English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ D ] / Deputies

Deputies tradutor Turco

649 parallel translation
"The Financial Department of the Moscow Council of Workers, Peasants, and Red Army Deputies"
"Moskova Konseyi Finans Bölümü" "İşçilerin, Köylülerin ve Kızıl Ordu Temsilcisi"
Your deputies are done for.
Milletvekilleriniz aldatılmış.
Deputies, soldiers... the Winter Palace has been captured.
Polisler, askerler Kışlık Saray ele geçirildi.
- More deputies, with tear gas and rifles...
- Silah ve göz yaşartıcı bomba getiren...
The deputies that stuck with me most of them disappeared and I were holding off the mob as best we could with tear gas and rifle butts when somebody slugged me from behind, and I...
Yardımcılarımın çoğu ortadan kayboldu. Gözyaşı bombası ve dipçikle elimden geldiğince savunmaya çalıştım ama biri kafama vurdu ve...
Print this about the uproar in the Chamber of Deputies.
Bunları bu kargaşada mecliste baskıya sokun.
Gentlemen in the House of Deputies a month ago to frantic applause, the prime minister, Monsieur Maline declared that he had confidence in you 12 citizens into whose hands he had bestowed the defense of the army.
Beyler bir ay önce, vekiller odasında başbakan, Mösyö Maline ordunun itibarı ellerinde olan siz 12 vatandaşa olan sonsuz güvenini ifade etti.
I might as well have two loony deputies as one!
İki tane akıl hastası yardımcım olabilir!
If you'll swear in me and my men as deputies, we won't bother you any more.
Eğer biz yeminli şahit olursak, sorun olmaz.
How many deputies have you got?
Kaç yardımcın var?
I want some deputies who've got to be able to shoot straight the first time, or else.
Hedefi doğrudan vuracak gönüllü arıyorum.
- Two of them deputies.
- İki yeminli.
Oh, them goldanged, dad-blasted, golburned deputies! - Roy! - Yes, sir.
Kahrolası, aşağılık, alçak adamlar.
Not them regular deputies, but them tin-seal men. The ones they got for guards.
Normal memurlar değil, metal rozetli özel korumalar.
Deputies and some of them poolroom fellas.
Polisler ve patronların bazıları.
All I'm saying is there's going to be a fight at the camp Saturday night and there'll be deputies ready to go in.
Cumartesi gecesi kampta kavga çıkacak, tek bildiğim bu. Ve polis girmek için hazır olacak.
What them deputies wanna hurt the camp for?
Neden kampa zarar vermek istiyorlar?
The following deputies were rushed to the hospital.
Şerif yardımcıları hastaneye kaldırıldı.
Mrs. William Rice, scrub lady, while scrubbing the eigth floor was shot by one of the sheriff's deputies.
Temizlikçi Bn. William Rice, 8. katı temizlerken vuruldu.
What about the deputies?
Ya yardımcıları?
Gonna be 30 or 40 armed deputies guarding that mine.
30 ila 40 silahli serif madeni koruyor.
Providing my brothers are my deputies.
Kardeşlerimin de, yardımcılarım olmaları koşuluyla.
Call Captain Samuels and the deputies.
Yüzbaşı Samuel'i, polisi ara.
So he jumps us and stakes out his deputies. No water.
Ama buraya yardımcılarını yerleştirince su gidiyor.
And round up my deputies and have them meet me here.
Ve temsilcilerimi topla ve burada buluşalım.
- These barroom loafers, your deputies?
- Bu aylaklar yardımcıların mı?
There'll be no money aboard, only 20 of Bat Masterson's deputies.
Trende para olmayacak, sadece Bat Masterson'ın 20 polisi olacak.
We're deputies, friend, deputized fresh this morning.
Bizler devriye polisleriyiz, daha bu sabah olduk.
I guess I don't have to tell you that them ain't deputies out there.
Sana onların polis olmadığını söylememe gerek yok.
I'll swear in deputies, and with a posse behind me, maybe there won't be trouble.
Mecliste yemin edeceğim, ve arkamda müfreze olacak, belki de bir problem çıkmaz.
I need deputies.
Yardımcılara ihtiyacım var.
Some of you wore special deputies when we broke this bunch.
Bu çeteyi çökerttiğimizde bir kısmınız şerif yardımcısıydı. Şimdi yardımınıza yine ihtiyacım var.
You had six steady deputies to start off with.
İşe başladığında altı yardımcın vardı.
We've been paying good money for a marshal and deputies.
Şerif ve yardımcılarına iyi para ödüyoruz.
I've been saying right along, we ought to have more deputies.
Ne zamandır söylüyorum, daha fazla adamımız olmalı.
The judge's left town, Harvey's quit, and I'm having trouble getting deputies.
Yargıç kasabayı terk etti, Harvey işi bıraktı ve ben yardımcı bulamıyorum.
With deputies roaming the streets!
Caddelerde dolaşan milletvekilleri ile birlikte!
I only got two deputies, and one of them is in Yuma.
Sadece iki yardımcım var, bir tanesi de Yuma'da.
I'll post a few deputies.
Bir kaç yardımcımı buraya yollarım.
Mr. Carney, Slim Adams, one of my deputies.
Bay Carney, Slim Adams, yardımcılarımdan biri.
That's all. We want to know from either you or your deputies the minute any stranger doesn't keep going through.
Senden ya da yardımcından hiç yabancının kalıp kalmadığını öğrenmek istiyoruz.
- The rest goes to the deputies.
- Gerisi milletvekillerine gidiyor.
That's where Magruder will be, with a whole force of deputies.
Magruder, bütün yardımcılarıyla birlikte orada olacak..
I hear the sheriff at Logasa has sworn a small army of deputies.
Şerif'in Logasa'da küçük bir vekiller ordusu kurduğunu duydum.
Deputies?
Vekiller mi?
Nobody takes Hall away without killing me and my two deputies.
Hiç kimse benimle iki yardımcımı öldürmeden Hall'ü burdan götüremez.
Tell him to get as many deputies as he can.
Bulabildigi kadar yardimci toplasin.
With all your deputies?
Bütün yardımcılarınla birlikte mi?
Mr. Logan, it's a reflection on you... for one of your own deputies to be charged with robbing the mails.
Bay Logan, yardımcılarınızdan birinin posta soygunu ile suçlanması sizin de ayıbınız.
I'm gonna have to borrow your deputies.
Adamlarini ödünç almam gerek.
- You gonna lend me your deputies?
- Adamlarini verecek misin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]