Device tradutor Turco
8,044 parallel translation
Now, Barry, even you can't outrun a nuclear blast so you get this device to Professor Stein and you get out of there as fast as you can.
Barry, sen bile bir nükleer patlamadan kaçamazsın. Cihazı, Profesör Stein'a taktıktan sonra olabildiğince hızlı bir şekilde oradan uzaklaş. - Ne yapıyorsun?
It's a fission device designed to bombard your atoms with as much energy as they experienced in the particle accelerator explosion.
Hızlandırıcının patlamasında hücrelerinizin maruz kaldığı enerjiyle atomlarınızı bombardıman edecek bir fizyon cihazı.
I've been using my sister's sonic device.
Kardeşimin sonik cihazını kullanıyorum hep.
You just want the device don't you?
Sadece cihazı istiyorsun, değil mi?
Is that the device?
Cihaz bu mu?
You can afford the device at last.
Sonunda cihazı alabilirsin.
No device anymore.
Artık cihaz falan yok.
If you want the device go see Sparti.
Cihazı istiyorsan, Sparti'yi görmeye git.
I got the device, too.
Cihaz da bende.
We turned a multidimensional transmat device into a mass-displacement teleporter!
Çok boyutlu bir ışınlanma cihazını seri bir deplasman ışınlayıcısının içine açtık!
It's a kraang mind control device.
Bu Kraang zihin kontrol cihazı.
Farewell, sweet TV-controlling device.
Elveda, tatlı TV-kontrol cihazı.
Leave a device ID and I'll get back with you...
Cihaz numaranızı bırakın, size döneceğim.
Our proximity to the storm is interfering with the device.
Fırtınaya olan yakınlığımız cihazı engelliyor.
- The device won't let me.
- Cihaz izin vermeyecek.
Hence, demon tracking device.
Mükemmel bir şeytan izleme aracı.
It's some kind of incendiary device.
Bir çeşit yangın çıkaran bir alet.
But if they don't have power, how can they power a jamming device?
Ama güç kaynakları yoksa sinyal kesici aleti nasıl çalıştırabilirler?
Dubbed the "Drainer" by it's inventor, Harley "Triphammer" Cohen, this device may be the game changer Powers Law Enforcement has long sought.
"Süzgeç" lakaplı mucit Harley "Ağır Çekiç" Cohen Güçlülerin Kolluk Kuvvetleri uzun çalışmalarla bu cihazla oyunun kurallarını değiştirebilir.
Work a device to please her.
Onu tatmin etmeye çalış.
We could make your phone into a recording device.
Telefonunu kayıt cihazı olan modeliyle değiştirebiliriz.
You saw what they did with that device.
O cihazla ne yaptıklarını gördün.
As long as you're within 100 feet of an Evo, they'll all register on the device.
Bir Evo'nun 30 metre yakınında olunduğu sürece cihazda hepsi çıkacak.
Tracking device with satellite uplink.
Uydu bağlantılı bir izleme cihazı.
What is that? - A tracking device.
En ileri teknolojiyi kullanmakla kalmıyoruz.
Um... [grunts ] [ device beeps] Ugh! Oh!
Baştan uyarayım, ders kitapları pahalı, el yakıyor.
Zoey's laptop is infected with a malware that allows the device to connect with and control it.
zoey'in laptopu cihaza baglanmayi ve kontrol etmeyi saglayan zararli biryazilimla kontrol ediliyordu. Bir Truva Ati.
The center of the burst is the device and person sending out the information.
Merkezde de cihaz ve bilgileri gonderip duran kisi var.
I found the device that the cyberbully was using to torment Zoey.
siber zorbanin Zoey'ye iskence etmek icin kullandigı cihazi buldum.
Then I searched every device on the network.
Sonra agdaki turn cihazlan aradim
Nelson just located the device Zoey used to make her vigilante video.
Nelson Zoey'nin kahraman tarzi videosunu yapmak icin kullandigi cihazi buldu.
Zoey must have stolen another device to RAT Aaron.
Zoey Aaron'a tekrar sizabilmek için baska bir cihaz calmis olmali.
So the device used to spoof that computer is at the high school?
Yani o bilgisayara girmek icin kullanilan cihaz okulda mi?
All right, let's search the network for the device.
Tamamdir, cihaz icin agi arayalım.
This will tell us when we're getting closer to the target's device.
Bu da bize hedefin cihazına yaklasip yaklasmadigimizi gosterecek.
That the owner of the device?
- Cihazın sahibi siz misiniz?
The device we built will gather that force, focus it,
İcadımız o gücü toplayıp odaklayacak.
- Take a look. Look, we're working on a device to beat the Ottomans.
Osmanlıları bozguna uğratacak bir alet üzerinde çalışıyoruz.
We just outfitted our entire army, which means if we use your device, it'll take us all out.
Bütün ordumuza giydirdik. Aleti kullanırsan hepimiz gideriz.
So all we need to do is hold them off for as long as we can, and then... we just let my device do the rest.
O yüzden yapmamız gereken elimizden geldiğince oyalamak. Gerisini cihazım halledecek.
- What device?
- Ne cihazı?
She's the only one who knows how the device works.
Cihazı çalıştırmayı bir tek o biliyor.
You don't... you don't see some kind of mechanized device?
Sen de bir çeşit mekanizma görmüyor musun?
There's no sign of accelerants or any kind of incendiary device.
Hızlandırıcı ya da yangın çıkaracak bir cihazdan iz yok.
You're getting suspicious with this electronic device in your face, huh?
Yüzündeki tuhaf elektronik cihaz seni ürkütüyor, değil mi?
It was an electron-pulse device designed to emit an electrical charge equivalent to 100 lightning strikes.
100 şimşeğe eşit bir elektrik yükü yaymak için tasarlanmış bir elektron-darbe cihazıydı.
It was the Volm tracking device.
Volm izleme cihazı buldu.
I'll have my men set up sentries, recon, patrol the perimeter for any sign of this communication device, Cochise.
Adamlarımı ve nöbetçileri,... iletişim cihazını bulmak için görevlendirdim, Cochise.
Okay, Cochise has the Volm device to do it.
Cochise'de bunu yapabilecek bir Volm cihazı var.
[device beeps ] [ grunts]
Artık tüm EVO'ların karşı koyma ve kendilerini ortaya çıkartmalarının vakti geldi.
This... this device, it launches bombards without the use...
Bu makine şeyi kullanmadan top atıyor...