Chess tradutor Turco
3,007 parallel translation
Do you think a human being will ever beat a person at chess?
Sizce insanoğlu bir kişiyi satrançta yenebilir mi?
I just wanna win at chess.
Sadece satrançta kazanmak istemiştim.
But computer chess goes back even further, to the mechanical Turk, 1770, the original chess-playing machine.
Ancak bilgisayar satrancı daha da eskiye dayanır... 1770 yılının Mekanik Türk'ü ilk satranç oynama makinesidir.
Though the first was a fraud, we're working to get back to that level of chess play when machine beats man.
İlki fiyasko olsa da o zamanki satranç seviyesine gelmeye çalışıyoruz... Makinelerin insanı yendiği zamana.
I greet you for our annual North American Computer Chess Tournament and present you with a panel of the best and the brightest.
Geleneksel Kuzey Amerika Bilgisayar Satranç Turnuvası'na hoş geldiniz. En iyi ve en parlak kişileri sizlere tanıtarak bu paneli başlatıyorum.
Is there a computer program in the house which can stand up to a human chess master?
Aranızda bir satranç üstadının karşında durabilecek bilgisayar programı var mı?
Stick around for the last day because I challenge that winning chess program.
Son güne kadar bir yere kaybolmayın çünkü kazanan satranç programına meydan okuyorum.
I mean, chess is the game where you're supposed to protect the king, right?
Satranç, şahı koruman gereken bir oyundur. Değil mi?
I'm... developing a computer chess program!
Bilgisayar satranç programı geliştiriyorum!
Imagine a world where children can hone their skills playing against machines, where you've almost got an electronic chess coach...
Bir dünya hayal edin çocuklar becerilerini geliştirmek için makinelere karşı oynasınlar ve elektronik satranç koçları olsun...
Chess is black and white.
- Satranç siyah beyazdır.
It's not war, chess is not war.
Bu savaş değil, satranç savaş değildir.
"War is death, hell is pain, chess is victory," and um...
"Savaş ölümdür, cehennem acıdır satranç zaferdir" ve...
I would rather play a game of chess than go fight, get killed, get a fuckin'bullet in the eye.
Savaşıp ölmektense veya gözüme kurşun yemektense satranç oynamayı tercih ederim.
- They're new chess programs.
- Yeni satranç programları.
Various... various people have written their own chess programs this year - and it's a tournament for that. - OK.
Bu yıl pek çok farklı kişi kendi satranç programlarını yazdı ve bunun için bir turnuva var.
OK, so... the computers play chess versus other computers?
Demek bilgisayarlar diğer bilgisayarlara karşı satranç oynayacak.
I must say that was a very intense game played between two wonderful computer chess players
Söylemeliyim ki iki harika bilgisayar satranç oyuncusu arasında zorlu bir yarış oldu.
But look at the whole world - you want to be the best chess player, and that's beautiful, it is, and I honour the beauty of that, and the passion you have to do a thing like that.
Bütün dünyaya bir bak... En iyi satranç oyuncusu olmak istiyorsun. Bu güzel bir şey.
But I have to be truthful and tell you that it also breaks my heart just a little bit, because you could be the greatest chess master who ever lived and still not begin to tap into your full potential!
Ama gerçekçi olup şunu söylemeliyim ki böyle olması beni üzüyor çünkü sen gelmiş geçmiş en iyi satranç oyuncusu olabilirdin ama daha tam potansiyeline erişmedin bile!
I don't want to be a chess player, it's programming...
Ben satranç oyuncu olmak istemiyorum, programlamaktan bahsediyorum...
Just like chess.
- Satranç gibi.
I walked out into the lobby of the conference and I looked down and everybody looked like they were chess pieces.
Konferans holüne gelirken baktığımda herkes satranç parçaları gibi görünüyordu.
That's very nice, but listen - you're gonna have to get out of here, take your group, because I have this room reserved for a chess tournament.
Çok güzel, dinleyin... Burayı boşaltmalısınız. Grubunuzu da alın çünkü bu odayı satranç turnuvası için ayırttım.
There's a chess tournament in 20 minutes and I'm bringing in chessboards, I'm bringing in a computer, there are 20 people coming.
20 dakika sonra satranç turnuvası başlayacak, satranç tahtaları ve bir bilgisayar getireceğim.
We've had a chess tournament all weekend, - people from all around...
Hafta sonu boyunca satranç turnuvamız vardı bütün dünyadan insanlar...
He's a chess prodigy.
O bir satranç dâhisi.
I remember we played chess.
Satranç oynadığımızı hatırlıyorum.
Just one second. Honey, it's just a fucking chess board.
Hayatım, bu sadece lanet bir satranç tahtası.
It's everything. It's just the chess board.
- Bu sadece bir satranç tahtası.
Oh, nice chess board.
Güzel satranç tahtası.
Mr Ryland over there's requested a discreet police presence for this chess match.
Şurada duran Bay Ryland bu satranç yarışması için ihtiyaten polisin bulunmasını istedi.
You are not a player of chess?
Bir satranç oyuncusu değil misin?
This, it is the white bishop from the chess set, the exact piece that Dr Savaranoff was clutching in his hand when he died.
Bu, satranç takımından beyaz fil, Savaranoff'un öldüğünde elinde sımsıkı tuttuğu taşın kendisi.
Two white bishops from the same chess set?
İki beyaz fil aynı satranç takımından?
From natural causes, yes, not usually via electrified chess tables.
Doğal nedenlerden, evet, genellikle elektrik verilmiş satranç tahtası aracılığıyla değil.
Yeah, obviously referring to the chess game.
"Bir kral devrilecek". Evet, görünüşe göre, satranç oyununa göndermede bulunuyor.
This Poirot had observed at the chess tournament.
Poirot bunu satranç turnuvası sırasında fark etti.
- I don't know. - A Star Trek chess set's worth.
Belki bir Star Trek satranç takımı değerinde.
Think of it as a drug mule chess game.
Bunu uyuşturucu sevkiyatı üzerine bir satranç oyunu gibi düşün.
- Tell him I miss my chess partner.
Evet. Satranç arkadaşımı şimdiden özledim bile.
I was voted "most likely to succeed" in my chess club.
Ben satranç kulübü "başarılı olmak için büyük olasılıkla" seçildi.
The chess game our two empires are playing in -
İmparatorluklarımızın oynadığı bu santranç oyununda...
Anybody here play chess?
Satranç oynayan var mı?
Actually, I'm in my school chess club.
Aslına bakarsanız, ben okulun satranç kulübündeyim.
As displayed before the Imperial court, and only here to destroy you - at chess!
İmparatorluk sarayında da gösterildiği gibi buraya sadece sizi "satrançta" yenmeye geldi!
A single penny wins you five Imperial shillings if you can beat this empty shell at chess.
Eğer bu boş kabuğu satrançta yenebilirseniz bir peni size beş İmparatorluk şilini kazandıracak.
Do you play chess?
- Satranç oynar mısın?
The rules of chess are in my memory banks.
- Satranç oyunun kuralları hafıza bankamda var.
You're proposing we play chess to end the stalemate?
Beraberliği bozmak için satranç oynamamızı mı öneriyorsun?
The rules of chess allow only a finite number of moves.
Satranç kuralları sadece sınırlı sayıda hamleye izin verir.