mı, gazete mi?
For your healing chamber.
İyileşme odan için.
Shouldn't you be back in that geriatric chamber of yours?
Senin iyileşme odanda olman gerekmiyor mu?
The burial chamber lies just ahead... end of that tunnel.
Lahitin odası bu yol üzerinde tünelin sonunda.
When I was a little girl, I used to sneak into Cora's chamber and watch her practice magic.
Küçükken Cora'nın odasına gizli gizli girip sihir yapmasını izlerdim.
Shall we adjourn to the baby-making chamber?
Bebek odası düzenlemeyi erteyecek miyiz?
The moderates sat on the right-hand side of the chamber and the extremists on the left, which is where today we get our words for left and right from in politics.
Ilımlılar meclisin sağ tarafında oturuyordu. Radikallerse solda. Günümüz siyasetindeki sağ ve sol kavramlarının doğuşu bu şekilde başladı.
It is time to head to the bed chamber, now.
Lütfen odanıza dönün, efendim.
No, my Cleveland, Ohio, Chamber of Commerce mini-cooler is ridiculous.
Asıl inanılmaz olan Cleveland, Ohio Ticaret Odası mini soğutucum.
"I slipped a bullet into a chamber " and holding the revolver behind my back " spun the chambers round.
"Hazneye bir mermi sürdüm ve silahı arkamda tutarak hazneyi çevirdim."
CHAMBER CLICKS Happily for Greene, he beat the odds.
Ne mutlu Greene'e ki, şans ondan yanaydı.
While I was lying in my chamber,
Odamda dinlendiğim süre boyunca,
I give you my word that I'll not enter the inner chamber.
Söz veriyorum, bir daha buraya gelmeyeceğim.
Now... can I invite you to the torture chamber in which President Park from the Jeong Ja Ok Tailor Shop died?
Evet. Terzi Jung Ja Ok'un başkanı Park'ın öldüğü işkence odasına sizi davet edebilir miyim?
We welcome you, ladies and gentlemen, first in the history of this people's chamber, to your House.
Bayanlar baylar, tarihte ilk kez bu milletin yasama meclisine, yani meclisinize, hoş geldiniz.
Order in my chamber!
Kazanmaya 8 oy kaldı.
The bullet's in the first chamber?
Mermi ilk delikteyse?
The sun chamber.
Güneş odası.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]