English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ D ] / Dippy

Dippy tradutor Turco

82 parallel translation
Come on, Dippy.
Hadi, Dippy.
Hey, Dippy.
Hey, Dippy.
My guess might be excellent or crummy but Mrs. Spade didn't raise children dippy enough to guess in front of a DA, an assistant DA and a stenographer.
Tahminim iyi veya kötü olabilir... ama annem beni bölge savcisinin, yardimcisinin... ve katibin yaninda tahmin yürütecek kadar salak büyütmedi.
I hear you've gone dippy over some dame down at the New Congress Club.
New Congress Kulübü'nden bir hanıma tutulduğunu duydum.
You wanna take a chance like that just for a dippy dame that don't know up from down?
Ne yaptığını bilmeyen kuş beyinli yaşlı kadın için bu riski alacak mısın?
Dippy Burke and Limehouse Chappie from New York.
Dippy Burke ve Limehouse Chappie New York'dan gelmişler.
We're supposed to go to some dippy dinner with my parents.
Babamlarla akşam yemeğine gitmemiz gerek.
Right again. Would you be dippy enough, angel,
Tamam.
For a moment, I took against Christmas, but now I'm dippy about it again.
Kısa bir zaman için, Noel'i tekrar koydum, ama yine fazlasıyla delirtiyor beni.
- Bippy, Dippy, Mopsy, Flopsy, Steve, Joe...
- Bippy, Dippy, Mopsy, Flopsy, Steve, Joe...
Congratulations, Dippy!
Tebrik ederim, annecik!
The Hampshire guys were jerks, hippy-dippy suburbanites with all this hair... And extremely dim intellectual interests.
Hampshire'daki erkeklerin hepsi, Hippi bozması, uzun saçlı ve derin entelektüel zevkleri olan ukala tipler.
You dippy bastard.
Seni çilgin piç.
And that dippy walk.
Ve paytak bir yürüyüş.
She looks like a little skinny-dippy, a world champion fighter, doesn't she?
Biraz ince görünmesine karşın dünya savaş sanatları şampiyonu olabilir
This zit, and this... kinda funny dippy thing.
Bu sivilce ve bu Komik görünüşIü şey.
Because I, Scrappy-Dappy-Doo, have absorbed enough energy to rule the world with my all-powerful army!
Ben Scrappy Dippy Doo'yum. Güçlü ordumla dünyayı yönetecek kadar enerji aldım.
You're one of them hippie-dippy fellas.
Sen de o hippilerdensin.
Having one of them hippie-dippy mushroom flashbacks?
Hippi hayallerine mi daldın?
Ah, see, cool people know that he's more than a mellow hippie-dippy folkie, that he actually wrote some of Nico's best songs and was in fact her lover before he bored us with "Doctor My Eyes." That will separate the poseurs from the non-poseurs.
- Bu işten anlayan insanlar, onun basit bir " folk-rock şarkıcısı olmadığını bilir. Niko'nun en iyi birkaç şarkısını o yazmış. Onun sayesinde bu işi bilenlerle bilmeyenleri ayırt edeceğim.
Just look at these dippy people with their buttons and their pennants.
Rozetli ve flamalı insanlar görmekten gına geldi.
Then I had to butter up your dippy freshman counselor... so she'd let the movers in.
Sonra nakliyecileri içeri sokabilmek için danışmanına yağ çektim.
That ought to be a bit dippy.
Biraz delice olsa gerek.
It's the hippy dippy head shrinker.
Hippi deli kafa doktoru buradaymış.
For a little dippy-dip.
Bir dalıp çıkmak için.
Take your jacket and your dippy Star Trek device and your creepy new career and scram.
Ceketini, Uzay Yolu aletini, yeni ürkütücü kariyerini al ve git. Ama annenler için yaptıklarımı düşünürsek senden biraz daha işbirliği beklerdim. İyi.
You know these hippy-dippy types.
Böyle aptalca şeyleri bilirsin.
She's my liberal, hippy-dippy mama.
O benim liberal hippi mippi anam.
She's a dippy brunette from the suburbs.
Banliyöden çatlak bir esmer.
I was dusting soybeans, or getting ready to, and dippy in a prison-orange jumpsuit climbed Aboard. Dippy was on board when your plane crashed?
Soya fasulyelerini ilaçlarken, ya da ona hazırlanırken turuncu hapishane tulumlu bir çatlak uçağıma tırmandı.
But you were the only dead dippy... body... they found.
Çatlak, düşerken uçakta mıydı? Çünkü buldukları tek çatlak...
Then dippy's not dead.
tek ceset sizdiniz.
Anwar, you dippy twat.
Anwar, seni deli amcık.
How's dippy world?
Tımarhane nasıl?
'A rival who dippy Jackie likes.'
Mankafa Jackie'nin beğendiği bir rakip.
She's a little dippy that way.
O konuda biraz dalgın.
- She's this hippie-dippy woman who lives in town,
- Kasabada yaşayan çatlak kadının teki.
Ali's a trippy-dippy bohemian bitch, lives in Muswell Hill with her boyfriend who works for Friends of the fucking Earth.
Ali, "Yeryüzü Dostları" için çalışan sevgilisiyle Muswell Hill'de yaşayan... topluma uyumsuz manyak kaltağın teki.
The world has moved on, and no one cares about your goody-goody, hippy-dippy, Julie Andrews and Dom DeLuise hosting', singin'- and-dancin'act anymore!
Dünya çok değişti! Ve artık kimse sizin demode şarkılarınızla ve danslarınızla Julie Andrews ve Dom DeLuis gibi sunucularınızla ilgilenmiyor! Siz öldünüz!
Lippe take a dippy?
Girelim mi?
Perhaps that joke was a little too hippie-dippy for this crowd.
Bu topluluk için fazla hippice bir espri olmuş olabilir.
Anyway, lo and behold, amidst all the hippie-dippy nonsense I find this.
ilginçtir ki tüm bu saçmaliklarin arasinda sunu buldum.
Lying trolls. And we will be celebrating the fact that we don't have to spend it with some dippy guy carting around roses and stuffed toys all night.
Bütün geceyi, her yeri güller ve oyuncak ayılarla donatacak bir manyakla geçirmek zorunda kalmamamızı kutlayacağız.
And she's gonna give me some weird, you know, hippy-dippy answer about the magic of the experience...
O da bana bu tecrübenin ne kadar sihirli olduğunu anlatan tuhaf ve saçma sapan laflar edecek.
I was thinking... dippy egg and soldiers for tea?
- Düşünüyordum... çay için alakok yumurta ve tereyağlı ekmek.
You're a little bean dippy.
Ağzın sarımsak kokmuş.
You like all kinds of hippy-dippy things.
Saçma salak ne varsa seversiniz.
Hippy dippy Huck.
Hippi Huck.
So what was the dippy-blurt in the van all about, then? ! I told you!
- O zaman neydi o pislik!
Well, you know me and that dippy Christiane, takes a little while to catch up.
- Tabi bana ve deli Christiane'a yetişmek zordur.
Is a little too hippy dippy Even for me
Hey çocuklar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]