Depressed tradutor Turco
3,632 parallel translation
I get depressed.
Bunalıma giriyorum.
He's looking all drunk and depressed. Hmm.
Morali bozuktu ve sarhoş görünüyordu.
Sometimes, particularly when I'm depressed,
Bazen, özellikle stresli olduğum zamanlarda,
Have you ever felt depressed during the time of your illness?
Hastalığınız süresince hiç sinirli oldunuz mu?
No, I'm not a depressed sort of person.
Hayır, ben genellikle sinirli birisi değilimdir.
From this moment on, any time you're depressed - - I want you to take a look at this and say - - I hate you, like I love you, in brackets.
Şuandan itibaren, moralin bozuk olduğu her an buna bakmanı ve şunu söylemeni istiyorum senden nefret ediyorum, seni sevdiğim gibi, parantez içinde.
I mean. He'd been a bit depressed lately. But...
Belki de depresyon geçiriyordu.
Well, you're depressed. When you're depressed, you drink. When you drink, you come here.
Hiç keyfin yok ve böyle durumlarda hep içiyorsun içeceğin zamanlarda da buraya geliyorsun.
Ma, he was depressed for months when she found a new guy and dumped him on his ass...
Anne, kız kendine yeni bir erkek bulup, bizimkinin kıçına tekmeyi bastığında çocuk kafayı yiyordu. Hem de bir kere daha.
You may then grow restless but ultimately become depressed.
Sıklıkla öforik * hissettirmekle başlar.
I'm depressed I might jump with him.
Ama sen ruh halindeki ani değişimleri kontrol edebiliyorsun.
Fucking time-waster. I'm depressed!
Dur tahmin edeyim, sorununun tam olarak ne olduğunu ifade edemiyorsun değil mi?
Sean's too depressed to do it.
Sean gidemeyecek kadar depresyondaymış.
It seemed depressed.
Gergin görünüyordu.
I don't want them to have a miserable life or have a depressed mother all the time.
Perişan bir hayatları ve sürekli bunalımda bir anneleri olsun istemiyorum.
Not in some depressed, "I'm gonna cry during my toast" way.
"Konuşmamı yaparken ağlayacağım" der gibi bir kasvetli şekilde demiyorum.
It's just she's really depressed about getting kicked out of the recital.
Bu sadece Char'ın resitalden atılması yüzünden gerçekten depresyonda olduğundan.
You look so depressed.
Kötü görünüyorsun.
I guess many come here looking depressed, right?
Buraya hep morali bozuk insanlar geliyor, değil mi?
Did you see a guy came alone all depressed, in the last few days?
Son zamanlarda buraya yalnız başına üzgün bir adam geldi mi?
The cocaine comedown is really about feeling depressed and fed up.
Kokainde kendine gelme gerçekten çok depresif ve bıkkın hissettirir.
Looking at that depressed Hye Mi, you may not know this.
Sıkıntılı Hye Mi'ye bakıyorken, bunu göremezsin.
We're all depressed.
Hepimizin morali bozuk.
No, your downside is you're a distrustful, depressed miserable human being.
Yok, senin kötü yanın, şüpheci, depresif ve acınası bir insan olman.
Look, I don't know if this guy is depressed, deranged, or dangerous.
Bu adam depresyonda mı deli mi tehlikeli mi bilmiyorum.
The upside of being depressed?
Depresif halimin iyi yönü?
Marlene Smith has a history of erratic behavior, seriously clinically depressed, two suicide attempts in the last 5 years.
Marlene Smith oldukça dengesiz, ciddi şekilde klinik depresif, son 5 yılda iki kere intihara kalkışmış.
It's okay to be depressed.
Depresif olman normal.
I'm not depressed.
Depresif değilim.
Look, I'm not depressed, bargaining, angry or in denial.
Bak, depresyonda değilim, anlaşma yapmıyorum kızgın değilim, inkâr da etmiyorum.
He got depressed.
Depresyona girdi.
- Depressed.
- Karamsar.
Now, if you don't mind, I'm feeling depressed and horny, so I'm going to go upstairs and masturcry.
Şimdi eğer sorun olmazsa ben depresif ve kudurgun hissediyorum bu yüzden üst kata çıkıp, çavuşu ağlatacağım.
He's disinterested, depressed, self loathing it's most likely the reason his mother and I got divorced.
Çevresine ilgisiz, karamsar, kendinden nefret eder bir halde. Büyük ihtimalle annesiyle boşanmamın nedeni de budur.
All his negativity is starting to make me depressed.
Onun bu kötümser hali beni de strese sokmaya başladı.
How can he not be depressed?
Nasıl normal olabilir ki?
His wife was depressed and stressed out.
Eşi depresyondaydı ve aşırı strese girmişti.
They think I'm depressed.
Depresyonda olduğumu düşünüyorlar.
So, fine, I'm depressed.
Evet, depresyondayım.
As you can see, this room belongs to a sad, depressed teenager.
Gördüğüz gibi, bu oda üzgün, depresyondaki bir gence ait.
Well, it sounds like, um, your mom is depressed and you're feeling very alone and isolated.
Anlaşılan, annen depresyonda gibi, sen de kendini yalnız ve dışlanmış hissediyorsun.
Based upon the rage involved in these kills, we believe our unsub is probably depressed or feels like life is working against him.
Cinayetlerdeki öfkeye bakarak şüphelinin depresyonda olduğunu ya da hayattaki her şeyin aleyhine olduğunu düşündüğünü söyleyebiliriz.
Giving depressed and mentally unstable people guns?
Yani bunalımdaki ve dengesiz insanlara silah vermek?
So you don't think I'm depressed anymore?
Artık depresyonda değil miyim yani?
I knew it- - you're depressed.
Biliyordum, depresyondasın.
You're so depressed about you and Johnny just being friends, you don't even have the energy to be you.
Sen ve Johnny'nin... arkadaş olmanız konusunda depresyondasın, kendin olmaya enerjin bile yok.
Whenever I used to get depressed, I'd take to the bed.
Ne zaman depresyona girsem, yatıp dinlenirim.
Gemma, look, taking anti-depressants doesn't make you weak. And neither does being depressed.
Gemma, bak antidepresan alman seni zayıf göstermez depresyonda olmadığın gibi.
He was depressed.
Depresyondaydı.
Why are we both so depressed?
İki taraf da karamsar yaşıyor.
Don't look so depressed.
O kadar da bunalım durma.