Documents tradutor Turco
4,029 parallel translation
There's no documents for the mission in Savoy - no maps, no letters, nothing at all.
Savoy'daki görevle ilgili ne belge, harita, mektup, hiçbir şey yok.
The documents have either been removed or destroyed.
Belgeler ya silindi ya da yok edildi.
At Heathrow Airport carrying fake documents.
Heathrow Havalimanında, sahte evraklarla.
Delivering classified diplomatic documents.
Gizli diplomatik belge teslimi.
She's a member of Adrian Cross's group, Open Cell, who liberated 30,000 secret government documents, endangering the lives of agents on the ground.
Adrian Cross'un grubu Açık Hücre'nin bir üyesi. 30 bin gizli devlet belgesini "serbest bırakıp" sahadaki ajanların hayatını tehlikeye attılar.
About a year ago, I came across some documents that disproved what you had been led to believe about that car accident... Their deaths.
Bir yıl önce bazı belgelere denk geldim inandırıldığın şeylerin aksini ispat ediyordu şu araba kazası ve ölümleri hakkında.
Don't touch me! - Documents!
- Dokunmayın bana!
If she was sent here from another country we must try to track her with import documents, customs documents...
Buraya başka bir ülkeden gönderildiyse ithalat ve gümrük belgelerinden izini sürmeliyiz.
These are new property documents that I acquired.
Bunlar elde ettiğim yeni mülk belgeleri.
As for ID, I don't have a current license, but, I've got my documents in my bag.
Kimlik olarak güncel bir ehliyetim yok. Fakat çantamda belgelerim mevcut.
They stole internal security documents with monthly audits...
Aylık hesaplarla birlikte iç güvenlik belgelerini çaldılar...
Do you mind if I take a look at the audit documents that were stolen?
Çalınan denetim belgelerine bir göz atsam sorun olur mu?
Reverend, we have documents issued by the court instructing us to exhume these remains.
Peder, elimizde bu cesetleri mezarlardan çıkarılması için mahkeme emri var.
We'll go to BAT to get you guys a placement, but for the best chance, we need to gather some documents and that'll take a few days, maybe even a week.
Sizi yerleştirecek bir yer bulmaya çalışacağız, ama şansınızın artması için, bazı belgeler gerek ve bu birkaç gün sürebilir, belki birkaç hafta.
Here's a list of some of the documents we'll need.
İhtiyacımız olan belgelerin listesi burada.
Shift the documents to some other location!
Belgeleri başka bir yere saklayın, çabuk!
Actually, they needed a guarantor for the loan so at that time I forged the documents, and made Pappa the guarantor.
Kredi için kefile ihtiyaç gerekiyordu ve ben de evraklara sahte imza attım. Ve babamı kefil yaptım.
It's prison policy to scan all documents received by inmates.
Gelen tüm mektupların taratılıp saklanması hapishane prosedürüdür.
All I need is one more week to secure her passport, but all the Haitian and Puerto Rican documents are signed and sealed officially.
Tek ihtiyacımız onun pasaportunu bir hafta daha sigortalamak fakat bütün Haiti ve Porto Riko belgeleri resmi olarak imzalanıp mühürlendi.
And these documents are from Franklin libraries around the country.
Bu belgeler de ülke çapındaki Franklin kütüphanelerinden.
These documents reveal nothing.
Bu belgeler hiçbir şey göstermiyor.
Somebody's trying to give me classified government documents.
Biri bana gizli hükümet belgeleri vermeye çalışıyor.
I'm currently in possession of a little more than 27,000 stolen government documents.
Şu an elimde 27,000'den fazla çalınmış hükümet belgesi var.
- What's in the documents?
- Belgelerde ne var?
I view some of the contents of the flash drive, but obviously not all because there are 27,000 documents.
Flaş diskin içeriğini biraz inceledim ama tabii ki tamamını değil. Çünkü 27,000 belge var.
Now, you should know that the DOD doesn't store documents on the same Internet you and I use.
Savunma Bakanlığı belgelerini bizim kullandığımız internette saklamıyor.
- Where you asked for more documents.
- Daha fazla belge istediğin kısmı.
The moment you asked him to give you stolen classified documents, you committed a federal crime.
Ondan gizli belgeleri vermesini istediğin an, federal bir suç işledin.
Say you'll help us. If Thackery agrees to collaborate, put our minds together and find the answer, the documents are his.
