Dente tradutor Turco
53 parallel translation
Al dente, of course.
Yemek için elbette.
The spaghetti without poison was delicious. "Al dente"!
Spaghetti, zehirsiz çok lezzetli. "Al dente"!
You said al dente.
Senin için elimden gelenin en iyisini yaptım.
I, I want to change into something less... al dente.
Seninle yukarda buluşuruz. Biraz daha...
Because pasta should be eaten al dente!
- Çünkü makarna taze yenmeli.
Al dente. A nice pesto.
Diri, pesto soslu.
You like'em regular, creamy or al dente?
Normal mi, yumuşak mı yoksa sert mi?
The spaghetti's not al dente?
Spagetti tane tane olmamış mı?
One plate of spaghetti marinara al dente.
Bir tabak domates soslu spagetti.
Or al dente, 2 minutes will do...
2 dakikada da olacaktır.
I specifically requested my macaroni and cheese al dente.
Fırında makarnamı özellikle diri istemiştim.
That's al dente.
Al dente yaptım.
- AI dente?
- Al dente mi?
Let's eat al dente.
Al dente yiyelim.
- Let's eat al dente.
- Al dente yiyelim.
We're not eating al dente?
Hani al dente yiyecektik?
This is not al dente.
İstediğim gibi pişmemiş.
You said al dente. I was giving you my best shot here.
Senin için elimden gelenin en iyisini yaptım.
Well, you... Al dente?
- Sen şey istemiştin...
I'd like mine al dente.
Benimki "al dente" olsun.
Al dente, extra onions, a few pickles and an extra piece of BBQ pork!
Al dante, ekstra soğan, ekstra turşu ve bir tane ekstra barbekü sosis!
- Al dente?
- Al dente?
Al dente, extra onions, less pickles with extra BBQ pork.
Al dante, ekstra soğan ekstra turşu ve ekstra barbekü sosis.
- Bouillon and fusilli? - Picture that pasta's al dente.
Makarnayı çok haşlamayın.
If the pasta is not al dente, the Italians will kill you!
Şayet makarna güzel olmazsa, İtalyanların elinden kurtulamazsın.
Mmm. I prefer mine al dente.
Benim makarna "al dente" olsun o zaman.
I'm using good risotto rice, because I wanted to stay al dente.'
Risotto pirinci kullanıyorum, çünkü al dente kalmasını istiyorum.
I prefer my pasta al dente, and the pancetta was a little weird.
Makarnamı diri severim ve pancetta da biraz garipti.
In a pot of boiling water we cook our spaghetti until it's al dente, firm to the tooth.
Bir tencere kaynar suda spagettimizi dirileşene kadar pişiriyoruz, dişinize sıkı gelecek.
Chang, farfalle are done al dente.
Chang, kelebek makarnalar dişe gelir kıvamda oldu mu?
Pronto dente.
- Bizim eleman.
My legs are still a little al dente.
Bacaklarım hâlâ biraz ağrıyor.
Pasta should be served al dente.
Makarna aldante pişmeli ve öyle servis edilmeli.
But there is something about that thing that just gives it the perfect al dente.
Bunun hakkında bir şey var ki bunu harika yapan, makarnanın az pişmiş olması.
It's always Al dente.
Her zaman az pişmiş.
D'you like it, al dente'?
Makarnayı az pişmiş mi seversin?
I'm from a special school of thought. I like my pasta just a tiny tiny bit harder than al dente.
Makarna yapmanın birden çok güzel yolu var ama ben makarnamı az pişmişten biraz fazla seviyorum.
Well, it's al dente now!
- Tamam şu an az pişmiş kıvamda!
Good luck getting your penne al dente.
Askerinin selam durması konusunda iyi şanslar.
That is al dente perfection.
Mükemmeliğin tanımı bu.
Chef says that is al dente perfection!
Şef, mükemmel olduğunu söylüyor!
The pasta is homemade agnolotti with veal ragout and we prepare that al dente.
Makarnamız ise dana etli musakkalı ev yapımı agnolotti ve dişe gelecek şekilde yapıyoruz.
As long as we have some pasta al dente and some white truffles... and a buxom wench serving wine.
Bazılarımız olduğu sürece, al dente usulü makarna ve beyaz trüfler şarap sunan etli butlu bir kadın.
Disaster al dente off the coast of San Clemente!
San Clemente sahilinde makarna felaketi al dante!
So come on. Al dente.
Evet, hadi, çabuk.
I was giving you my best shot here. - AI dente?
- Sen şey istemiştin...
Al dente.
Al dente.
Who does she think she is!
Çünkü sosislerin "al dente" yenmesi gerekir. - Ne sanıyor bu kendini!
But not al dente.
Hep neredeyse çiğ pişiriyor.
A little al dente.
- Biraz az haşlanmıştı.
It's al dente.
"Al dente" usulü olmuş.