Côté tradutor Turco
105 parallel translation
Soldats, concentrez-vous de ce côté.
Askerler, siz nehrin bu tarafından devam edin.
Oui, j'ai grandi à l'extérieur de Paris, à côté de Mauchamps.
Oui, j'ai grandi à l'extérieur de Paris à côté de Mauchamps.
I love cote du...
Coute de...
Cote D'azur, Cannes, Nice, perhaps even Paris!
Court de zour, Cannes Nice, belki Paris bile.
At my sister's, at the Côte d'Or.
Ablam Côte d'Azur'de oturur...
He and Mummy went to the coast, saying, "Sort it out yourself!"
Annemle Côte d'Azur'a indiler, "başının çaresine bak" dediler.
The one with that chap on the Riviera.
Şu arkadaşıyla Cote d'Azur'da kalan kız.
I was on holiday, I can't bear the Côte d'Azur... where was I?
Güney sahillerinden nefret ediyorum. Ne diyecektim?
For ten years I nursed Gal Marvier, hero of Bec d'Ambès... And I closed the eyes of a senator - mayor of the Côte - d'Or.
Bu on yıl içinde "Gal Marvier Bec d'Ambès" kahramanı oldum..... Ayrıca görev gereği, Côte-d'Or senatörü ve belediye başkanı oldum.
We'll take the Côte des Moines
Côte des Moines'e gideceğiz.
If you want sun, pal, there's only the Côte d'Azur.
- Güneşlenmek istiyorsan Côte d'Azur'a gideceksin.
Father Cote', our welfare chairman.
Baş rahip Coté, sosyal yardımlaşma başkanımız.
He's showing her the Cote d'Azur.
O'na Cote d'Azur'u göstermeye gelmiş.
A new night club has just opened on the Riviera... where the people from Antibes can spend a happy evening.
Cote d'Azur'ümüz yeni bir eğlence merkeziyle zenginleşti. Orada Antibesli hanımlar beyler neşeli akşamlar geçirecek.
This one, and one on the Côte d'Azur and one in Switzerland.
Bu ev, birer tane Côte d'Azur'da ve İsviçre'de var.
Henri Roubier and the wife of ex colonel Müller had their love nest on the Côte d'Azur.
ROUBIER AĞAÇ ÜSTÜNDE BİR KADINLA ORTAYA ÇIKTI! Henry Roubier, emekli albayın karısıyla birlikte cote d'Azur'deki aşk yuvasında mı buluşuyordu?
This week I had business lunches with Eric Clapton at the Cóte Basque.
Bu hafta Eric Clapton ile Cote Basque'da iş yemeklerine çıktım.
- The Côte d'Azur
- Fransız Riviera'sı.
I mean, a month from now, you could be cruising down the Côte d'Azur.
Ben Bundan, Ortalamay Bir Aydır Cote d'Azur Gibi Geziyor Olabilirm..
Côte d'Azur.
Cote d'Azur.
Yes, from Shaftsbury Avenue to the Cote d'Azur, they'll be saying,
Evet, Shaftsbury Bulvarından, Cote d'Azur'a kadar, herkes söyleyecek :
- La Côte d'Azur.
- La Cote d'Azur.
I've just opened a bottle of Côte de Brouilly.
İçki alır mısın? Az önce bir kırmızı şarap açmıştım.
Maybe you should go to cote Basque instead.
Belki de Cote Basque'e gitmelisiniz.
And not even with a Mexican selling bracelets...
Cote D'Azur'da bilezik satan...
-... in the Cote D'Azur.
-... bir meksikalıyla da.
We were even about to go to the Cote D'Azur.
Cote D'Azur'a bile gidecektik.
For the past year, he had been traveling alone on an ocean liner called the Cote d'Ivoire and had seen both poles, five oceans the Amazon and the Nile.
Geçen yıldan beri tek başına bir gemide yolculuk ediyordu ve her iki kutbu, beş okyanusu, Amazon ve Nil'i görmüştü.
SHE COULD BE SENT TO JAIL, WHICH IS NOT EXACTLY THE COTE D'AZUR.
Cote d'Azur da olmayan bir hapishaneye gönderilebilir.
Maintenant, vous allez me dire ce que vous venez foutre ici parce que de mon côté, il n'y a pas de problème. - oh, what a relief, because you know, we thought maybe you'd skipped out on us. - Moi?
Neyse şimdi içim rahatladı bizi ektiğini falan düşünmüştük.
Cote Rotie and Charmes Chambertin.
Côte Rôtie yada Charmes Chambertin.
I would say...
- Sanırım bir Côte du Rhône.
Cote du Rhone, " 97.
- Evet. - 97.
Sun, wind, cabriolet, but no clumsy Cote d'Azur.
Güneş, rüzgar, üstü açılır araba, ama biçimsiz Cote d'Azur'u düşünmüyorum.
With the money Andy Deutsch received for selling tiastores, he could be in cote d'azur.
Andy Deutsch TIA mağazalarını sattığı parayla şimdi Cote d'Azur'da olabilirdi.
The Cote d'Azur
Cote d'Azur
Besides, his cote, his flocks and bounds of feed are now on sale.
Ayrıca evi, sürüleri ve otlakları satılıyor.
all right, clean up your pig cote.
Pekala, temizle bakalım seni domuz.
you pig cote!
Domuz!
Côte d'Ivoire.
- Cote d'lvoire. - Kavga ettiniz mi orada?
I have a Volnay and a Cote de Rhone.
Volnay ve Cote de Rhone getirdim.
I used to get cote calls all the time on patrol, but only at night.
Devriyeye çıktığım zamanlarda, çakallar hakkında devamlı çağrılar alırdık ama sadece geceleri.
The Côte d'Azur, Coney Island.
Fransız Riviera'sı, Coney adası.
I'm going to Cannes and coming home with a Palme d'Or and a Cote d'Azure tan.
Cannes'a gideceğim, eve altın palmiye ve Cote d'Azure güneş yanığıyla döneceğim.
We're going to La Côte Basque.
- Le Cote Basque'a gidiyoruz.
That was Chhote.
O, Çote'ydi.
Chhote?
Çote mi?
He was our gardener's son, Chhote
Çote. Bizim bahçıvanın oğluydu.
Chhote...
Çote...
ADMIRAL COTE DENIED THE EXTRACTION.
Amiral Cote çıkarmayı reddediyor.
Mom says she left the North Shore cause of all the black flies, but nobody believes her.
Annem, Cote-Nord'daki kasabasından sinekler yüzünden ayrıldığını söylemişti. Ama kimse buna inanmıyor.