English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ D ] / Deserve

Deserve tradutor Turco

16,043 parallel translation
This monster doesn't deserve to live.
Bu canavar yaşamayı hak etmiyor.
You deserve it.
- Hak ediyorsun.
You felt like you didn't deserve Todd's friendship and you wanted to somehow externalize that feeling into action?
Todd'un arkadaşlığını hak etmediğini düşünüp bu düşünceyi bir şekilde eyleme mi dökmek istedin?
You shouldn't waste that on people who don't deserve it.
Bunu hak etmeyen insanlarla ziyan etme.
Luciana doesn't deserve my doubt.
Luciana benim şüphe hak etmiyor.
You deserve it.
Hak ettin.
I pushed a little too hard to get you the money you deserve.
Hak ettiğin parayı alman için biraz fazla zorladım.
No, you deserve better.
- Daha iyisini hak ediyorsun.
You deserve more.
Daha fazlasını hak ediyorsun.
Girls are really smart, and they'll be running the country soon, and they deserve total respect.
Kızlar çok zeki ve yakında ülkeyi yönetiyor olacaklar ve saygıyı hakediyorlar.
You know, I've always thought you deserve to be happy.
Bilirsin, hep mutlu olmayı hak ettiğini düşündüm.
This is what I deserve.
Hak ettiğim şey bu.
What do you deserve, huh?
Neyi hak ediyorsun?
Help kids like me find the homes they deserve.
Benim gibi, bir yuvayı hak enden bu çocuklara yardım edin.
You deserve to be taken care of sometimes.
Arada bir bakılmayı hak ediyorsun.
He doesn't deserve it.
O hak etmiyor.
You get the recognition you deserve.
Hak ettiğin onaya sahipsin.
I mean, Lord knows you deserve a break.
Yani Tanrı biliyor ya, biraz dinlenmek senin de hakkın.
Not if they don't deserve it.
Hak etmiyorlarsa öldürmem.
All that God-awful self-esteem building, everyone is special, everyone gets a trophy, and you all have opinions that you think deserve to be heard.
O berbat kendini beğenmiş yapılarda herkes özel, herkes ödülü hak ediyor ve hepiniz adınızı duyurmayı hak ettiğinizi düşünüyorsunuz.
Oh. And like you taught Supergirl, our enemies deserve a fair trial.
Ve Supergirl'e öğrettiğiniz gibi düşmanlarımız adil bir yargılamayı hak ediyor.
Yeah, well, you deserve a lot more than some knucklehead who cheats on you.
Seni aldatan gerizekalılardan daha iyisini hak ediyorsun sen.
If I hang, which I probably will, then maybe I deserve it.
Asılırsam ki muhtemelen asılacağım. Belki de asılmayı haketmişimdir.
I think I deserve a little entertainment.
I ı biraz eğlence hak düşünüyorum.
- Yes, I get the Roscoe thing, but you deserve to be happy too.
- Evet, Roscoe'yu bende düşünüyorum ama sende mutlu olmayı hak ediyorsun.
So after all the losers we've had, don't we deserve a great guy?
Sonra tüm kaybedenler olarak daha iyi bir erkeği hak etmiyormuyuz diyoruz?
Yes, I deserve this!
Bunu hak ediyorum evet!
Maybe they feel like they don't deserve to be heard.
Belki seslerinin duyulmasına hakları olduğunu hissetmiyorlardır.
We deserve hot water and decent water pressure.
Sıcak su ve adam gibi tazyik hakkımız var.
And we deserve clean dishes.
Ayrıca temiz bulaşık hakkımız var.
We just thought, "Hey, we're from Alhambra. Maybe we just don't deserve a fancy Los Angeles hot shower."
Biz Alhambralı'yız, belki de sıcak bir Los Angeles duşu almaya hakkımız yoktur diye düşündük.
Your Honor, this is a community of decent, hardworking people, and they deserve a voice just as much as anyone else.
Sayın Yargıç, bu düzgün ve çok çalışkan insanların olduğu bir topluluk. Onlar da herkes kadar duyulmayı hak ediyor.
I don't deserve you.
Seni hak etmiyorum.
Moving up like you deserve.
Hak ettiğin gibi terfi almalısın.
They deserve a decent resting place.
Düzgün bir mezarı hak ediyorlar.
Mr Coates says I deserve it and that after today I should enjoy myself.
Bay Coates'e göre, bunu hak ediyormuşum, bugünden sonra keyfime bakmalıymışım.
♪ I deserve to be blown before the Jacuzzi ♪
Saksoyu hak ediyorum jakuziye girmeden
♪ I deserve to be blown before the Jacuzzi. ♪
Saksoyu hak ediyorum jakuziye girmeden
You deserve to have self-esteem.
Onurlu olmayı hak ediyorsun.
I deserve to die.
Ölmeyi hak ediyorum.
They don't deserve to be.
İyi olmayı hak etmiyorlar.
They didn't deserve to die.
Ölmeyi hak etmemişlerdi.
I-I know I-I deserve it.
Hak ettiğimi biliyorum.
I... I deserve all of it. I...
Bunların hepsini hak ediyorum ben...
I gave myself an assistant'cause I deserve one.
Kendime bir asistan yaptım çünkü hak ediyorum.
You didn't deserve that.
Bunu hak etmemiştin.
These people deserve to know the truth.
Bu insanların gerçeği bilmek hakkı.
But you deserve to put your feet up.
Ama sen de dinlenmeyi hak ediyorsun.
I would ask you to consider your response in light of the respect that my rank and my office deserve, not that which my age and gender might suggest.
Cevabınızı verirken göz önüne alacağınız şeyin rütbemin ve makamımın gerektirdiği saygı olmasını öneririm. Yaşımın ve cinsiyetimin değil.
This monster doesn't deserve to live.
Bu canavar yaşamayı hak etmiyor. Onun ölmesini istiyorum.
Deserve?
Hak etmek mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]