Thackery iş birliğini ve kafa kafaya verip çözümü bulmayı kabul ederse dökümanlar onundur.
He started a program called The PACER Recycling Project, where people could upload PACER documents they had already paid for to a free database so others could use them.
PACER Geri Dönüşüm Projesini başlattı. Böylece insanlar, ücretini verip indirdikleri dökümanları bu ücretsiz veritabanında paylaşabileceklerdi.
People take a thumb drive into one of these libraries, and they download a bunch of documents, and they send them to me. I mean, it was just a joke.
Kütüphanelerdeki veritabanını indirin ve PACER Geri Dönüşüm Projesi'ne yükleyin. " İnsanlar kütüphanelere gidip dökümanları belleklere yüklediler ve bana yolladılar.
Schultz had already developed a program that could automatically download PACER documents from the trial libraries.
Schultze, kütüphanelerdeki sistemden otomatik olarak veri çekebilen bir program geliştirmişti bile.
He was able to acquire nearly 2.7 million Federal Court documents, almost 20 million pages of text.
Yaklaşık 2.7 milyon mahkeme belgesini elde etmişti, neredeyse 20 milyon sayfa yazı.
The downloading also uncovered massive privacy violations in the court documents.
İndirmeler, mahkemlerin devasa gizlilik ihlallerini de açığa çıkarmıştı.
"Stealing is stealing, whether you use a computer command or a crowbar, and whether you take documents, data, or dollars."
Bilgisayar komutu ya da levye ile ; döküman, veri ya da dolar almak aynı şeydir. "
Swartz had never released the Westlaw documents. In theory, he could have been doing the same thing about the JSTOR database.
Swartz, Westlaw dökümanlarını ifşa etmemişti.
I got the documents that you sent over.
Gönderdiğin belgeleri aldım.
We have a man inside a company that shreds classified documents. Mostly private firms that do business with the government.
Hükümetle özel işler yapan bir şirketteki gizli belgeleri yok eden bir adamımız var.
The documents in the box are worth over 10 million.
Kutudaki belgeler 10 milyon doların üstünde bir değerde.
There's even a cache of burnt documents in a bucket outside, but they're ashes now.
Hatta dışarıda yakılan belgeler bile vardı ama artık kül oldular.
I found high-end surveillance gear, a cache of documents, burner cells.
Son model gözetim sisteminin olduğu ve bir takım belgelerin yakıldığı bir yer buldum.
He had also, for the past few days, prevented us from burning classified documents for fear that it would panic the South Vietnamese.
Ayrıca, son birkaç gün, Güney Vietnamlıların paniğe kapılacağı korkusuyla gizli dosyaları yakmamıza engel oldu.
So that morning of the 29th, we had thousands of pages of classified documents we had failed to destroy beforehand.
29 sabahı, önceden yoketmeye başaramadığımız, binlerce sayfa gizli dosyamız vardı.
The first thing I did was to destroy my documents, my badges, just keeping the civilian ID.
Yaptığım ilk şey dosyalarımı, madalyalarımı yok etmek, sivil kimliğimi tutmaktı.
Throughthe Freedom oflnformationAct, we obtained documents from the counter-terrorism unit that showthey're monitoring my lectures mediainterviews, like this one, mywebsite, my book.
Bilgi Özgürlüğü Yasası sayesinde, Biz belgeleri Elde Terörle mücadele biriminden Bunlar gösteriyor ki Benim ders izleme Bunun gibi medya görüşmeler, Web sitem, benim kitabım.
Mm-hmm. Our theory is that he infiltrated Interpol during the staff turnover, created back story, and then forged documents showing he was hired by Stuyvesant, knowing good and well that Dutch bastard wouldn't be here to deny it.
Teorimize göre personel değişimi sırasında İnterpol'e sızdı bir özgeçmiş yaratıp, sahte evraklarla kendini Stuyvesant tarafından işe alınmış gibi gösterdi.
And by my watch, it is about time to sign these documents and make it official.
Ve saatime göre evrakları imzalayarak, işi resmileştirmenin zamanı geldi.
I'm gonna go help Abby with documents.
Abby'e belgelerle ilgili yardım edeceğim.
These are your new documents.
Bunlar yeni evraklarınız.
Please, let me check your documents.
Evraklarınızı kontrol edeyim lütfen.
- Waiting on documents from overseas.
- Yurtdışından gelecek belgeleri bekliyoruz.