English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ C ] / Confirm

Confirm tradutor Turco

5,811 parallel translation
If we confirm that there's a bomb, I'll take command.
Araçta bir bomba olduğu kesinleşirse komuta bana geçecek.
I need you to confirm that you're aware of the protocol.
Protokolümüzün farkında olduğunu da ağzından duymam gerekiyor.
This call is being recorded and we confirm that you'll be held personally liable for every action concerning customers or the bank's money.
Konuşmamız kayıt altına alınıyor. Bankamız veya müşterilerimizin paraları ile ilgili yapacağın her işlemin sorumlusu bizzat sen olacaksın.
~ Could you confirm your plea, Mr Miller?
- Savunmanızı onaylıyor musunuz sayın Miller?
Otis, I need you and Beedle to go to the house and confirm the location of Lasseter and asset Howell.
Otis, Beedle'la birlikte eve gidip Lasseter'la Ajan Howell'ın orada bulunduklarını teyit etmeni istiyorum. - Ben...
Agent Douglas, please confirm.
- AKTİFLEŞTİRİLDİ - Ajan Douglas, onaylayın lütfen.
Agent Douglas, please confirm deployment.
- Ajan Douglas, lütfen izni onaylayın.
Why won't you confirm it?
Neden bunu doğrulamıyorsun ki?
The BBC can confirm that the American terrorist leader Adem Qasim has escaped from MI5 custody in one of the most serious failures in the organisation's history.
BBC, Amerikan terörist lideri Adem Qasim'in organizasyon tarihindeki en ciddi hatalardan biri sonucunda MI5 gözaltından kaçtığını doğrulayabilir.
But what I can confirm... is that the payload is permanently offline... the station is secure... and we have in our possession Mr. Whit Carmichael.
Gördüğüm kadarıyla kargo kalıcı olarak devre dışı kalmış. İstasyon güvende ve Bay Whit Carmichael yanımızda.
Yeah, well, I can confirm I have the greatest hangover in the history of ever.
Benim de gördüğüm kadarıyla gelmiş geçmiş en fena akşamdan kalma olayını yaşadım.
The tissue results will confirm that.
Doku sonuçları bunu onaylar.
I can neither confirm nor deny, counselor.
Ne doğrulayabilir ne de yalanlayabilirim danışman.
We'll need to confirm it's him.
O olduğunu teyit etmemiz lazım.
You'll have to get closer and confirm.
- Yakınına gidip görmen lazım.
I need to confirm some details for the voter ID.
Bir kaç kimlik bilgisi işlemi vardı.
In order to confirm identity of still missing and recovery of their personal relics He would remain here for a while
Hala kayıp kimliklerini doğrulamak ve kendi kişisel emanetlerini kurtarmak için. bir süre daha burada kalacak.
Once they confirm their children are safe, we need to arrange their evacuation right away, tell them!
Çocukların güvende olduklarını doğruladıkları anda onları tahliye etmemiz gerekiyor.
I'll confirm it.
Teyit ederim.
Good, all right, also confirm that Claire Landis was on that guest list.
Güzel, ayrıca Claire Landis'in de o konuk listesinde olduğunu doğrulayın.
- Confirm what they told you.
- Sana söylediklerimi onaylayacaklar.
Someone said he's done down past the beach to check on communications, but I can't confirm that.
İletişimi kontrol etmek için sahile inmiş olabileceğini söylendi ama bunu teyit edemem.
Um, I'm calling to confirm an appointment.
Bir randevuyu teyit etmek için arıyorum.
I just want to confirm.
Sadece teyit etmek istemiştim.
And I must say, coming out here alone like this, it only serves to confirm my suspicions.
Ayrıca buraya böyle yalnız başına gelmen şüphelerimi doğrulamamı kolaylaştırdı.
I need you to double confirm the RSVP list and make sure Anderson Cooper's office knows we will be sending a car for him and his hot Latin boyfriend.
