English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ D ] / Don't get carried away

Don't get carried away tradutor Turco

153 parallel translation
- Don't get carried away.
- Kafayı mı yedin?
Sometimes I get so carried away I don't know what I'm doing.
Onları elimden alsalar ne yaparım bilmem.
I don't want to get carried away.
Buradan götürülmek istemiyorum.
- Don't get carried away.
- Kendini kaptırma.
Don't get carried away.
Kendini fazla kaptırma.
You don't have to get carried away.
Kontrolünü kaybetmek zorunda değilsin.
Oh, don't get so carried away, Mr. Malone.
Kendinizi kaptırmayın, bay Malone.
Don't get carried away, Sasha.
Kontrolünü kaybetme Sasha.
Don't get carried away.
Bence fazla coşmayalım.
Don't get carried away and belt him out.
Kendini kaybedip onu yere serme.
Don't get carried away, dear.
Kendini kaybetme, hayatım.
Now, please, don't get carried away.
Rica ederim fazla ileri gitme.
- Why don't you get carried away.
- Sen de kendini kaptirsana.
Don't get carried away.
Fazla hırpalama.
Paul That's a very splendid performance but you really don't have to get quite so carried away .
Paul, çok iyi bir performanstı, ama kendini bu kadar kaptırmamalısın.
- Now, steady. Don't get carried away.
Üzerinde konuştuğumuz şey bir cinayet silahı değil.
Don't get carried away by memories of what happened 10 years ago.
Anılarınızın sizi yönlendirmesine izin vermeyin. Onu ilk tutukladığınızdan bu yana 10 yıl geçti.
Hey, don't get carried away, or you won't remember a thing.
Hey, elin ayağın dolaşmasın,.. ... yoksa hiçbir şey hatırlamazsın.
You did a good job, but don't get carried away.
İyi iş çıkardın ama boşa gitmesin.
Hey, don't get carried away, OK?
Hey, kendimizi kaybetmeyelim, tamam mı?
Now, Sarah, don't get carried away...
Sarah, kendini fazla kaptırma.
Don't get too carried away.
Fazla heyecanlanma.
Don't get carried away.
Kontrolünü kaybetme.
Don't get carried away, Inspector, there's no point.
Uzatmayın Müfettiş, anlamı yok.
- Listen, you're a light drinker. Don't get carried away and do something you'll regret.
- Senin içkiye dayanıksız olduğunu biliyorum ve sonradan pişman olacağın bir şey yapmanı istemedim.
Okay, don't get carried away!
Tamam, kendini fazla kaptırma!
Don't get carried away now. This is not participation.
Oylama yapmıyoruz.
Just don't get carried away.
Aşırıya kaçmayalım yeter.
Don`t get carried away.
çok ileri gitme istersen.
Don't get carried away with Donalds and Daffys.
Donald ve Daffy'lere fazla kaptırma kendini.
Ok, get on with it, But don't get carried away!
Tamam, hadi başla, Fakat sakın kendini kaptırma!
Don't get carried away.
Fazla heyecana kapılma.
So don't get carried away.
Mantıklı olmaya çalış.
- Wayne, don't get carried away by this.
- Wayne, hayal gücün çok fazla çalışıyor.
- Don't get carried away.
- Heyecan yapma.
Don't get too carried away, you piece of crap!
Kaçmaya çalışma, bok parçası!
Don't get carried away. I'm not that good at it.
Abartma, bu işte o kadar da iyi değilim.
- Don't get carried away.
- Seninle mi? - Fazla heyecanlanma.
Don't get carried away.
Hemen heyecanlanma.
Don't get carried away
Birbirinizden ayrılmayın.
Look, sweetie, don't get carried away with this. Okay?
Bak tatlım, bu hisse çok kapılma.Tamam mı?
Don't get carried away!
Ukalalaşma!
Now, Eva, don't get carried away
Bak Eva, bu kadar ümitlenme
Don't get carried away!
Kendini fazla kaptırma!
Don't get carried away by what everyone's saying
Başkalarının ne dediğine aldırma.
Don't get too carried away now.
Çok kaptırmayın sakın.
Don't get carried away.
Kendinden geçme sakın.
Don't get carried away... than being beheaded by the guillotine while the mob jeers and spits
Bir tarafa kaçayım deme. Sana daha az dehşetli bir son öneriyorum giyotinle kafanın kesilmesindense kalabalığın alay ve tükürüklerine maruz kalmaktansa.
I get carried away, I don't think.
Duygularıma kapılırım, düşünmem.
Just don't get carried away.
Sadece... ... bu kadar uzağa gitmesini anlayamadım.
So don't get too carried away.
O yüzden fazla coşmayın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]