Chase tradutor Turco
8,927 parallel translation
- Well, let's cut to the chase, Jay.
- Sadede gelelim, Jay.
A high-speed chase ended in a crash, which left him in a coma with a blood clot in his brain.
Hızlı bir kovalamaca kazayla sona erdi. Kaza sonucu doktor komaya girdi. Beyninde bir kan pıhtısı oluştu.
Cut to the chase!
- Sadede gel artık!
Tsk, tsk, tsk, tsk. Eternal life in a numb chase.
Bu, boşa kürek çektiğin sonsuz bir hayat.
Looks the knife he used to chase you around the house with.
Seni evin içinde kovalarken elinde olan bıçağa benziyor.
Detective, let's cut to the chase, shall we?
- Dedektif, boş konuşmayı keselim olur mu?
It's tough to chase someone like that.
- Böyle birisini kovalamak zor.
Why don't you guys chase that Carlton Worthy dude?
Siz neden şu Carlton Worthy denen herifi kovalamıyorsunuz?
Yep, chase picked out these vintage-y sunglasses that look like I could've been murdered at a cool house party in the'70s.
Evet. Chase, 70'lerdeki havalı bir ev partisinde öldürülebilirmişim gibi görünen bu klasik tarzdaki gözlüğü seçti bana.
Chase Patterson, 25, his family slain in 2008.
Chase Patterson. 25 yaşında. Ailesi 2008'de katledilmiş.
Chase was a prime suspect at the time.
Chase o zaman baş zanlıymış.
Maybe Chase's case file can help clear that up.
- Sözde katil. - Belki Chase'in dosyası olayı temize çıkarmaya yeter.
Mr. Patterson's been staying in a different apartment in the building since he got back, just until he sells the penthouse where it happened. Chase...
Chase...
Chase Patterson, 18, only son.
Chase Patterson. 18 yaşında. Tek oğulları.
And the youngest kid, Chase, never showed. That's right.
- En küçük çocukları Chase hiç gelmedi mi?
So Chase and his parents fought.
Yani Chase ve ailesi kavga ederdi öyle mi? - Sürekli.
So if Chase killed his family and stole their things for drug money, why leave this behind?
Yani Chase ailesini öldürüp uyuşturucu parası için eşyalarını çaldıysa neden bunu almadı?
What happened, Chase?
- Neler yaşandı Chase?
Come on, Chase, what aren't you telling me?
Hadi Chase bana anlatmadığın şey ne?
Now, tell me, Chase, where were you last night?
Söyle bakalım Chase dün gece neredeydin?
Okay, Chase, you didn't do it.
Peki Chase.
Chase.
Chase.
I can't. I think Chase was here.
Sanırım Chase buradaydı.
You got him, John, the monster that killed Chase's family, and he got you pretty good too.
Onu vurdun John. Chase'in ailesini öldüren canavarı. Ama o da seni fena vurdu.
You managed to get to Chase's car.
Chase'in arabasına kadar gelmeyi başardın.
You need to get help, and if you don't, you're going to die, and so is Chase.
Yardım alman gerekiyor. Almazsan öleceksin. Chase de ölecek.
Following Chase Patterson.
Chase Patterson'ı takip ederken.
Please to forgive Cosmo for chase.
Lütfen kovaladığı için Cosmo'yu affedin.
I'll cut to the chase.
Sadede geleceğim.
We'll fire up some steaks, we'll pour a little wine, you pop into those short shorts, I chase you around the living room...
Biraz biftek pişiririz, yanına biraz şarap koyarız sen o kısacık şortu giyersin, ben de seni salonda kovalarım.
Prepare yourself, Kowloon, the chase is about to resume.
Hazırla kendini, Kowloon, takip kaldığı yerden devam ediyor.
Tweet BBC journalist Sarah Chase.
BBC'den Sarah Chase yazmış.
But I'm a professional at causing pain, and you're an amateur at taking it, so let's cut to the chase.
Ama ben acı çektirmede bir profesyonelim ve sen acı çekmede bir amatörsün o yüzden sadede gelelim.
Can we cut to the chase already?
Sadede gelebilir miyiz?
On a chase through the woods. I will be handling any urgent matters until his return.
O dönene kadar herhangi bir acil durumla ben ilgileneceğim.
Finally, we need to chase up the names and numbers from this diary.
Son olarak, bu günlükteki isimlerin ve numaraların peşine düşmeliyiz.
Sorry for coming late. ♬ I will chase my lost memories which fell in deep slumber ♬
Üzgünüm geç kaldım.
No escape from Chase Hunter.
Takip avcısından kaçış yoktur.
Don't chase this, Jesse.
Bunun peşini bırak Jesse. Köpek benimle konuşuyor.
Oh. Right to the chase, huh?
Doğru, bu konu değil mi?
I chase you, and I send you photos of my ass amongst other things,
Seni kovalıyorum, diğer şeylerin arasında... sana kıçımın fotoğrafını gönderiyorum..
There's a car chase on the 112 freeway.
- 112. otobanında araba takibi var.
I can do a car chase!
- Araba takibi uyar bana.
Top-of-car foot chase!
Araba üstlerinde koşarak kovalamaca!
Mr. Shaw, let's just cut to the chase : Never is not just a crater on Mars.
Bay Shaw, lafı dolandırmadan konuya girelim, "Asla" sadece Mars'taki kraterin adı değil.
So, what's the difference if you borrowed money from Chase Manhattan bank, or borrowed money from the street?
Yani ha Chase Manhattan Bankası'ndan kredi almışsın ha sokaktan almışsın.
Something for us to chase while his real plan unfolds.
- Gerçek planı gizlemek için... -... bizi başka şeyin peşinden koşturuyor olabilir.
Spoof messages saying we're somewhere else... Send the civilians on a wild goose chase.
Başka bir yerde olduğumuzu söyleyip sivilleri yanlış yere yönlendirebiliriz.
I got unicorns to chase.
Peşine düşmem gereken tek boynuzlu at var.
Our father... ♫ My angers become one it will chase my lost memories which fell in deep slumber. ♫
Baba...
Don't chase that.
Öyle şeyleri düşünmemelisin Amelia çünkü o benim işim. Onları düşünme.