Do you want to live tradutor Turco
419 parallel translation
"Do you want to live in a hotel... " where you press for the hot water and cold water comes... "and when you press for cold water, nothing comes at all?"
"Sıcak su musluğunu çevirdiğinde... soğuk su akan, soğuk su musluğunu çevirdiğinde... hiçbir şeyin akmadığı bir otelde mi kalmak istiyorsun?"
Why do you want to live?
Siz neden yaşamak istiyorsunuz?
Do you want to live?
Yaşamak istiyor musun?
Do you want to live, Nefer?
Yaşamak istermisin, Nefer?
Do you want to live in a dump like this the rest of your life?
Hayatının geri kalanını bu çöplükte mi geçirmek istiyorsun?
DO YOU WANT TO LIVE FOREVER THE WAY YOU ARE NOW?
Etrafındaki herkesin yaşlanışını seyredersin.
Do you want to live for a long time?
Uzun süre yaşamak istiyor musun?
How long do you want to live?
Ne kadar yaşamak istiyorsun?
Do you want to live a long and useful life?
Uzun ve işe yarar bir yaşam sürmek istiyor musun?
Do you want to live?
Yaşamak istiyor musun? İstiyor musun?
Do you want to live in a world without morality?
Ahlaksız bir dünyada mı yaşamak istiyorsun?
I'm not afraid... Do you want to live 200 years, Mr. Chérasse?
Korkmuyorum... 200 yıl yaşamak ister misiniz Bay Cherasse?
- Do you want to live forever?
- Sonsuza dek yaşamak istiyor musun?
Do you want to live forever?
Sonsuza dek yaşamak istiyor musunuz?
Do you want to live forever?
Sonsuza dek yaşamak istiyor musun?
What do you want to live there for?
Dışarıda yaşamak mı?
Question is, do you want to live or die?
Yaşamak mı istiyorsun, ölmek mi?
Do you want to live better?
Daha iyi bir şekilde mi yaşamak istiyorsun?
Do you want to live a little longer?
Biraz daha uzun yaşamak ister misin?
Yo, what do you want to live in a black neighborhood for, anyway? Man, motherfuck gentrification!
Yerimizden mi edeceksin bizi?
Why do you want to live?
Neden yaşamak istiyorsun?
Then... do you want to try remaining at his side... and live your life together while enduring and handling what may come your way?
O halde şu an olduğu gibi onunla kalıp birbirinize katlanıp, anlaşmaya çalışmaya dayanabilecek misin?
If I thought you could do a thing like that I wouldn't want to live. What do you care?
Eğer böyle bir şey yapabileceğini düşünseydim, yaşamak istemezdim.
If you don't want to live, all you have to do is -
Ne bekliyorsun?
Do you want me to go live somewhere else?
Gidip başka bir yerde mi yaşamamı istiyorsun?
Before I die, I want to live just one day like you do.
Ölmeden önce, bir gün olsun senin gibi yaşamak istiyorum.
Maybe you don't want to live, but I do.
Siz yaşamak istemiyor olabilirsiniz ama ben istiyorum.
Do you want these people to live in fear the rest of their lives?
Bu insanların geri kalan hayatlarını korku içinde geçirmelerini mi istiyorsun?
Because of my love for Elena, I'll accept any imposition but where do you want me to live?
Elena'ya olan aşkımın uğruna, Her durumu kabul edeceğim. - Ama nerede yaşamamı istiyor sunuz? Cantù Cermenate'temi?
They're impossible to live with, what do you want?
Onlarla yaşamak imkansız, ne bekliyorlardı ki?
Or do you want me to live with you?
Yoksa seninle yaşamamı mı istersin?
You who do not want to know,... who live like assassins among the clouds,... that you live like bandits in the wind and crazy people in the sky.
Siz ki, kara bulutları arkasına alan kanlı katillerden rüzgara yelken açmış azılı soygunculardan,... akılları bir karış havada delilerden bihabersiniz.
my love, must decide between her and I, if you do not want to be a hypocritical and live life as well.
Aşkım, karar vermen gerekiyor o ve ben arasında. Tabii, hayâtını bir ikiyüzlü gibi sürdürmek istemiyorsan.
Look, do you want that little hamster to live or not?
- Hiç yararı olmuyor, canım.
I want you to know I will do my best to live up to the... Confidence you've showed by... chosing... choose... by having chose me here today.
Bilmenizi isterim ki beni seçerken gösterdiğiniz inanca layık olmak için elimden gelen her şeyi yapacağım.
Do you really want to go and live in that hotel for the winter?
Gerçekten gidip, kışın o otelde yaşamak istiyor musun?
What choice do you have but to work, if you want to live?
Yaşamak istiyorsanız, çalışmaktan başka şansınız var mı zaten?
I am sorry... Do you not want to live with Yoshie?
Yoshie ile yaşamak istemiyor musun?
Do you want to live together?
Birlikte yaşamayı mı istiyorsunuz?
- Yes. I Do you have the courage to live the life you want?
- evet. ben istediğimiz hayatı yaşamaya cesaretin var mı?
Oh, Lord. You don't think gringos want to live with Mexicans, do you?
Meksikalılarla aynı yerde yaşamak istemezler diye düşünüyorsun, değil mi?
What do you want, a perfect place to live?
Yaşanacak mükemmel bir yer mi arıyorsun?
Do you think that if I were a man and you were someone I dig that I would want to live with you?
Ben bir erkek olsaydım ve sen benim becerdiğim biri olsaydın, seninle yaşamak istermiydim?
When are you coming home to live with us some more? Do you want me to?
Eve ne zaman döneceksin?
When you live in a place and you love it like you do, you don't want nothing bad to happen.
Eğer bir yerde yaşıyor ve orayı seviyorsanız kötü bir şey olmasını istemezsiniz.
You want me to go on the air live at five minutes to midnight... and if I do, you guarantee you'll deliver the guy... responsible for the copy-cat killings last night?
Ben, canlı yayına 11 : 55'te gireceğim. Ve sen de dün geceki cinayetlerin sorumlusunu bana vereceksin.
Who'd want to live with their folks? That's no good. - Do you have any roommates?
Kim ailesiyle yaşamak ister ki?
You really do not want to know... -... how they work, how they live?
Gerçekten nasıl çalıştıklarını... nasıl yaşadıklarını bilmek istemez misiniz?
You would want to live here for a time doing what you do.
Bedavaya kalacak bir yerin olmasının iyi olacağını düşündüm. Böylece o işi de yapmazsın.
Do you want to condemn him to death, before he gets the opportunity to live in?
Ona yaşamak için bir şans vermeden onu öldürmek mi istiyorsunuz?
Because we don't want to live the way you do.
Çünkü sizin yaşadığınız gibi yaşamak istemiyoruz.