Deney tradutor Turco
3,152 parallel translation
- What? - They put it in the wrong vial, if you can believe it.
- İnanmayacaksınız ama yanlış deney tüpüne koymuşlar.
That he's using kids as guinea pigs?
Çocuklar deney kobayı olarak mı kullanılıyor?
In just one hour, I've collected enough to fill the whole test tube.
Sadece bir saat içinde, bütün deney tüpünü doldurmaya yetecek kadar biriktirdim.
His experimental setup leads the bees into a dilemma.
Deney düzeneği arıları ikilem içinde bırakmakla ilgili.
26 swarms could escape from a laboratory in Sao Paolo.
Sao Paolo'daki bir laboratuarda bulunan 26 numaralı deney kovanından kaçtıkları düşünülüyor.
So, the whole experimental setup, including our dust aggregates, are in perfect free fall.
Yani, bütün deney düzeneği kusursuz bir serbest düşüşte olan toz kümelerini de içeriyor.
To SadTec's new Cascadia resident evil genius.
SadTec'in yeni Ölümcül Deney dahisi Cascadia'sına.
The game has new rules. The next 27 minutes are an experiment.
Önümüzdeki 27 dakika bir deney.
We're conducting a scientific experiment to categorically prove that our client's horoscope is not in fact predicting the events in his life.
Müşterimize, yıldız falının aslında hayatında olacakları öngöremediğini kesin olarak ispatlayacak bir deney yapıyoruz.
One man endured a life of pain and constant experimentation at the hands of a doctor more interested in furthering science than the health of his patient, a patient transformed into a human test tube.
Canlı bir deney tüpüne dönüştürülen hastasının sağlığından çok bilimin ilerlemesiyle daha çok ilgilenen bir doktorun ellerinde adamın biri yaşam boyu bir acıya sonu gelmez deneylere katlandı.
He is a human test tube who will make the doctor famous.
Doktoru meşhur edecek canlı bir deney tüpüdür.
And based on the remnants of Hubbell's surgery, I think the unsub's experimenting.
Hubbell'ın ameliyatından kalanlara bakınca bence zanlı deney yapıyor.
I think that's the experiment.
Bence bu bir deney.
He and his team took volunteers, told them they'd be selected for special training, then experimented on them, fused their bodies with weaponry and programmed them to kill!
Takımıyla beraber, gönüllüler aldılar, onlara özel eğitim için seçileceklerini söylediler, sonra da üzerlerinde deney yaptılar. Bedenlerini silahlarla birleştirip öldürmeye programladılar!
Until a case brought me back to him but also alerted the group that experimented on him.
Bir dosya onu bulmamı sağlayana kadar. Ama bu ona deney yapan kişileri de harekete geçirdi.
The experiment is a success
Deney başarılı.
You know, this, a beaker, a stirring rod and a thermometer.
Biliyorsun, bu bir deney şişesi, karıştırma çubuğu ve bir termometre.
A year's worth of studying and practice.
Bir yıllık çalışma ve deney sayesinde.
Tell me what? The procedure is experimental.
İşlem henüz deney aşamasında.
Was this like some government experiment in tune implantation?
Bu, hükümetin insanların beynine melodi ektiği bir tür deney falan mı?
I thought maybe I would experiment with the growth in a different environment.
Şimdi bitkileri farklı bir bir ortamda yetiştirerek bir deney yapabilirim diye düşünüm.
And he uses them as guinea pigs.
Onları deney faresi gibi kullandı.
Right, he escapes, he exposes the entire experiment.
O kaçınca tüm deney açığa çıktı.
I was able to match his voice from the experiment video with some old lectures posted online.
Deney videolarındaki sesi eski bir ders videosuyla eşleştirdim.
Well, lucky for you, I was featured in my college admissions brochure holding a test tube.
Şansına, benim de üniversitenin tanıtım broşüründe elimde deney tüpü olan bir fotoğrafım var.
I have devised an experiment that I believe will increase your feelings for me in an accelerated time frame.
Hızlandırılmış bir süreçte, bana olan hislerini artıracağını düşündüğüm bir deney tasarladım.
