Dnr tradutor Turco
180 parallel translation
Why are you wasting time on a DNR?
Neden umutsuz bir vakaya vakit harcıyorsun?
- The DNR sticker's on there.
DNR yapıştırmaları orada.
See if he's got a living will. I'll avoid heroic measures if he's DNR.
Vasiyetinde canlandırılmak istemediğini söylemiş mi sor.
They found medical records but no DNR.
- Tıbbi sicil var ama "canlandırmayın" yok.
We intubated him first, and then we found the DNR.
Önce ona entubasyon yaptık, sonra "canlandırmayın" emrini bulduk.
Her mother signed a DNR order.
Annesi diriltilmemek istemiş.
- He has a DNR.
SC'si var.
His first act as an adult was to sign a DNR and demand we remove him from the respirator.
Bir yetişkin olarak ilk yaptığı şey... ... canlandırılmama formunu imzalamak oldu.
- Does he have a DNR order? - I think so.
- Canlandırılmama emri mi var?
If he's DNR, we can't tube him.
- Eğer varsa ona tüp takamayız.
Call about the DNR order.
Canlandırılmama emrini sor.
You know he wants to be made DNR.
Canlandırılmamak istiyormuş.
I spoke to Jad. He wants you to sign his DNR papers.
Jad canlandırılmama formunu imzalamanızı istiyor.
His mother signed a DNR order.
Annesi formu imzaladı.
Does suicide count as a DNR?
İntiharları canlandırır mıyız?
- Can't. DNR. - What?
- Olmaz. "Canlandırmayın" emri.
This lady's a DNR.
Canlandırmayın emri var.
I tried to get her admitted to the unit but she's a DNR.
Hastaneye yatırmaya çalıştım ama canlandırılmama emri var.
Yeah, I intubated a DNR patient.
Canlandırılmak istemeyen bir hasta entübe ettim.
DNR means she did not want heroic measures.
"Canlandırmayın", kahramanlık istememiş demek.
She's a DNR.
Canlandırılmama emri var.
She signed a DNR and gave her father power of attorney.
Bir BÖK imzalamış ve babasına vekalet vermiş.
So she's no longer DNR?
BÖK değil mi artık?
You can't ignore a standing DNR!
Geçerli bir BÖK göz ardı edilemez!
She's a DNR.
BÖK vakası.
- She's DNR.
- Canlandırmama emri var.
She's a DNR.
Canlandırılmak istememiş.
Did her DNR status change?
Canlandırılmama durumu değişti mi?
- She's a DNR.
- Diriltilmek istemiyor.
She's a DNR.
Canlandırılmak istemiyor.
- She's DNR.
- Canlandırılmak istemiyor.
- No, he's a DNR. - Let me code him.
- Hayır, Hayata Geri Getirmeyin vakası.
He's a DNR.
Hayata Geri Getirme.
I tried to talk about a DNR, and she got very agitated. - DNR?
Onunla DNR hakkında konuştum ama aşırı tepki verdi.
- Do Not Resuscitate.
- DNR mi? - Fişi çekme kararı.
Who gives a fuck, DNR, no DNR?
DNR olmuş olmamış, kimin umurunda?
What if she's in a coma and has to live on tubes and machines because you won't sign a DNR?
O zaman komaya girerse ve sen DNR'yi imzalamadığın için tüplere ve makinelere bağlı şekilde onu yaşatmaya çalışırlarsa ne olacak?
I'll give you your DNR!
Lanet olası DNR'yi imzalayacağım.
Grandma, what's DNR?
- Babaanne, DNR nedir?
- DNR, it's initials.
DNR, baş harfleri.
Like I did a report on DNA but Dad and Aunt Parvati was talking about your DNR. So is that, like, similar?
Ödevini hazırlamak zorunda olduğum DNA gibi ama Parvati halanın senin DNR'n hakkında konuştuğunu duydum.
- About your DNR.
DNR'n hakkında.
She thinks I should have a DNR?
Bana DNR yapılması gerektiğini mi düşünüyor?
You'll be DNR.
Buna DNR kodu deniyor.
- They don't agree about this?
- DNR'ı istemiyorlar mı?
- The patient is DNR!
- Hasta DNR! - Tamam!
- Any word on the DNR?
- Canlandırmama emrinden haber var mı?
She's DNR.
Beyin Ölümü Kararı.
- She's DNR.
- Canlandırılmama emri var.
- She's DNR!
- O DNR!
She's DNR!
O bir DNR!