Do you like it here tradutor Turco
337 parallel translation
Do you like it here, Johnny?
Burayı sevdin mi, Johnny?
- Do you like it here? - Yes.
- Burada çalışmaktan hoşlanıyor musun?
Do you like it here in Lance?
Linz'i beğendiniz mi?
Do you like it here with me?
Burada olmaktan hoşlandın mı?
Do you like it here?
Burayı seviyor musun?
- Do you like it here?
- Burayı beğendin mi?
Do you like it here?
Burayı sevdin mi?
Do you like it here?
Nasıl buldun burayı?
So? Do you like it here?
Hoşuna gitti mi burası?
Do you like it here?
Bura hoşuna gitti mi?
How do you like it here, Mr. Shipherd?
Siz burayı nasıl buluyorsunuz, Bay Shipherd?
Do you like it here, sir?
- Burası iyi mi, efendim?
- Do you like it here?
- Burayı sevdin mi?
Do you like it here?
Buradan memnun musun?
How do you like it here so far?
Burası sana garip geldi mi?
Do you like it here?
Burası hoşuna gitti mi?
Do you like it here?
Burayı beğendin mi?
Do you like it here?
Burayı seviyor musunuz?
- How do you like it here with us?
- Bizimle çalışmak hoşuna gitti mi?
Come closer. Do you like it here?
Yaklaş.Burda olmak hoşuna gidiyor mu?
Anyway, Mieze, how do you like it here?
Neyse Mieze, burası hoşuna gitti mi?
- How do you like it here?
- Burada olmaktan memnun musun?
- Do you like it here?
Burayı seviyor musun?
Do you like it here?
Buradan hoşlandın mı?
Do you like it here?
Burada olmayı seviyor musunuz?
- Do you like it here?
- Burayı seviyor musun?
Do you like it here?
Burayı seviyor musun Taeko?
I do hope and trust you're going to like it with us, both here and in Red Gap.
Umuyorum ve inanıyorum ki hem burada hem Red Gap'te bizimle olmak hoşuna gidecek.
Hucky, do you believe that the dead people like it for us to be here?
Hucky, ölülerin burada olmamızdan hoşlanacağına inanıyor musun?
- Do you like it down here?
- Burayı seviyor musun?
- You like it here, do you?
- Burayı çok sevdin, değil mi?
What do you think it was like to be a woman here when the Russians swept in?
Ruslar ortalığı silip süpürürken, burada kadın olarak bulunmak ne demektir sence?
Well, how do you know it's not just old equipment left around here like everything else?
Pekala, buradaki her şey gibi terkedilen eski malzemeler olmadığını nasıl biliyorsun?
- How do you like it over here, Mark?
- Buraları nasıl buldun Mark?
Do you like it here?
Siz de seviyor musunuz?
What do you suppose it'll be like here next Christmas when we're gone?
Seneye biz gittikten sonra burada Noel nasıl olacak dersiniz?
Do you think it would be a good idea for someone like myself to be married here, or in England?
Burada ve ya İngiltere'de benim gibi biriyle evli olacağım iyi bir fikir olabilir mi?
Do whatever you want to do, I just hope you like it here.
Yapmak istediğiniz herşeyi yapabilirsin, ben burayı seviyorum.
- What do you want? - I'd like to inform the colonel that a lot of us here are members of the Denver Saloon Owners'Association, and we intend to receive that there cargo and take it home with us.
- Burada bulunanların çoğunun Denver'lı Salon Sahipleri Birliğine üye olduğunu Albaya hatırlatmak isterim ve orada duran kargoyu teslim alıp, yanımızda eve götürmeye niyetliyiz.
Do you have any idea what it's like to sit here night after night and watch this endless parade of human debris floating by?
Her gece burada oturup insan enkazının... bu sonsuz geçidini seyretmek nasıl bir şey biliyor musun?
Do you know what it's like to have you come in here every morning and not be able to talk to you?
Her sabah gelince seni burada görüp de konuşamamanın... nasıl bir şey olduğunu biliyor musun?
My dream, I hope you do not find it crazy is that I would like the people here to feel that if there were a fire, calling the fire department would be a wise idea.
Hayalim şu, umarım size çılgınca gelmez bir yangın çıktığında, buradaki insanların itfaiyeyi aramanın iyi bir fikir olduğunu düşünmeleri.
It's something for you to do when you're here by yourself. Like company.
Evde yalnızken izlemen için, bir nevi arkadaş gibi.
You know, it happens sometimes. The spirit gets yanked out so quick that the essence still feels like it has work to do here.
Bazen ruhlar o kadar çabuk çıkar ki, burada hala yapması gerekenler varmış gibi gelir.
Do you have any idea what it's like for me here?
Benim nasıl hissettiğimi biliyor musun?
By the way, do you like it in here?
Bu arada, buradan hoşlanmış mı?
What are you gonna do, you're gonna leave it here like this?
Ne yapacaksın peki? Burada böyle mi bırakacaksın arabayı?
I like it here. Say what you will... but there ain't nothin'you can do to get me off of this rockin'chair.
Ben burayı seviyorum.
To put on a really great rock show, like Knebworth in England or Woodstock, there is only one place you can do it, and that's here, at Adlai Stevenson Memorial Park, in the playing fields.
Gerçek harika bir rock şov için, İngiltere'deki Knebworth veya Woodstock gibi, yapabileceğin yalnızca bir yer var, burası, Gösteri alanındaki Adlai Stevenson Anıt Park'ı.
You don't much like it here, do you, Lamar?
Burada olmak istemiyorsun, değil mi Lamar?
Well, do you think you could like it here, with us?
Peki burada bizimle birlikte olmak hoşuna gidebilir mi?