Cup tradutor Turco
13,096 parallel translation
- Would you care for a cup?
- Bir fincan ister misiniz?
I get a uniform and a name tag, and I get to drink all the coffee I want, as long as I use the same cup.
Üniforma ve isim etiketimi aldıktan sonra aynı kabı kullandığım sürece istediğim kadar kahve içebileceğim.
Maybe get a cup of coffee?
Belki bir kupa kahve?
You could use a cup of coffee, some flapjacks.
Bir kupa kahveyle biraz kek işe yarar.
And they die in the cup.
Sonra da kapta ölüyorlar.
Cup of coffee would be fine.
Bir fincan kahve iyi olurdu.
Rossi's gonna take victory in the Spanish cup.
Rossi İspanyol Grand Prix'sini kazanıyor!
While on a hunt, a king goes down by the river to fill his cup with water.
Avlanırken kral kadehini suyla doldurmak için nehrin kıyısına gider.
The cup drops into the river. When the king retrieves it, he finds a poisonous snake lying in wait.
Kral kadehi alırken pusuda bekleyen zehirli bir yılan görür.
He doesn't take a cup of coffee, he doesn't buy anything.
Kahveyi almıyor, başka bir şey almıyor.
He's spraying the yellow cup.
Sarı bardağa sprey sıkıyor.
He's spraying Stephen Fisher's cup with some kind - of aerosol.
Stephen Fisher'ın bardağına bir tür sprey sıkıyor.
That's Fisher picking up the white cup.
Fisher beyaz bardağı alıyor.
So it wasn't Fisher's cup he intended to spray.
Yani spreyi sıkmak istediği bardak Fisher'ınki değildi.
I'll have a cup of hot tea waiting.
Bir bardak sıcak çay ile seni bekliyorum.
I didn't need to wear a cup.
Şeyime korumalık giymeme gerek yokmuş. Havika.
Hey. Uh, did you want a cup?
Bir bardak ister miydin?
First cup's on me.
- Anlaştık.
So he brews a pot of coffee, pours a cup.
Kahve yapıyor, bir fincan alıyor.
- Want a cup of tea?
- Çay ister misin?
Want me to get you a cup of coffee, too, while I'm at it?
Size kahve de getirmemi ister misiniz?
You think the cologne makers were like, "Hey, death-row inmate, " scrape some pheromones into this cup.
Bu kolonyayı yapanlar " Hey, idamı belirlenmiş mahkum feromonlarını buraya doldur.
The moment one finally does, you make it a cup of tea and give it a great big kiss!
Bir tanesi çıkar çıkmaz da çay koyup öpüvermişsin.
You might have to pee in a cup.
İdrar örneği vermen gerekebilir.
Still not my cup of tea.
Yeni de yapmayı en çok sevdiğim şey değil.
Would you like a cup of tea, Yong Pal?
Bir bardak çay ister misin Yong Pal?
When you get a patient on the 12th floor in the future... I mean, when you get a client... come hang out in my office. This bellboy will serve you a cup of coffee.
İleride 12. kattan bir hastan olursa yani müşterin ofisime takılmaya gel.
I'll bring you a cup.
Bir bardak getiriyorum.
I'll take a cup.
Bir bardak alırım.
Go grab a cup of coffee or something.
Bir bir fincan kahve falan al.
Real Madrid in 50 appearances, he scored 59 goals, he single-handedly dragged Portugal to the World Cup in Brazil with his goals in the qualifying group stages.
Real Madrid'deki 50 maçında 59 gole imza attı ve de Portekiz milli takımını ön eleme aşamasında attığı gollerle Brezilya'daki Dünya Kupası'na götürdü.
There are twelve days remaining until Portugal's first game at the World Cup and the main concern for the Portuguese football team is the most famous acronym in the world...
Portekiz'in ilk Dünya Kupası maçını oynamasına on iki gün var ve Portekiz takımının temel endişesi dünyanın en meşhur kısaltması...
Portugal's going to win the World Cup!
Portekiz Dünya Kupası'nı alacak!
Cristiano Ronaldo says he feels 99.9 percent ready for the World Cup.
Cristiano Ronaldo Dünya Kupası için yüzde 99,9 hazır olduğunu söyledi.
It's going to be essential for Ronaldo to do well in this World Cup if he's to retain his Ballon d'Or.
Ronaldo eğer Ballon d'Or kazanmaya devam etmek istiyorsa Dünya Kupası'nda iyi bir iş çıkarması çok önemli.
Any other player would not have played in the World Cup because Cristiano was in no condition to play a World Cup.
Başka biri olsa Dünya Kupası'nda oynamazdı. Cristiano'nun durumu Dünya Kupası'nda oynamaya müsait değildi.
Frustration, being beaten four-nil, starting the World Cup in the worst possible way.
Hüsran... Dünya Kupası'nın daha başında dört sıfır yenilerek en kötü şekilde başlangıç yapmak.
Are you ready to watch the World Cup game?
Dünya Kupası maçını izlemeye hazır mısın?
I have no doubt that the World Cup made my injury worse.
Dünya Kupası'nın sakatlığımı daha da kötü yaptığından şüphem yok.
If I could go back, I wouldn't have gone to the World Cup.
Geriye gidebilsem Dünya Kupası'nda oynamazdım.
Germany were clearly the better team today and they deserved to win the World Cup.
Almanya kesinlikle bugün çok iyi oynadı ve Dünya Kupası'nı almayı hak ettiler.
After the World Cup, it was really hard, believe me.
Dünya Kupası'ndan sonra çok kötü oldu.
That's why Portugal can't make the World Cup.
Portekiz bu yüzden Dünya Kupası'nı alamıyor.
He asked me about my injury, how my old injury was from the World Cup, asking about the family...
Bana sakatlığımı sordu Dünya Kupası'ndaki sakatlığımın nasıl olduğunu ailemi falan sordu...
Hey, uh, what do you think the emojis cucumber, cucumber, yogurt cup mean?
Sence salatalık, salatalık ve yoğurt kasesi smileyleri ne anlama geliyor?
Hey, we can invite him on a coffee date and get his DNA from the coffee cup.
Buluşma teklif edip kahve bardağından DNA alabiliriz.
Or maybe he's just gonna have a cup of coffee with the guy.
Ya da herifle bir kahve içip kalkar.
I was just going to bring you a cup of coffee since I was going to work early.
Beni köprü altına sürüklemeye çalıştı.
My role in that whole thing was with a cup and a magazine.
Bu olaydaki rolüm bir kap ve erkek dergisiydi.
Why don't you go get yourself a cup of coffee, okay? This can take a while.
Neden gidip kendine bir kahve almıyorsun?
Your cup's empty.
Fincanın boşalmış.