English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ D ] / Depending

Depending tradutor Turco

1,768 parallel translation
Or unlucky, depending on your point of view.
Ya da şansız, kimin tarafından baktığınıza bağlı.
The world is depending on
Dünyanın geleceği buna bağlı.
I might trust some independent source who investigated their claims, depending on who that independent source was, and how good they are and how independent they are.
Onların iddiaları üzerine araştırma yapan bağımsız bir kuruma belki inanabilirim,.. ... ama bu bağımsız kaynağım kim olduğuna, ne kadar iyi olduğuna ve ne ölçüde bağımsız olduğuna bağlı olarak.
The result is that Monsanto is depriving us of our food sovereignty, of our ability to feed ourselves, without depending on anyone else.
Sonuçta, Monsanto bizim gıda egemenliğimizi ve başkasına muhtaç olmadan karnımızı doyurma gücümüzü elimizden alıyor.
Assuming how the definition of luck changes depending on how bad yours is.
Şans tanımının, seninkinin ne kadar kötü olduğuna göre değiştiğini umuyorum.
- Cos depending on your answer...
- Çünkü vereceğin cevaba bağlı olarak...
For how long? Two hours. Maybe longer, depending on the extent of her condition.
2 saat, belki de daha fazla hastalığın ölçüsüne göre değişebilir.
It's just this is really important to me and I just get this one shot, so I'm depending on you.
Tek bir fırsatım var ve her şey sana bağlı.
Those people are depending on you.
O insanların hayatı sana bağlı.
Depending on the temp, but that's reasonable.
Atılma zamanına göre de değişir, ama bir hafta normaldir.
If she knew What you were about to do, and depending on your belief system, Maybe she does, Do you think She'd want this?
Yapmak üzere olduğunuz şeyi bilse, inançlarınıza göre, belki de biliyordur, bunu yapmanızı isteyecek miydi?
Depending on how many projects come in, we'll see if I can get a contract.
Gelen projelerin sayısına göre, kontrat yapma şansımız olur.
So if you say some... you know, depending on what you talking about. If you say something like, "You're the finest bitch I've ever seen,"
Hangi konuda konuştuğuna bağlı olarak şöyle bir şey diyebilirsin.
He's acting on instinct depending on sensations working faster than we can think.
Hislerine dayanarak, düşünebileceğimizden daha hızlı bir şekilde, içgüdüleriyle hareket ediyor.
We're all depending on you, Master Liao.
Hepimiz sana güveniyoruz, Usta Liao
There are people depending upon this fresh water from the glaciers.
Buzullardan gelen tatlı suya bağımlı yaşayan insanlar var.
So that's what we're depending on?
Yani her şey buna mı bağlı?
Well, depending on the source and how much is left, big.
Kaynağa ve ne kadar kaldığına bağlı.
Depending on others got me nowhere.
Başkalarına güvenmek bana bir şey vermedi.
So, listen, I was wondering, depending on what you're doing, and stuff, whether or not I might come and live with you?
Düşünüyordum da, neler yaptığına bağlı olarak seninle yaşayabilir miyim?
Sure, depending on the context.
Elbette. bağlamın kanıtlamak istediği görüşe göre mi
Suwa-sama told me that, depending on the interest he would be willing to deposit a large sum of money
Suwa-sama, faize göre büyük miktarda para yatırmak istediğini söyledi.
Because the people we love are depending on it.
Çünkü sevdiklerimizin hayatları buna bağlıydı.
Or... it's very wonderful. Depending on your state of mind. Personally I prefer very wonderful.
Ya da oldukça harika.
Look. Depending on where your tip tas our investigation, Crime Stoppers could authorize anywhere from $ 50 to $ 1,000.
Verdiğin ipucunun soruşturmamızı nasıl etkileyeceğine bağlı olarak Suç Önleyiciler 50 ila 1000 dolar arası para ödeyebilir.
Number might come down or go up, depending how interesting you make our time here.
Sürenin artıp azalması, bizle geçireceğin zamanın ilginçliğine bağlı.
You have to figure it out this time, Jack, because... your daughter's depending on you.
Bu sefer bir yolunu bulmalısın Jack. Kızının sana ihtiyacı var.
