Doubt that tradutor Turco
4,495 parallel translation
She left me in little doubt that he was, indeed, physically abusive and that she was responsible for his death.
Sonuçta bende adamın gerçekten fiziksel tacizde bulunan biri olduğu ve onun da adamın ölümünden sorumlu olduğuna dair çok az şüphe bıraktı.
Oh, I doubt that.
O kadar emin olma.
Mother, I doubt that Jacques is interested.
Jacques'ın ilgileneceğini sanmam, anne.
And I for one do not doubt that he possessed the courage to stand up to the DCS if he felt that they were doing wrong.
Yanlış işler çevirdiklerini düşündüyse eminim SGS'nin bile karşısında durmuştur.
Yeah, I doubt that.
İşte bundan şüphe duyarım.
I doubt that I could make you to understand.
Anlayabileceğinizden şüpheliyim.
All right, look, I think we've established beyond a doubt that I am not a tat guy.
Tamam, bak, sanırım kuşkulanmamızın ötesinde saptamalarımıza göre bir dövme adamı olmadığımı düşünüyorum.
I have no doubt that you could raise these boys.
Çocukları yetiştirebileceğinden yana hiçbir endişem yok.
I doubt that.
Ben o kadar emin olmazdım.
- I doubt that.
- Hiç sanmam.
Yeah. I doubt that.
Şüpheliyim.
If you'd won, I very much doubt that would be the case.
Kazansaydın burada olabileceğini sanmıyorum.
If she exists, I doubt that she's aware that he does.
Tabii öyle biri varsa, ondan haberi olduğunda şüpheliyim.
- Oh, I doubt that.
- Bunda şüpheliyim.
This hearing has left me no doubt that Sherlock Holmes is a singular mind, and the work that he's done with Joan Watson has been an asset to the NYPD.
Bu duruşma... This hearing has left me... Sherlock Holmes'un eşsiz bir zihne sahip olduğunu anlamamı sağladı ve Joan Watson'la yaptığı işler NYPD için değerli.
I do not doubt that your intentions are good..... but the temptation to open the box is too great.
Niyetinin iyi olduğundan şüphe etmiyorum ama kutu sizi açılmak için cezbedebiliyor.
I know that I said without a doubt that if I was to kill anyone... that I'd kill Han Jung Woo first.
Birini öldürecek olsaydım önce Han Jung Woo'yu öldürürüm demiştim.
You told me without a doubt that you'd have my back...
Bana sırtınızı döndüğünüzü söylüyorsunuz.
I doubt that, sir.
Sanmıyorum, efendim.
I doubt that.
Sanmıyorum.
I doubt that.
Hiç sanmıyorum.
And I'm telling you that I highly doubt that that is the case.
Bak, sana diyorum. Bunun doğru olduğundan şüpheliyim.
I doubt that!
O konuda şüpheliyim.
I doubt that, Vinnie boy.
O konuda şüpheliyim Vinnie.
Oh, I doubt that.
- Sanmam.
Now, Peeta, I doubt that the rebels will ever let her see this. But if they do, what would you say to her?
Peeta, isyancılar bütün bunları Katniss'e izletmezler ama diyelim ki bir şekilde izledi, ona ne söylemek isterdin?
But I doubt that I did that.
- Fakat bunu yaptığımı sanmıyorum.
I doubt that.
Bundan şüpheliyim.
I sincerely doubt that.
Bu konuda gerçekten şüphe ediyorum
With all of Gary's security, I seriously doubt that any...
Garry'nin kameraları sağ olsun dışarıda bir şey olmadığını...
In over 20 years, I've never had reason to doubt that this was anything but a cure, a magic bullet.
20 yıldan uzun süredir, bunun bir devadan, sihirli bir mermiden başka bir şey olmadığına dair kuşkulanmama hiç gerek olmamıştı.
And yet I have no doubt that if I were to search this apartment, I'd find things that would make our working together impossible.
