Descends tradutor Turco
212 parallel translation
Swinging rhythmically as it gradually descends.
Ritmik bir şekilde sallanmakta ve yavaş yavaş alçalmaktadır.
the lash that descends, the yoke that breaks and the sword that slays.
Can yakan bir kırbaç, durduran bir boyunduruk ve öldüren bir kılıç.
When from Heaven the Judge descends.
Cennet'ten Hakim indiği zaman.
When from Heaven the Judge descends
Cennet'ten Hakim indiği zaman
This route does not take you towards the shining heights it descends into a gloomy valley deep into the dark, dank forest
Bu yol insanı üzerinde güneşin ışıldadığı tepelere çıkarmaz. Kasvetli bir vadinin, karanlık kapkaranlık bir ormanın içlerine indirir.
Only then a great light descends inside of me.
Ancak o zaman içimdeki o büyük ateş biraz hafifliyor.
She descends upon me like a plague of locusts every time the Baptist appears.
Vaftizcinin her gelişinde çekirge sürüsü gibi üstüme çullanıyor.
Day draws to its close, night's mantle descends
Gün, gecesinin pelerinine çökeni çeker.
Day draws to its close, night's mantle descends
Beni de öteki tarafa çek.
None may defeat me, though heaven descends or the earth rends.
Cennet yeryüzüne inse, yer yarılsa bile kimse beni yenemez.
Imagine if he wakes and gets up under the knife and descends from the table and comes down the stairs...
Bıçak altındayken uyanıp kalksa ve masadan inip merdivenlerden buraya aşağı inse?
The ship descends in a spiral.
Gemi bir sarmal içinde iner.
When the priest consecrates the Lord descends into the bread.
Papaz, ekmeğin içine nüfuz eden efendimizi kutsadığımızda.
"Whoever descends into the crater of Sneffels Yocul " can reach the center of the earth. I did it.
Sneffels Yocul'un kraterinden aşağı inen bir kişi, Dünya'nın merkezine ulaşır.
on November 4th, a storm of fire and death descends on a people reclaiming liberty and the respect of being human.
4 Kasım, ateşli ve ölümle dolu bir fırtına bir halkın üstüne vuruyor, özgürlüğü ve insan saygısı isteyen bir halkın üstüne.
One descends laughing.
Birisi gülerek iniyor.
The Dutch Queen descends a ladder accompanying her own yacht.
Hollanda kraliçesi özel yatından çıkıyor.
A man puts up with only so much before he descends on the evolutionary ladder which is your line.
Bir erkek evrimsel merdivende senin çizgine kadar alçalmadan önce belli bir miktar tahammül edebilir.
The medical officer, stopwatch in hand, descends the stairs.
Doktor elinde kronometreyle merdivenlerden iner.
The gentleman repeats the little game three or four times, and from this first folly he descends ever closer to the edge of madness.
Beyefendi bu küçük oyunu 3-4 kez tekrar eder ve bu çılgın davranışla beraber çıldırmanın eşiğine gelir.
We begin with the dramatic scene of Boss Chuji as he descends Mt. Akagi.
Patron Chuji'nin Akagi dağından iniş sahnesiyle başlıyoruz.
A farewell drink, before he descends!
Bir veda içkisi, önce o iner!
It descends slowly and follows you.
Yavaşça inip seni izliyor.
The curtain descends
Perde iner
And like a fiery rose, he descends... to Mortlake.
Ve o, kızgın bir gül gibi... Mortlake'e iner.
Now it descends.
Yavaş yavaş alçalıyor.
The Yuen Ying descends to earth
Yuen Ying dünyada beden bulacaktır
The bride descends from the sedan-chair.
Gelin tahtırevandan iner.
As the soul descends from heaven only the sparrows can see it.
Ruh cennetten inerken... yalnızca serçeler görebilir onu.
Vishnu takes on a human form and descends among us to play his role.
Vishnu insan formuna girerek aramıza katılır rolünü gerçekleştirmek için.
Solar radiation heats the earth's crust, warm air rises, cool air descends.
Güneş yerküreyi ısıtır, sıcak hava yükselir, soğuk hava alçalır.
And every afternoon the rain descends as tropical rainforests round the planet live up to their hot and humid name.
Ve her öğleden sonra yağmur, tüm gezegende sıcak ve nemli adına yaraşır şekilde tropikal yağmur ormanı yağışı halinde düşer.
Écerto who threatened to kill The first to come down And I who descends.
Çocuğum bile olsa ilk ineni boğarım demiştim ama bak şimdi... Ben iniyorum kuyuya.
Everything low becomes the ocean and the sky descends on it.
Her şey alçalıp deniz olur ve gökyüzü üstüne çöker.
And as the razor-sharp blade of the sword of Sir Gawain descends a mighty blow on the neck of the Green Knight.
Ve Sör Gawain'in jilet gibi keskin kılıcı güçlü bir şekilde, Yeşil Şövalyenin boynuna iner.
The almanac says, "The Star of Judgement descends."
Yıllıklar, Hüküm yıldızının alçaldığını yazıyordu.
As the ROV descends to 1500 feet, It enters the world below
ROV 450 metreye indiğinde, su altı dünyasına girer.
.. and descends into this new territory.
Yeni mekana doğru iniyor.
And so at each death, the soul descends further into the inner earth, attaining ever greater levels of purification, reaching enlightenment at the core.
Her ölümde ruh yerin bir kat altına doğru iner her katta ruhu biraz daha temizlenir en sonunda çekirdekte aydınlığa erişir.
As the bitter chill of winter... descends on Moscow...
Kışın acı soğuğu Moskova'nın üzerine çökerken, -
Descends!
İn!
The White Nile, which rises near Lake Victoria and heads north through Uganda and the Blue Nile, which descends from the highlands of Ethiopia.
Victoria Gölü yakınlarından doğan ve Uganda'nın kuzeyi boyunca başı çeken Beyaz Nil ve Etyopya'nın dağlık bölgelerinden inen Mavi Nil.
When Orpheus descends into hell, I'll be waiting for him with a fruit basket.
Bu gece Orpheus cehenneme indiğinde onu elimde meyve sepetiyle bekliyor olacağım.
Kor's family descends from the Imperial Court itself.
Kor'un ailesi imparatorluk soyundan geliyordu.
In the story, the angel descends from heaven...
Bir adam, bir aslan, bir kartal ve bir boğa.
It descends towards it at speed.
Oraya hızla alçalır.
He takes one giant gulp of air, then descends to hide in the depths.
Bir nefes hava alıyor, ardından saklanmak üzere derinlere dalışa geçiyor.
As Christmas descends upon this sad and broken city I'm here, inside her great Palace of Justice.
Öyleydi, inan bana. İnan bana biliyor musun.
But it won't work when my family descends on this place.
Fakat ailem buraya üşüştüğünde bu işe yaramayacaktır.
If it isn't Phygian but descends from the ancient Magyars then the root is Proto-Ugaric.
Ege'ye ait değilse ve onun yerine eski Macar soyundan geldiyse o zaman kökü İlk-Macarlara ait.
And now that the darkness descends,
Ve şimdi bu karanlık çöküyor.