Your word? That's what christian's depending on?
Senin sözün Christian'ın geleceği buna mı bağlı olacak.?
Probably some kids playing a prank. I'm across town finishing up on another job, so depending on traffic, give me, say, an hour. No problem.
Herhalde çocuklar yaramazlık yapmış.
These guys, they're my friends, and they're depending on me.
Bu adamlar.. Benim dostum ve bana güveniyorlar.
She's depending on me.
O da benden kuvvet alıyor.
I'm assuming literally, depending on where this school falls on the Heathers scale.
Bunu gerçek anlamda söylediğini varsayıyorum. Okulun, kötülük ölçeğinde nerde olduğuna bağlı.
There's another one under the table that'll repel or attract, depending on how you shift it.
Masanın altında, kaldırış şekline göre iten veya çeken bir mıknatıs daha var
I also get a bonus depending on my performance.
Performansıma göre de ek ücret alıyorum.
We were depending on sources of support that were dried up and we weren't reaching the audience that really needed these messages.
Kısa sürede tükenen kısıtlı kaynaklarımızla aslında gerçekten bu mesaja ihtiyacı olanlara hiç bir zaman ulaşamadık..
About 30, 35 minutes depending on the software.
- Programa bağlı olarak, 30-35 dakika.
Depending on how you're used, you can either be a great help or a great hindrance.
Nasıl kullanıldığına bağlı olarak, büyük bir yardımcı da, engel de olabilirsin.
Stoop and cover you, but it becomes better or worse depending on your appetite for the Apocalypse.
Durur kendini korursun fakat dur, daha iyisi geliyor ya da daha kötüsü Kıyamet için senin isteğine güvenmek.
With Mars, help is many months to years away... depending on how the planets are aligned.
Mars'ta ise gezegenlerin birbirlerine ne kadar yakın olduklarına bağlı olarak yardım belki de aylar, yıllar içinde ulaşabilir.
Because of the mixing of space and time, time ticks differently for you relative to other people, depending on how fast everyone is moving.
Çünkü uzay ve zamanın karışımında, zaman diğer insanlardan ne kadar hızlı hareket ettiğinize göre değişir.
Placed inside a magnetic field, these tracks are deflected one way or the other, depending on the electric charge of the particle.
Manyetik alanın içine yerleştirilince, bu izler parçacığın elektrik yüküne göre değişik yönlere saparlar.
Why do you keep depending on others?
sen neden diğerlerine bağlı olarak yapıyorsun?
Born to a Naju courtesan in a brothel, he was destined for greatness or affliction, depending on which family he was born to.
Naju fahişesi bir anneden genelevde doğan biri ve içinde doğduğu aileye bağlı olarak azamet veya felâkete nail olmak yazgısında vardı.
And depending on the viscosity, it's not as dangerous - For Pete's sake, Jones, we're not in school! - as people sometimes think.
Viskoziteye bağlı olarak, insanların düşündüğü... kadar tehlike değildir.
Well, what if Andromeda is like a human stem cell - it has the capability to change itself into many different components depending on what it's encountering or what it's ultimately designed for?
Peki ya Andromeda İnsanlarda olduğu gibi bir kök hücreyse? Kendi kendini maruz kaldığı veya karşılaştığı etkenlere göre ya da tasarlandığı şeye göre değiştirme kabiliyeti varsa?
One of these creatures of all depending on what doesn't work for their ancestors of Darwinism, there's this moth that looks like bird shit blending in its environment.
Dünya üzerindeki canlılardan biri Darvin kuramındaki atasına pek benzemese de ortada hâlâ kuş bokuna benzeyen güvelerden var ve çevresiyle uyumlu bir şekilde yaşıyor.
he takes his wife and kids for a picnic depending on which you believe in they witnessed a mob execution.
Bir gün, karısı ve çocuklarını pikniğe götürdü ve şans eseri veya kader, hangisine inanıyorsanız bir mafya infazına tanık oldular.
It's always changing depending on what's happening to us out there.
Başımıza gelen şeylere göre durmadan değişiyor.
She's been depending on you.
Parasal olarak sana bağlı.
Hell, I'm depending on it.
Yani öyle umuyorum.
Depending on the details.
Hızlı olayım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]