English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ C ] / Crawling

Crawling tradutor Turco

2,374 parallel translation
But if you ignore him and pretend like nothing's wrong, he will come crawling back.
- Ama onu görmezden gelir,... ve hiç bir sorun yokmuş gibi davranırsan,... kendisi sürüne sürüne geri gelir.
Well, Tina, as rich as I find it that you've come crawling back...
Tina açıkçası bana böyle sürünerek dönmen hoş ama...
The night is young, And this joint is crawling with cilf.
Gece daha yeni başlıyor ve bu kulüp minili hatun kaynıyor.
The place was crawling with workers for weeks.
Evde haftalardır işçiler vardı.
Well, I'm not crawling back to big electricity!
Elektriğin ayaklarına kapanmayacağım!
Unlike you, Evans, still crawling around in the gutter.
- Artık Müdür oldum. - Terfi ediyorsunuz, değil mi? Senin gibi pislik içinde debelenmiyoruz Evans.
The spider's crawling up your arm.
Örümcek koluna tırmanıyor.
You said they're like sitting in a giant petri dish, everybody's germs crawling up in your butt hole.
Jakuzinin koca bir petri kabı olduğunu ve içinde oturanların mikroplarının popondaki delikten girdiğini söylemiştin.
So you come crawling back, you cheap sack of shit.
Tıpış tıpış döndün demek, değersiz bok torbası.
Picture tiny shrimp crawling all over this boat.
Teknede sürünen ufak karidesleri düşün.
This square is crawling with tomb vampires.
Çünkü şu an parkta vampir kaynıyor.
I spent three weeks in Afghanistan with fire ants crawling on my privates.
Askerlerimin üzerine ateş karıncalarının salındığı 3 hafta geçirdim Afganistan'da.
We each have a unique little set of creatures that are crawling on our skin.
Hepimizin derisinin üzerinde karınca gibi gezinen birbirinden farklı bakteriler vardır.
He was crawling on the ground.
- Yerde sürünüyordu. - Hayir, degildi.
Crawling with cops.
İçerisi polis kaynıyor.
I'm crawling out the window.
Camdan dışarı çıkıyorum.
There won't be any. The last thing Anna wants is a big media mess... FBI crawling all over the wreckage... not with the V remains on the site.
Olay yerinde Ziyaretçi kalıntıları olacağından Anna medya ilgisi ya da FBI incelemesi olmasını istemeyecektir.
But it's crawling with bikers and it's locked up tight.
Fakat motorcular tarafından korunuyormuş ve sıkı kilit altındaymış.
My lady's legs is all busted up She's all crawling around On the road lookin'like a crippled crab, man.
Benim hatunun bacakları mahvoldu, yolun ortasında eli ayağı tutmayan biri gibi emekliyor, adamım.
Besides, red's come crawling back.
" Dahası, Kırmızı yeniden sipariş geçti.
These forests are just crawling with members of the Chechen Separatist Movement, just looking to start another fight with the Russians.
Bu ormanlar Ruslarla savaşmak isteyen Ayrılıkcı Çeçen Milisleri'yle dolu.
Made me feel like I was crawling with fleas.
Ben bitlerle ceballeşiyormuş gibi hissettim.
This place is gonna be crawling with agents.
Burası birazdan ajanlarla dolacak.
I know dealing with Lassie can be very unpleasant, like crawling over broken glass or any kind of weiner surgery.
Lassie ile uğraşmak çok tatsız olabiliyor. Bardak kırıkları üzerinde sürünmek veya sosis ameliyatı yapmak gibidir.
I can't wait to see that lazy prick crawling up and down on his hands and knees.
O ahmağın dizlerinin ve ellerinin üstünde merdivenlerden aşağı yukarı süründüğünü görmek için sabırsızlanıyorum.
The Moderates will come crawling, after Nyborg rejected the Opposition.
Nyborg muhalefeti reddettikten sonra Orta Yol'cular sürünerek gelecekler.
No, but seriously, one day, you're crawling around the bottom of the ocean, taking life for granted. The next day you walk into a trap, and you find yourself in a tiny glass prison waiting to die.
Hayır, cidden diyorum, bir gün hayatının kıymetinden bihaber bir şekilde okyanusun dibinde emeklerken bir sonraki gün bir tuzağın içine düşüyorsun ve kendini ufak camdan bir hapishanede ölümü beklerken buluyorsun.
But on the other hand, I've always dreamed he'd come crawling back.
Ama bir yandan da hep bana sürüne sürüne geri dönmesini hayal ederdim.
I don't think so,'cause if I was, I wouldn't have had to spend last night crawling around every toilet within spitting distance of the 18.
Sanmam çünkü geceyi 18. yol çevresindeki tüm tuvaletleri tarayarak geçirdim. Dün gece kızın öldüğü yeri arayarak geçirdin yani.
Dearborn is crawling with Arabs.
Dearborn Araplarla dolu.
She's down at the barn right now crawling with the Ripley.
Çiftlikte içinde Ripley'le sürünüyor.
Maura, we sat in the ambulance and didn't move, so you're gonna spend the next six hours crawling back to the lab while our killer slips away?
Ben... Maura, ambulansa koysak bile yerimizden kıpırdayamayız. Yani, sen önümüzdeki altı saat laboratuara gitmek için sürünürken, katil elimizden kayıp gitsin, öyle mi?
I got the mayor, the commissioner, every news agency, hell, I even got my own mother crawling up my ass.
Belediye Başkanı, komisyondakiler, bütün haber ajansları hatta öz annem bile peşime düştü.
Even how to survive a blizzard By crawling inside a bear carcass.
Bir ayı postunun içinde kar fırtınasına rağmen hayatta kalmak.
Well, it's better than crawling into bed with a fifth of vodka, and crying my way to my grave.
Elimde beşinci kadeh votkamla yatakta dönüp durmaktan ve ölene dek ağlamaktan iyidir.
He's just crawling with cooties.
Üstü resmen bit kaynıyor.
The E.R. and the ICU are half-empty and the place is crawling with suits.
Kimin umurunda? Ameliyathane ve yoğun bakım yarı yarıya boşalmış durumda ve hastane davalarla cebelleşiyor.
The city's crawling with cia.
Bu şehir CIA ajanı kaynıyor.
I told you the city's crawling with them.
Sana CIA ajanı kaynadığını söylemiştim.
Now it's crawling with pedophiles and sex offenders.
Şimdiyse sübyancı ve tecavüz suçlularıyla dolmuş burası.
If he's been crawling round in the blood of an AIDS victim...
Eğer bir AIDS kurbanının kanının yakınından süründüyse...
♪ and on your knees you're crawling back ♪
And on your knees you're crawling back
With its hair like this, it was crawling like a spider.
Saçları böyleymiş ve örümcek gibi sürünüyormuş.
You need to notify her that she is crawling with herpes.
Herpes'ten muzdarip olduğunu ona söylemelisin.
Might be crawling with herpes.
Herpes'ten muzdarip olabilir.
Shaking an FBI tail by crawling through an elevator shaft.
Asansör boşluğundan tırmanarak FBI ajanından kurtuldum.
Don't come crawling back once she's dead.
Kadın bir kere öldükten sonra, yalakalık yapmanın bir anlamı yok.
Yeah, the exits are crawling with them.
Evet, giriş onlarla dolu.
Keep crawling, sister.
Emeklemene bak sen.
She's crawling.
Emekliyor.
The place is crawling with them.
Mekan onlarla kaynıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]