RSVP listesine çift onay için ve Anderson Cooper'ın ofisinin o ve Latin erkek arkadaşı için araba gönderecek olduğumuzu bildiklerinden emin olmak için sana ihtiyacım var.
Make sure you confirm my 1 : 00 reservation at the The Monkey Bar, table 5.
- Monkey Bar'da beşinci masada 1'deki rezervasyonumu onaylattır.
A psychiatrist, to confirm you're of sound mind.
Aklının başında olduğunu onaylayacak bir psikiyatrist.
To confirm I'm cactus.
Gebereceğimi mi onaylayacak.
No problem, I just wanted to confirm.
- Yok. Sadece teyit etmek istedim.
When the letters come back, the percentages, once again, confirm expected prejudices.
Mektuplar adreslere ulaştığında, yüzdeler beklediğimiz tahminleri yine doğruluyor.
- We can't confirm the pathogen without them!
- Onlar olmadan patojeni tanımlayamayız. - Düzelteceğim.
I need access to the M-19 files to confirm.
Bunu onaylamak için M-19'un dosyalarına erişmem gerekiyor.
I want you to contact him and confirm the rumors.
Onunla iletişime geçip söylentileri doğrulatmanı istiyorum.
Okay, all right, look, Mr. Harding, can you just pull up the minutes so we can confirm these dollar amounts, please?
Tamam, pekala, dinleyin Bay Harding, toparlar mısınız, biz de para miktarlarını teyit edelim, lütfen?
Okay, all right, I hear you, Mr. Gold, but would you just allow us a moment to confirm the facts, please?
Tamam, pekala, sizi duyuyorum Bay Gold ama bilgileri doğrulamamız için biraz bekler misiniz, lütfen?
Mr. Peter Briganza's office has refused to confirm or deny this but we've found out through our sources that Germany's heavyweight champion, The Great Luca is coming to India.
net bir isim öğrenmesek bile... edindiğimiz kaynaklara göre... Dev Luca... dövüşler için Hindistan'a geliyor.
They want to confirm a dress fitting.
Elbise provasına çağırıyorlar.
And can you confirm that blood thinners are known to cause bruising post-surgery?
Peki, kan sulandırıcıların ameliyat sonrasında morarmalara neden olabileceğini onaylıyor musunuz? - Evet ama...
Mr. Fowler, can you confirm that this is the online identity created by Jolene Samuels for this website?
Bay Fowler, bu kullanıcı hesabının Jolene Samuels'a ait olduğunu onaylıyor musunuz?
Can you confirm that this is you in these photos, Mr. Manning?
Bu fotoğrafların size ait olduğunu onaylıyor musunuz, Bay Manning?
Numerous sources within the Philadelphia Police Department do confirm that the tests showed it was, in fact, his body found at the Nayatt landfill one week ago.
Philadelphia Emniyet Müdürlüğüne ait birçok kaynak esasen, Nayatt Çöp Sahasında bir hafta önce bulunan cesedin ona ait olduğunu doğruladı.
But will those same guests also confirm that it ended early because of an argument between Sam and Annalise?
Ama aynı kişiler yemeğin Sam ve Annalise'in tartışması yüzünden bittiği de doğrulayacaklar mı?
- Please confirm.
- Lütfen onaylayın.
I'm sorry, sir, but I can't confirm that.
Üzgünüm efendim, ama bunu onaylayamam.
Confirm that.
Teyid ediyorum.
2670, confirm you are en route to Willow Street.
2670, Willow Caddesine gitmek üzere yolda olduğunuzu teyid edin.
The children will confirm that?
Çocuklar bunu doğrulayacak mı?
If you could just confirm where you got the memos from, we would be home free.
Bu belgeleri nereden aldığını teyit etseydin rahata ererdik.
Somebody has got to confirm the content of those memos.
Birinin o belgelerin içeriğini onaylaması gerek.
Confirm.
Onaylayın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]