Cousins tradutor Turco
2,086 parallel translation
I also heard a rumor that he tried to start a nightclub with some of his cousins and lost a sh... A load of money.
Bir dedikodu daha var, bir kaç yeğeni ile bir gece klubü işletmeye çalıştığı ve çuvalla para kaybettiğini duydum.
Would that be Russian cousins?
Rusyalı yeğenler olabilir mi?
Matt Tompkins told us that Vlad lost a bunch of money that belonged to some Russian cousins.
Matt Tompkins, onun, Rus yeğenlere ait çok miktarda parayı kaybettiğini söyledi.
Your cousins, your aunts, your uncles, your brothers, your sisters, your parents.
Kuzenlerinize, teyzelerinize, amcalarınıza, erkek kardeşlerinize, kız kardeşlerinize, ebeveynlerinize.
Now, with your cousins.
Şimdi, kuzenlerinizle dans edin.
Now with your cousins.
Şimdi, kuzenlerinizle dans edin.
People from the South marry their cousins.
Güneyli insanlar kuzenleriyle evlenirler.
So, technically, we are cousins.
Yani, teknik olarak biz kuzeniz.
But you don't really look like cousins
Ama sen hiç kuzenlerine benzemiyorsun.
SO HOW CAN WE HOPE TO DISCOVER EARTH'S COUSINS, PLANETS WITH SIZES AND MASSES COMPARABLE TO OUR OWN?
Peki, kendi gezegenimize yakın boyutta ve kütlede olan diğer gezegenleri nasıl keşfedebiliriz?
Combo's people, his ma, grandma, cousins everyone was all choked up and shit.
Combo'nun adamları, annesi, ninesi, kuzenleri herkesin boğazı düğümlendi.
My cousins are driving up here right now to smuggle us back down, and they're gonna be here by sunset and you're gonna be on that truck, or you're gonna be dead!
Kuzenlerim bizi geri götürmek için şu an buraya geliyor. Günbatımında burada olurlar ve sen, ya o kamyona bineceksin ya da öleceksin!
The cousins?
Kuzenler mi?
You can meet your cousins.
Kuzenlerinle görüşebilirsin.
I ALSO HAVE A THIRD-GRADE TEACHER, THIRD COUSINS, AND AT LEAST 3 POTENTIAL AFFAIRS.
Ayrıca 3. sınıf öğretmeni, 3. kuşak kuzenler ve 3 muhtemel ilişki daha var.
THIRD COUSINS AND RELIGIOUS AFFILIATIONS ARE PROBABLY NOT GONNA HELP US.
Kuzenlerin ve dini üyeliklerin yardımı olacağını sanmıyorum.
You told me about your summers with your cousins. Your grandfather teaching you to sail, how you looked forward to Christmas.
Bana kuzenlerinle geçirdiğim yazları dedenin sana yelken açmayı öğretmesini Noelleri nasıl dört gözle beklediğini anlattın.
You got uncles and cousins... and two grandmas, and two grandmas who are crazy about you.
Amcaların, kuzenlerin ve de iki büyükannen var, senin için çıldırabilecek iki büyükanne.
I'm supposed to drive my cousins around.
Kuzenlerimi gezdirmem gerekiyor.
Horn dogs, tongue-dancing, like cousins in a closet.
Azgın köpekler, dil dansı, dolaptaki kuzenler gibi.
My cousins are like feudal lords there.
Kuzenlerim orada derebeyi gibi. Kimse kılına bile dokunamaz.
They are my cousins who live here The only instrument we are missing is a bagpipe.
Bunlar burada yaşayan kuzenlerim. Eksik olan tek enstrüman bir fagot.
The old King Edward, known as Confessor, had promised England to many cousins around the Empire of the North Sea in exchange for a peaceful death.
"İtirafçı" olarak bilinen eski kral Edward Kuzey Denizi İmparatorluğu etrafındaki kuzenlerine huzurlu bir ölüm karşılığında İngiltere'yi vaad etmişti.
It goes through six shell companies and two cousins but that building belongs to Roman Nevikov.
Altı aracı şirket ve iki kuzene kayıtlı görünüyor ama bina Roman Nevikov'a ait.
Does she know we're cousins?
- Kuzen olduğumuzu söyledin mi?
Just get some of your cousins together and just clean it up a bit.
Birkaç kuzenini topla ve biraz temizleyin.
I think it was one of the Turks, one of Ahmed's cousins.
