Did you know about that tradutor Turco
479 parallel translation
But, Ms. Tae. How did you know about that?
Tae Yang, nereden bildin?
- Did you know about that, Lover?
- Bunu biliyor muydun aşkım?
- How did you know about that, friend?
- Sen nereden biliyorsun dostum?
How did you know about that?
Onu nereden biliyorsun?
How did you know about that?
Bunu nereden bildin?
How did you know about that?
Bunu nereden biliyordun?
How did you know about that?
- Bunu nereden öğrendin?
- How did you know about that?
Emri nereden biliyorsun?
How did you know about that?
Nereden bildin?
How did you know about that toupee?
Peruğu nasıl bildin?
How did you know about that place, Mr. Holmes?
Bu yeri nasıl fark ettiniz Bay Holmes?
HOW DID YOU KNOW ABOUT THAT?
Sen bunu nerden biliyorsun?
- How did you know about that?
- Bunu nereden biliyorsun?
How did you know about that?
Sen bunu nereden biliyorsun?
How did you know about that?
Bunu nereden biliyorsunuz?
- How did you know about that?
- Bunu nerden biliyorsun?
Kit Kat, how did you know about that blue wire?
Kit Kat, bu mavi kabloyu nasıl bildin?
- How did you know about that?
- Bunu sen nereden biliyorsun?
How did you know that about the police?
- Polis konusunu nereden biliyorsunuz?
Did she have any other boyfriends that you might know about?
bildiğin başka erkek arkadaşı var mıydı?
What did you learn about me that you didn't already know?
Benim hakkımda daha önce bilmediğin ne öğrendin?
When I came with Mama to lschl to be engaged to you, I did not know more about you than that you were handsome and that you were the Emperor of Austria.
Senle nişanlanmak üzere Annemle İschl'e gediğimde hakkında bildiklerim, yakışıklı olduğun ve Avusturya İmparatoru olduğundu.
Forgive me, Your Eminence, that I did not greet you first, but I did not know whether I would see my child again in this lifetime, and I was so happy about it.
Affedin, Kardinal Hazretleri. Önce sizi selâmlamam gerekirdi. Ama çocuğumu dünya gözüyle bir daha ne zaman göreceğimi bilmiyordum.
Didn't know about that, did you, Drew?
Bunu bilmiyordun değil mi Drew?
But we did attract attention. Do you know that a policeman came into the room just as I was about to climb down that pipe?
Polisin odaya girdiğinde borudan inişimi görmeliydin.
You didn't know about that, did you?
Bundan haberiniz yoktu, değil mi?
Not that it matters, but how did you know about Quinlen?
Önemli değil ama, Quinlen'in ne yaptığını nasıl anladın?
However... when I told you about the fresh water on the decking, when I told you that Eric Wagner might have been murdered, you know what you did? You turned the radio completely off.
Ancak, ben size havuzun kenarındaki sudan bahsedince belki Eric öldürülmüştür deyince radyoyu tamamen kapattınız.
If any of you can think of anything he did that maybe we should know about, stand up and tell us.
İçinizde onun yaptığı ve bizim bilmemiz gereken şeyleri bilen varsa kalkıp söylesin.
Did you know that I`ve written 42 of these little books, and in each one of them, there`s about four or five good pages.
Sen, benim 42 tane cep romanı yazdığımı biliyor musun... ve onların her birinde dört veya beş iyi sayfa olduğunu?
About that guy, Marriott, did you know him well? .
O tipler derken, Marriott'ı iyi tanır mısın?
Did you expect me to tell them about the bathhouse, so that tomorrow the whole school would know, that I spent the New Year's eve with some rogue?
Saunayı anlatmamı mı bekliyordun? Anlataydım da bütün okul yılbaşı gecesini hırsızın biriyle geçirdiğimi öğrenseydi, öyle mi? Ben hırsız değilim.
I don't know about Copper, but I give you my word, I did not go near that blood.
Copper'ı bilmem, fakat sana söz veririm, ben kanın yanına gitmedim.
I wanted to tell you that I'm sorry about what I did. You know, and I was wrong.
Hatalıydım.
You didn't know about that one, did you, Harding?
Bunu bilmiyordun değil mi Harding?
How about, "Did you know that Shakespeare died of syphilis?"
Şu nasıl, "Shakespeare'in frengiden öldüğünü biliyor muydun?"
I know you've been putting it about that my nephew did her in.
Biliyorum, yeğenimin böyle bir şey yaptığı konusunda söylentiler yayılıyor.
Did you know that waves strike the average beach about 750,000 times a day?
Dalgaların sahile günde 750.000 defa vurduğunu biliyor muydun?
it's just about getting it out an - an seeing how its gonna how its gonna fly well I got some laughs you know I got the table read I did get some laughs I felt like y know good reception I was like wow that went really, really good actually
Çok iyi gittiğini düşündüm. Pilot bölümün yönetmeni Doug Liman'ın düşüncesi benim için çok önemliydi. Tam ben giderken, Doug "Gitmeden önce seninle hemen konuşmak istiyorum" dedi.
We were just about your age. - Did you know that?
- Neredeyse senin yaşındaydık, biliyor muydun?
Did you know that Mr. Keegan knew about this apartment?
Çavuş Keegan'ın bu daireden haberi olduğunu biliyor muydunuz?
That's why I did what I did for Clip. That's how come I know so much about you.
Clip'e yardım etmemin ve hakkında çok şey bilmemin nedeni bu.
I heard from some of the technical advisors stories about the air cavalry that were real, that would serve my fulfilling fiction, that they really did, you know, like, for instance, a guy would go into his helicopter in North Vietnam
Teknik bir danışmandan onların yaptıklarıyla ilgili kafamda kurguladığım hikayeye yardımcı olacak bir takım gerçek hikayeler duymuştum. Biliyorsun, gerçekten yapmışlar, örneğin ;
How did you know... that i don't know what you're talking about?
Nerden bildiniz neden bahsettiğinizi bilmediğimi?
Wait a second, did you just have an orgasm that I don't know about?
Dur bir dakika, az önce benim bilgim dışında orgazm mı oldun sen?
Did you know that more books have been written about Jack the Ripper than Abraham Lincoln?
Biliyor musun? Karındeşen Jack hakkındaki kitaplar... Lincoln hakkındakilerden fazla.
Look, Scully, I know it's not your inclination, but did you ever look up into the night sky..... and feel certain that not only was something up there,..... but it was looking down on you at that exact same moment,... .. and was just as curious about you as you are about it?
Bak, Scully, senin umurunda olmadığını biliyorum ama geceleri göğe baktığında orada var olan şeyin de aynı merakla yukarıdan sana bakmakta olduğunu hiç düşünmüş müydün?
You know I had recurring dreams about you? Did I tell you that?
Sürekli seninle ilgili rüyalar gördüğümü söylemiş miydim?
How did you know about that?
Bunu nasıl bilebildin?
Did it ever occur to you that I might know something about myself that you don't?
Hiç, kendi hakkımda senin bilmediğin bir şey bildiğim aklına geldi mi?
When you were with Angel and nobody knew about it, did that make it feel, you know, sexier somehow?
Angel'la birlikteyken, yani kimse bilmezken kendini bir şekilde daha seksi hissediyor muydun?