Combined tradutor Turco
1,600 parallel translation
The strength of our combined armies... shall allow for generations of peace and tranquility.
Birleşmiş ordularımızın gücüyle barış ve sükûnet nesilleri mümkün olacak.
That, combined with the ability for him to think on his paws, makes him an invaluable search and rescue dog.
Bu onun kıvrak zekasıyla birleşince, çok kıymetli bir arama ve kurtarma köpeği olur.
What you say is so, or it is not so, it's also so and not so combined, heh, or it's neither so nor not so combined.
Ne diyorsan öyledir yada öyle değildir. Hem öyledir hem de değildir. Yada ne öyle, ne de öyle değildir.
For Shiva is both creator and destroyer combined.
Yaratıcı ve yok edici, bunların ikisi de Shiva için bileşiktir.
What were the combined findings of the hospital staff?
Hastane personelinin ortak bulguları nedir?
It could be a combined attack.
Bu bir seri atak olabilir.
Their six IQs combined is 2.
Altısının IQ'su toplansa 2 eder.
Combined production would exceed our own.
Birleşik üretimleri bizimkini aşabilir.
From your combined total of five hours of relationship experience?
Topu topu 5 saatlik ilişki deneyimine dayanarak mı?
Combined.
Hepimiz aynı anda.
The combined volume of water will overwhelm the Thames Barrier.
O kadar çok su olacak ki... Bariyeri kolaylıkla aşacak.
We have 5600 newspapers... 35000 magazines in over twenty-one different languages... with a combined readership of over 1 20 million.
5600 tane gazete ve... 21 dilin üzerinde magazin dergimiz ve... yaklaşık olarak ta 120 milyon tane de okurumuz var.
So we combined... everything.
Böylece her şeyi birleştirdik.
Who here knows how many gold medals the United States boxing team has won in the last two Olympics combined?
Kim Amerikan Boks Takımının son iki Olimpiyatta kaç altın madalya kazandığını biliyor?
Combined, will be next Tuesday.
Önümüzdeki Salı gününe anlaştık.
- People of different immune systems attract one another, so the offspring has a stronger combined immune system. Don't snore!
Farklı bağışıklık sistemleri olan insanların arasında çekim olur çünkü böylece dölleri, yani ürettikleri çocuk daha güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olur.
He's grown stronger than all of us combined.
O hepimizin toplamından daha güçlü artık.
And, it intersects with 6 symbols, which when combined correspond with... a Gate address.
Altı sembolün kesişiminden oluşuyor. Birleştirildiğinde ise, bir geçidin adresiyle uyumlu oluyor.
That, combined with Pickles dying, must have just been too much for him.
Pickles'ın ölümünün üzerine bu olay kendisine biraz ağır gelmiş olacak.
The lab guys think it combined with the chemo chemicals, - turned her blood into a neuro-toxin. - We're lucky they're not all dead.
Laboratuardakiler, kemoterapi için verilen kimyasallarla karıştığını ve kanını, bir çeşit sinirsel etki yaratan zehire dönüştürdüğünü düşünüyorlar.
Besides your guy having more facial hair than all three members of zz top combined, and a tattoo that makes no sense, I think we're good.
Bir de, kurbanın yüzünde, her üç insandan birine oranla daha fazla kıl olduğunu saptadım. Ve anlamlı gelmeyen bir dövmesi var. Sanırım hepsi bu.
Even at the club, I'm telling you, the young men and women that work there must have a combined I.Q. of a grapefruit.
Kulüpte bile çalışan genç kadın ve erkeklerin toplam IQ'su bir greyfurdunki kadardır.
With our powers combined, let's arrest Kira! No, but... Yagami is taking a different investigative approach from us and will be working with his father and the others.
Ayrıca Amane Misa'nın senin için olan aşkı ve cesaretinin eşi yok.
Yeah, and combined they do what?
Evet, peki bu kombinasyon ne için?
He's been with more women than the three of us combined.
Üçümüzün beraber olduğu kadınlardan daha fazla kadınla beraber olmuştur.
Combined with anafranil.
Anfranil'le birlikte.
And then she found a man that combined sex and love.
Ve sonra seksi ve aşkı bir arada yaşayabileceği birini buldu.
Vying for a combined purse of over $ 5 million.
Toplam değerleri, 5 milyon Doların üzerinde.
And I have more money than him and Robert Blake, and O.J. combined.