No, I'm doing an experiment.
- Olmaz, bir deney yapıyorum burada.
We've kind of been involved in a five-year experiment.
Beş yıllık bir deney sürecindeyiz beraber.
And what? Someone just smashes a test tube on the subway platform?
Biri metro durağında bir deney tüpünü mü kıracak?
Experimenting on Alphas.
Alfalar üzerinde deney yapıyorlarmış.
If you guys would be in to it, you could be my guinea pigs today and work you out.
Eğer isterseniz bugünlük benim deney tavşanım olun ve ben de sizi çalıştırayım.
Because you're experimenting on human beings and sleep deprivation is not a recognized therapeutic tool. God, you can be so stubborn.
Çünkü insanlar üzerinde deney yapıyorsun ve uyku yoksunluğu kabul görmüş bir tedavisel araç değil.
You can still play with it, you can still fiddle around with it, you can experiment with it. Very much so. Yeah.
Hala onunla oynayabilir, hala onunla uğraşabilir üzerinde deney yapabilirsiniz.
Let's apply the scientific method, perform an experiment.
- Bilimsel yöntem uygulayalım. Bir deney yapalım.
This is not like any of the other Observers from our trials.
Üstünde deney yaptığımız Gözcülerinki gibi değil.
- Some shady corporate goon paid Rockwell a lot of money to experiment with it.
- Karanlık bir firma... bununla deney yapabilmek için Rockwell'e yüklü bir para ödedi.
That's where he kept the monkey he was experimenting on.
Orası, üzerinde deney yaptığı maymunu tuttuğu yer.
Falco said that Rockwell was experimenting on a monkey.
Falco, Rockwell'in bir maymun üzerinde deney yaptığını söylemişti.
Since the earth is constantly orbiting the sun... then the ether wind would be ever-present... and would effect the speed of light here, on earth.
Michelson ve Morley, bu eter rüzgarının gezegenimizde tespit edilebileceğini düşündüler. Ve etkilerini ölçmek üzere bir deney tasarladılar.
Luckily, we physicists like strange things... because they often lead us to breakthroughs.
Eter, açıkça ortada yoktu. Fakat bu deney, tamamen bir facia değildi.
He devised a thought experiment, asking how something as simple as the lighting of a cigarette lighter... would look to people with different points of view.
Bunu anlatmak için, Einstein da bir treni hayal etti. Fakat onunki, gerçek bir trendi. Düşünsel bir deney yaptı.
They're experimenting, probably refining some form of eugenics.
Deney yapıyorlar. Muhtemelen bir tür soy geliştirmesi bilimi için araştırıyorlar.
But your mouth looks a lot like the plastic mouth I practise on, so...
Ama senin ağzın, deney yaptığım plastik ağızlara benziyor.
Experimental log.
Deney günlüğü.
Tess, I found a broken test tube.
Tess, kırık bir deney tüpü buldum.
Experiment?
Deney mi?
You aren't ashamed, participating in this illegal, unethical experiment?
Böyle etik olmayan yasadışı bir deney yapacak kadar kötü insanlar mısınız?
"But, because of flaws in the experimental design " relating to environment and diet, they lived inconclusively ever after. "
"Ancak çevre ve beslenme alışkanlığına dair deney planında yapılan hatalar sebebiyle hayatlarını sonuç vermeyecek bir şekilde sürdürdüler."
And, yes, it seems like that was about 2.5 million amps going through that plasma right there, and I think we had a successful shot because of all the excitement.
Yaklaşık 2,5 milyon amper oradaki plazmadan geçiyor. Tüm heyecanımıza rağmen, başarılı bir deney gerçekleştirdiğimizi düşünüyorum.
In fact, there's a great experiment on that, they put a rat in front of a red light and a green light.
Hattâ bununla ilgili güzel bir deney de var. Deneyde bir fare kırmızı ve yeşil ışıkların önüne konuyor.
So when they put humans in front of such an experiment, most people won't do what the rat does.
O yüzden böyle bir deney insanlarla yapıldığında, birçok insan farelerin yaptığını yapmıyor.