Sanırım Türklerden birisiydi Ahmet'in kuzenlerinden.
That insect-eating shrews have cousins that took to the air in search of insects, bats.
Böcek yiyen, sivri faregillerin kuzenlerinin böcek arayışında uçucucu yaşama geçmiş olan yarasalar olduğudur.
I'm just saying that if you end up with bru-dog and I end up with liam, we'll be cousins-in-law.
Eğer senin sonun Bru-dog'la ve benimki de Liam'la olursa, Biz de kuzen eşleri olacağız.
My family... my cousins.
Ailem... Kuzenlerim.
We're second cousins, man.
Kardeş torunlarıyız, dostum.
Therefore, we're wiener cousins.
Bu yüzden, artık çavuş kuzeniyiz.
You are, after all, the king's cousins.
Yine de Kralın kuzenisiniz.
There are two other cousins of King Francis potentially available to Your Majesty.
Büyükelçi, Majesteleri için Kral Francis'in iki kuzeninin daha ihtimal dahilinde olabileceğinden söz etti.
"No, but I would be prepared to die for two brothers or eight cousins."
"Hayır, ama iki kardeşim ya da sekiz kuzenim için ölmeye hazır olurdum"
observing our closest cousins, they showed how sympathy, empathy and compassion, the building blocks of human morality, weren't unique to humans at all, but part of our animal inheritance.
En yakın kuzenleri gözlemleyerek ; sempati, empati ve şefkatin, insan ahlakının yapı taşlarının hiç de insanlara özgü olmayıp bizim hayvan mirasımızın parçası olduğunu gösterdiler.
And somehow the sculptures at Tiwanaku, were constructed in the same style, and with the same enigmatic expressions, as their distant cousins on Easter Island.
Ve her nasılsa Tiwanaku heykelleri, Paskalya adasındaki uzak kuzenleri gibi, aynı stilde yapılmışlar ve aynı esrarengiz ifadelere sahipler.
Christmas and when my cousins came.
Noel'de ve kuzenlerimin geldiği zamanlarda.
And cousins.
Ve kuzenlerimiz.
( SNIFFLES ) When I tackled him this weekend during a game with our cousins, his head hit the ground. Really hard.
Kuzenlerimizle oynadığımız sırada topu ondan alırken kafasını yere çok sert çarptı.
Smaller parrotfish, colourful cousins of the bumphead, are also at it.
Renkli kuzeni küçük papağan balığı da aynı şekilde
I know. I called Mrs. K and she said he's visiting cousins in Poughkeepsie.
Biliyorum, Bayan K.'yi aradım o da Poughkeepsie'de kuzenlerinde olduğunu söyledi.
Even though both groups were branches of that original exodus from Africa some 70,000 years ago, the Europeans didn't see the inhabitants of America as long-lost cousins, but rather as wild, savage, even unhuman.
Her iki grupta da yaklaşık 70.000 yıl önce Afrika çıkışlı O orijinal göçün dalları olmalarına rağmen, Avrupalılar, Amerika sakinlerini, değil çoktandır kayıp kuzenleri olarak görmek ; bilakis ; vahşi, yabani, hatta gayriinsan gördüler.
Your redneck cousins tried to waterboard me at the Eastern egg hunt on the White House lawn.
Amele kuzenlerin Beyaz Saray bahçesindeki paskalya yumurtası avında beni ıslatmaya çalıştı.
Yes, second cousins are so close!
Ne zamandan beri böyle şeylerde ikinci kuzenler söz sahibi oluyorlar ki?
You'll go with your cousins.
Kuzenlerinizle gidersiniz.
I just wt to say how happy we are that allf you are hereonight, and i want to especially thank those of you who have traveled frofar away to be here with us tonight, especially the florida cousins, who obviously can't ke a hint.
Hepinize bu gece burada olduğunuz için ne kadar.. ... mutlu olduğumuzu söylemek istedim, en başta da burada olabilmek için çok uzaklardan gelenlere özellikle de görünüşe göre imadan anlamayan Florida kuzenlere.
It was in a letter To one of his cousins just before his death.
Ölmeden hemen önce kuzenlerinden birine yazdığı bir mektuptu.
Elizabeth is having such a wonderful time Playing with her cousins.
Elizabeth kuzenleriyle oynayarak harika vakit geçiriyor.
How much do your cousins get?
Payınıza ne kadar düşüyordu?
Boris has 312 cousins back in Deutschland.
Boris'in Almanya'da 312 tane kuzeni var.