Chummy tradutor Turco
249 parallel translation
That fellow Helstrom is getting too chummy with the crew.
Şu Helstrom denen adam mürettebatla çok sıkı fıkı oluyor.
When you worked for Mr. Gray, were the two of you always this chummy?
Bay Gray için çalışırken de bu kadar sıkı fıkı mıydınız?
- Oh, yes, I see. Well, if you can be so chummy with the Grays, why can't you be chummy with the Bullocks?
Madem Gray ailesi ile bu kadar sıkı fıkı olabiliyorsun... neden Bullock'lar ile de olmayasın ki?
Incidentally, your sister's getting chummy with Tommy.
Bir anda kız kardeşin Tommy ile yakınlaşıyor.
Well, now, that's mighty chummy all around, isn't it?
Ne kadar da dostça bir davranış, değil mi?
But after all, I mean, let's not be too chummy.
Ama en azından, fazla samimi olmayalım diyorum.
Chummy sort of a fella, isn't he?
Candan bir adam, değil mi?
Seems you were pretty chummy with some Nazi collaborators in Vichy.
Göründüğü kadarıyla Vichy'deki Nazi işbirlikçileriyle pek haşır neşirsin.
Chummy little group.
Ne samimi bir grup.
You're chummy with him.
Onunla samimisiniz.
- You been gettin'kinda chummy.
- Bakıyorum iyi arkadaş olmuşsunuz.
They were real chummy.
Çok samimiydiler.
Floyd, the boys upstairs tell me that the cowboy and Bondi were chummy.
Floyd, yukarıdaki çocuklar, kovboyla... Bondi denen adamın arkadaş olduğunu söylüyor.
De Vita is chummy with Balsamo, the councilman from the center.
De Vita, Balsamo ile sıkı fıkı, şu merkezcilerin meclis üyesi.
He figures he'll see action here, so he's being chummy.
Başına bela olacağımızı anladığı için de dost olmak istiyor.
He's getting chummy and fresh, like a servant.
Biz hizmetçi gibi gittikçe arkadaş canlısı ve diri oluyor.
And now, since we are becoming so chummy, perhaps you will tell me everything you know about the Great Train Robbery, eh?
Evet, şimdi dost olduğumuza göre belki büyük tren soygunu ile ilgili bildiklerini anlatabilirsiniz.
I'm angry you were so chummy with him.
Ona öyle dostça davrandığın için sana çok kızdım.
So on your way, chummy.
Hadi yoluna git canikom.
Not to be chummy with everyone.
Herkesle samimi olmamalısın.
Chummy's gone to ground.
Dostumuz mekânına geldi.
I ran into Chummy Morello yesterday.
Dün Chummy Morello ile karşılaştım.
Chummy.
Chummy.
So, what do you think of this Chummy Morello?
O zaman söyle bana, bu Chummy Morello hakkında ne düşünüyorsun?
Chummy Morello.
Chummy Morello.
So what you think about Chummy Morello?
Chummy Morello hakkında ne düşünüyorsun?
Get too chummy.
İşguzarlıklarıyla...
Oswald becomes chummy with the Dallas White Russian community.
Willie O'Keefe'nin Oswald'la ilgili anlattıklarını... Janet Williams şöyle değerlendiriyor.
Well, you seem to be chummy with him.
Onunla baya samimisin, değil mi?
Awfully chummy with the help, Bruce.
Yardımcıyla fazla sıkı fıkısın, Bruce.
That's why they don't get chummy with the lower ranks.
Düşük rütbeliler ile neden samimi olmadıklarının sebebi bu.
Well, who else is she supposed to get chummy with out here?
Burada kiminle samimi olmayı düşünüyor ki?
- Carter said they were very chummy.
- Carter, "Çok samimilerdi." dedi.
O'Reily's awfully chummy with mumanatta.
- O'Reily, zenci ile çok sıkı fıkı.
Why were you so chummy with Bester?
Bester'la neden bu kadar sami miydiniz?
Hey, before we get all chummy here, how about we do something about this net?
Arkadaş olmadan önce, beni bu ağdan indirmeye ne dersin?
- I don't like the two of them being so chummy.
O ikisinin samimi olmasından hoşlanmıyorum.
We have to look chummy, remember?
Sevgili gibi görünmeliyiz. Unuttun mu?
Lois is getting chummy with the new neighbors.
Lois yeni komşularla tanışıyor.
Hey. don't get so chummy. I ain't sure I'm liking you yet.
Bu kadar samimi olma hemen Seni hala sevdiğimden şüpheliyim.
I don't like the way she's so chummy with your husband.
Kocanla içli dışlı olması hoşuma gitmedi.
Oh, so you two are chummy?
Demek onunla dostsunuz.
I'd love to tell you all about Maya, get real chummy, heart to heart, have talks just like you and Izzy used to have.
Sana Maya'yı anlatmak isterim. Yakın arkadaşın olup izzy'yle yaptığınız gibi sohbet etmek isterim seninle.
Larry and his ex-girlfriend got a bit chummy.
Larry'le eski sevgilisi fazla sıkı fıkı oldular.
Just because we shared a moment out there doesn't mean we have to get... -... all chummy.
Yalnızca dışarıda bir anı paylaştık demek, samimi olmamız anlamına gelmez.
You seemed particularly chummy.
İkiniz pek samimiymişsiniz.
You two were very chummy in there.
İkiniz içerde pek bir sıkı fıkıydınız.
You've become awfully chummy with them, haven't you?
Onlarla acayip sıkı fıkı oldun değil mi?
Gives you a chance to get chummy, to keep her happy at your side... while we batter old Papa.
Biz babasını hırpalarken sen onunla biraz daha yakınlaşır yanında gayet mutlu bir şekilde tutarsın.
Don't get chummy with me.
Senli benli konuşmayı hoş görmem demiştim.
I don't like how chummy she is with your non-romantic life partner. All right. fine.
- Tamam o zaman.