Cheryl tradutor Turco
2,375 parallel translation
I can't, Cheryl Ladd, I'm married to Cheryl Tiegs.
Yapamam, Cheryl Ladd, Ben Cheryl Tiegs ile evliyim.
Living here in this beautiful beach house with you my beautiful Cheryl Cox-Tiegs.
Bu güzel sahil evinde, seninle, benim güzel Cheryl Cox-Tiegs'imle yaşıyorum.
You get the hell away from me, Cheryl Cox-Tiegs!
Cehenneme dibine git, Cheryl Cox-Tiegs!
Cheryl has - you know, she's an environmentalist.
Cheryl - biliyorsun, o bir çevreci.
Cha Cha and me and you and Cheryl.
Cha Cha ve ben ve sen ve Cheryl.
- I like Cheryl.
- Cheryl'i severim.
Oh, hey, by the way, if Cheryl finds out, you're all going down with me. - Leon.
- Leon.
Okay, I'll tell - I'll tell Cheryl.
Tamam, Cheryl'e - Cheryl'e söyleyeyim.
- Cheryl, do you love your husband?
- Cheryl, Kacanı seviyor musun?
There's Cheryl.
Bu Cheryl.
Remember Cheryl?
Cheryl'i hatırlıyor musun?
I gave Cheryl half the market value in the divorce.
Boşanırken piyasa değerinin yarısını Cheryl'e verdim.
Cheryl, I am so sorry.
Cheryl, Çok üzüldüm.
Cheryl, Betsy, Betsy...
Cheryl, Betsy...
- I think I'll get Cheryl an ice cream.
- Cheryl'e biraz dondurma alacağım.
- Hey, Cheryl.
- Hey, Cheryl.
I just kinda got it for - for Cheryl.
Bunu Cheryl için getirdim.
You just brought some ice cream just for Cheryl?
Dondurma aldın, ama sadece Cheryl için mi?
I'm not really used to... thinking about other people other than Cheryl.
Cheryl harici insanlar için... düşünüp de pek fazla bir şeyler almaya alışık değilim.
- Hi, how are you, Cheryl?
- Selam, nasılsın, Cheryl?
Cheryl, I'm home!
Cheryl, evdeyim!
Cheryl was in bed.
Cheryl yataktaydı.
- Oh, Cheryl's sick.
- Oh, Cheryl hasta.
Yeah, I just gotta make Cheryl some wheat toast.
Cheryl'e kızarmış ekmek götürmem lazım.
- No. - She might've caught that bug Cheryl's got.
- Cheryl'in hastalığını kapmış olsa gerek.
It's Scott and Cheryl Short.
Scott ve Cheryl Short. Tamam mı?
C heryl?
Cheryl?
Cheryl, Cheryl, are you all right?
Cheryl, Cheryl, iyi misin?
You got to ask Cheryl and ask the school where she worked, okay.
Cheryl'a ve okula nerde olabileceğini sor, tamam mı?
Cheryl. You all right?
Cheryl, sen iyi misin?
Cheryl says they've been hanging around Scott - forever.
Cheryl en başından beri Scott'ın etrafında dolandıklarını söyledi.
So Cheryl's not even his biological mother.
Yani Cheryl onun öz annesi değil.
Cheryl, why didn't you tell us this before?
Bunu niye daha önce söylemedin?
Cheryl, this is important.
Cheryl bu önemli.
You gave him to Cheryl Sharp in the first place, right?
Onu Cheryl Sharp'a veren sendin değil mi?
Well, you know, if you ever find the birth parents, that might be a problem, but until then, Cheryl Sharp, she loves him and he loves her.
Eğer öz anne babasını bulursan o zaman bir sorun teşkil eder. O zamana kadar Cheryl Sharp çocuğu seviyor. Çocuk da onu.
Told Cheryl I'll meet her there.
Cheryl'la orada buluşacaktık.
- You remember Cheryl Pruitt?
- Cheryl Pruitt'u hatırlıyor musun?
No. I'm taking Cheryl out.
Yok, Cheryl'la çıkacağım.
Cheryl's here.
Cheryl geldi.
I think I might ask Cheryl to marry me.
Cheryl'e evlenme teklif edebilirim.
Somebody's gonna have to tell Cheryl.
Cheryl'e de birinin söylemesi gerekecek.
Cheryl Davis is the regional director of the table tennis federation.
Cheryl Davis, masa tenisi federasyonu bölge temsilcisi.
It's Cheryl, not Shee-lo,
Cheryl, Shee-lo değil.
Cheryl Davis, regional administrator.
Cheryl Davis, bölge yöneticisi.
"Cheryl, how does a girl from Iowa end up directing an event sponsored by the Chinese Community Center?"
"Cheryl, Iowa'lı bir kadın acaba nasıl oluyor da Çinlilerin organizasyonuna sponsorluk yapıyor?"
My friend Cheryl lives in Orono, Maine, by the university.
Arkadaşım Cheryl, Orono, Maine'de yaşıyor, üniversite yakınlarında.
Cheryl I do the most e. work in history.
Tarihin en büyük işini gerçekleştirdim.
Jesus, Cheryl, I can not do that here.
- Tanrım Cheryl! Burada yapamam bunu.
Cheryl I have business.
Ne zaman geliyorsun? - Cheryl, işim var.
Cheryl I am.
- Alo? - Benim.