O, Robert Blake ve OJ'in toplamından çok param var.
Combined, your two minds are very powerful, but all I need to do is distract you for a single moment to get to the other...
İki zihin birleşik, oldukça güçlü ama tek yapmam gereken diğerine ulaşmak için senin dikkatini bir anlığına dağıtmak.
... what that is is a combination of the temperature and the humidity, those two combined.
... bu sıcaklığın bir kombinasyonudur ve nem, bunlar ikisi birleşti.Bu yüzden bugün sıcaklık yaklaşık 38 C olacak,
Octavio's performance the other day, combined with my wife's intense desire to get pregnant, not to mention the acid, inspired me to take some bold steps in looking at my relationship with my father.
Önceki gün kü Octavio'nun performansı, karımın hamile kalma isteği ile birleşince, asitten bahsetmiyorum bile, babamla olan ilişkime bakışımda cesur adımlar atmamı sağladı.
Oh, well, that's highly unlikely given your combined genetics, But you would be in default.
Oh, aslında sizin genetikleriz, bu işe çok uygun, ama bunun içinde olacaksınız.
Combined, dark matter and dark energy... make up ninety-six percent of the universe... and uncovering their secrets... is like making the one-in-a-million shot.
Birlikte karanlık madde ve karanlık enerji... evrenin % 96'sını oluşturuyor... ve onların gizemini açığa çıkartmak... milyonda bir atışı tutturmak gibi birşey.
Ellen's special blend of courage and kindness combined to form a whole that embodied- - What a body it was- - the american spirit,
Ellen, mürüvvet ve nezaketin özel bir şekilde tek vücutta buluşmuş Amerikan ruhuna sahipti.
- Mr. Arnold, you were a combined county drug task force commander in November of 2000, were you not?
Bay Arnold, Kasım 2000'de Eyalet Narkotik... Şube Amirliğiyle ortak hareket ettiniz, değil mi?
It's just he's a better tracker than both of us combined.
Sadece o ikimizin toplamından daha iyi bir iz sürücü.
All of which may have combined to undo...
Bütün bunlar sebep olmuş olabilir...
Miguel's better than the two of us combined.
Miguel ikimizin birleşmesinden bile daha iyi.
He's combined two of his worst qualities.
En kötü iki özelliğini bir araya getiriyor.
What kind of abnormal has the ferocity and power of a wild animal combined with the cunning and intellect of a human?
Ne çeşit bir anormal vahşi bir hayvanın yırtıcılığına ve gücü ile, bir insanın kurnazlığının ve zekasının birleşmesine sahip olabilir ki?
We've combined our flats.
Biz dairelerimiz birleştirdik.
- Combined, your highest score is a one.
En yüksek puanlarınızın toplamı 1.
And combined that with the dopamines produced By your adrenals.
ve adrenalinin tarafından üretilen dopamin ile birleştirdim..
I thought I had successfully combined my findings With yours.
Elimdeki bulguları, sizinkilerle uyumlu bir şekilde birleştirdiğimi düşünmüştüm.
I stripped the silver nitrate off some old rolls of film And combined it with aluminum potassium sulfate.
Eski film rulolarından gümüş nitrat çıkarttım ve alüminyum potasyum sülfatla karıştırdım.
'Economic growth is slowing, fears of stagflation, stagnant growth'combined with accelerating inflation...'
"Ekonomik büyüme yavaşlıyor, yüksek enflasyon korkusu ve durgun gelişme kombinasyonu enflasyonu arttırıyor."
- All telephone networks combined.
- Tüm iletişim ağları birleştirildi.
I think there's a dynamic quality to the brushwork that, combined with the fluid composition, creates an almost Kandinsky-like emotional resonance.
Bence fırça darbelerinde, akışkan kompozisyonla birleştirilmiş bir devingen nitelik var ve bu da neredeyse Kandinsky gibi bir duygusal tını yaratmış.
the damiana herb we found in both our vics'stomachs was combined with criollo, the most expensive dark chocolate money can buy.
Kurbanların midesinde bulduğumuz damiana bitkisi, paranın satın alabileceği en pahalı siyah çikolatanın içine katılmış.
Well, 3PO, you're the one with the tranlang four-communicator module combined with a double A-1 Verbobrain.
Pekâlâ 3PO, çifte A-1 beyin uyumlu çoklu dil konuşma modülü yüklenmiş kişi sensin.