English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ D ] / Didn't you hear him

Didn't you hear him tradutor Turco

130 parallel translation
Didn't you hear him say he'd track me to the end of the earth?
"Dünyanın öbür ucuna gitseniz, yine sizi bulurum" dediğini duymadın mı adamın?
Didn't you ever hear of him?
Onu hiç duymadınız mı?
Didn't you hear him?
Dedi ya, duymadın mı?
Didn't you hear him?
Adamı duymadınız mı?
Didn't I hear you call him that yesterday?
Siz de dün öyle çağırmamış mıydınız?
- Didn't you hear him order full speed?
- Tam hız emri verdiğini duydun mu?
Didn't you hear him?
Onu duymadın mı?
- I didn't hear him tell you anything.
- Sana bir şey söylediğini duymadım.
Frankly, though, I didn't think you'd hear from him again.
Açıkçası, senden bir daha onun adını duyacağımı hiç düşünmemiştim.
Tim and that girl. Didn't you hear him?
Tim ve o kız.
YOU DIDN'T SEE PEARSON OR HEAR HIM OR ANYTHING?
- Biliyorsun. - Susatıyor, değil mi?
Didn't you hear him?
Adamı duymadın mı?
He told me tha... didn't you hear him?
Onu duymadın mı?
Didn't you hear him, Captain?
Onu duymadın mı yüzbaşı?
Didn't you hear him calling me Miss Sun?
Onun bana bayan Sun dediğini duymadın mı?
Are you absolutely certain you didn't hear him say anything?
Onun bir şey dediğini duymadığından emin misin?
You didn't hear him last night... but he came scratching at the glass at 2 : 00, the scamp.
Dün gece onu duymadın ama 2 : 00'de geldi camı tırmaladı, haylaz.
But he said, "That little chick that you put me on to, Paul." Didn't you hear him?
Ama kendisi, "bana ayarladığın kız Paul" dedi.
- Didn't you hear him?
- Onu duymadınız mı?
Didn't you hear him?
Onu duymadınız mı?
Didn't you hear them calling him Papa?
Hayır, saygıdan dolayı öyle diyorlar!
- Didn't you hear him?
- Onu duymadın mı?
Didn't you hear him say we're busy?
Sen meşgulüz dediğini duymadın mı?
Didn't you hear him?
Onu duymuyor musun?
Didn't you hear him say I was invited?
Benim de davetli olduğumu söylemedi mi?
If I hear of you hanging around with him... I thought you didn't want to talk about this now.
Eğer onunla takıldığını duyarsam... Şu an bunun hakkında konuşmak istemediğini düşünmüştüm.
Didn't you hear him?
- Onu duymadın mı?
You say you slept next to him, but you didn't hear a shot?
Onun yanında yattığınızı söylüyorsunuz, ama silah sesi duymadınız?
You're sure you didn't hear from him after Saturday?
Cumartesi'nden sonra haber almadığınıza emin misiniz?
I didn't hear him. I swear to you.
Onu duymadım.Yemin ederim.
Didn't you just hear me tell him it's time to go?
Ona ne dediğimi duymadın mı? Gitme zamanı.
No, didn't you hear him? This is a care package... for guys without serious relationships.
Dur biraz onun ciddi ilişkileri olmayan erkekler için... dediğini sen duymadın mı?
Didn't you hear him scream across the room?
Oradan bağırdığını duymadın mı?
Maybe he did tell you, and you didn't hear him.
Belki söyledi, sen duymadın.
It was a crank call. Nothing more. You didn't hear him.
- Saçma bir telefondu başka bişey değil - ama onu duymadın.
Didn't you hear him say hello to Mingliang?
Mingliang'a merhaba dediğini duymadın mı?
Didn't you hear him?
Duymadın mı?
Didn't you hear him?
- Duymadın mı?
I'm sorry, why can't you shoot them? Didn't you hear him?
Affedersiniz ama neden onları vuramıyorsunuz?
You didn't make him hear you.
- Kendini dinletmedin. Peki.
Are you sure that you didn't hear him come in?
İçeri girdiğini duymadığınıza emin misiniz?
Didn't you hear him?
- Onu duymadınız mı?
You didn't hear him go to get it? I was asleep.
Tabancayı almaya giderken, onu duymadın mı?
But didn't you hear him?
Onu duymadın mı?
What didn't you want him to hear?
Neyi duymasını istemedin?
But didn't you hear him apologize when he turned us in?
- Onu özür duymadın mı?
Yeah, but you didn't hear what I wanted to talk about... which was how Jackson is probably gonna have to... dislocate several of Davey's limbs... trying to pry him away from Patty and Babbette.
Evet ama sen benim anlatmak istediklerimi dinlemedin. Bu da Jackson'ın, Davey'yi Patty ve Babette'ten kurtarmak için parçalara bölmesi gerekeceğiydi.
Maybe you didn't hear him.
Galiba onu duymadın.
You didn't hear him?
Onu duymadın mı?
Maybe you didn't hear him.
Belki duymadınız.
You didn't hear what happened to him?
Olanları duymadın mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]