Fakat bu daireyi arasaydım, seninle çalışmamı imkansız kılacak... şeyler bulacağımdan hiç şüphem yok.
I doubt very much that you relish what your plan means for Abigail.
Bu planın Abigail için ne anlama geldiğini anladığından emin değilim.
There's no doubt in my mind that I did the right thing.
Doğru şeyi yaptığıma dair en ufak şüphem yok.
That fear, that doubt... it ruined him.
Bu korku bu kaygı onu mahvetti.
But know full well that all who doubt my supreme power shall burn in the lake of fire for all of eternity.
- Amacını bildir. Ama bil ki üstün güçlerimden şüphe duyanlar, sonsuz ateşin gölünde yanacaklardır.
Ethan Avery. That shuts the door on reasonable doubt.
Bu bana göre sağlam bir kanıttır.
I never had any doubt about that.
Bunun hakkında hiç şüphem yoktu.
Now my doubt and sense of fraudulence bark so loudly in my head that most of the time I can't hear anything else.
Kuşku ve sahtekârlık hislerim kafamın içinde öyle yüksek sesle bağırıyor ki, çoğunlukla başka bir şey duyamıyorum.
Miss Audrey, did you not say it was the doubt and delay that was making you so unhappy?
Bayan Audrey, tereddüt edip beklemenin sizi üzdüğünü söylememiş miydiniz?
This time there can be no doubt... the boy did not suffer, my Lord, that I can vouch for.
- Teyit ederim ki, bu sefer çocuğun canı kuşkusuz acıtmadı.
Grace's nightdress is described in such intimate and luxurious detail, I doubt there's a lady out there that doesn't desire one.
Grace'in geceliği öyle heveslendirici şaşalı detaylarla betimlenmiş ki ona sahip olmak istemeyecek bir hanım yoktur.
Others may doubt you, may think your revolutionary talk is just that... talk to cover your grief...
Diğerleri sizden şüphe edebilirler devrimci konuşmalarınızın ıstırabınızı örtbas etmek için yaptığınızı düşünebilirler.
There is no doubt in my mind that you're innocent.
Bence kesinlikle masumsunuz.
It was when we had to change a diaper, that we saw there was no doubt.
Bezini değiştirirken fark ettik, bu yüzden kesin bilgi.
I have to believe that if we plant even a small seed of doubt in the prosecution's case,
Savcılığın davada en ufakta olsa.. ... şüphe duymaması gerek.
What matters is whether or not the prosecution proved, beyond a reasonable doubt, that Peter Kidman murdered his wife.
Önemli olan, Peter Kidman'ın karısını öldürdüğünü savcılığın ispatlama yükümlülüğü olması.
I can without doubt assure you, General that the universe has been attempting to communicate with me.
Generalim, seni şüphesiz temin ederim ki evren benimle iletişime geçmeye çalışıyor.
Okay, Doc, you have what looks to be a 20-kilo inconvenience in your trunk. And Bigfoot, no doubt, putting out word to that effect.
Pekala Doc, bagajında 20 kiloluk bir külfet varmış gibi duruyor ve şüphesiz ki Koca Ayak bu bilgiyi direkt olarak yayacaktır.
That's fine, Kovalsky only More about me doubt it.
Sorun degil Kowalski! Bir daha benden süphe etme yeter.
Ohh, we... we can make a nice sound, yeah, there's no doubt about that.
İyi ses çıkarabiliriz. O konuda şüphe yok.
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19
that'll be it 25
that's my best friend 28
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19
that'll be it 25
that's my best friend 28
that's my sister 96
that's good to know 269
that's for sure 889
that doesn't seem fair 27
that's my baby 48
that's me 2273
that's my man 51
that is 2872
that's my line 54
that is so lame 16
that's good to know 269
that's for sure 889
that doesn't seem fair 27
that's my baby 48
that's me 2273
that's my man 51
that is 2872
that's my line 54
that is so lame 16