Downstairs tradutor Turco
9,899 parallel translation
Yeah. Call downstairs.
Alt katı ara.
"Oh, we banged each other, but now let's send you downstairs to fix crazy Norman."
"Tüm gece deliler gibi seviştik, şimdi de aşağı gidip deli Norman'ı düzelt."
The media's practically camped out downstairs.
Medya aşağıda bildiğin kamp kurdu.
I think throwing you downstairs with Travis until your lawyers spring you would be all kinds of fun.
Bence avukatların seni çıkarana kadar Travis'le aynı yere tıkılmanız oldukça eğlenceli olacak.
I think he'd be downstairs if that's all he wanted.
Sanırım alt kata gitmeyi istiyor.
Will you take it downstairs?
Alt kata götürür müsünüz?
- Sam Lewis slipped me this downstairs.
- Sam Lewis alt katta bana not bıraktı.
- The downstairs? Oh.
- Alt kattaki mi?
Um, Frankie did fix the bathroom downstairs.
Frankie alt kattaki banyoyu tamir etmişti.
If you need any wood, I got plenty downstairs.
Tahtaya ihtiyacın olursa, aşağıda çok var.
Hey, did everyone see Dave from downstairs this week? He shaved his beard.
Bu hafta alt kattaki Dave'i göreniniz oldu mu hiç?
Maybe you should go back downstairs.
- Aşağı gitsen daha iyi olacak.
Last night, in the courtyard downstairs..
Düşük yapmışsın!
I'll be downstairs.
- Aşağı katta olacağım.
That gathering downstairs is awful.
Aşağıda olanlar çok saçma.
He's stalling them downstairs.
Onları aşağıda oyalıyor.
There's some food downstairs if you like.
Bir şeyler yemek istersen aşağı gel.
So why don't we have a cup of coffee, downstairs, in the lobby, and- - and we can use the time to strategize about how we might go about... procuring pheromones.
O yüzden aşağıda, lobide bir kahve içelim ve zamanımızı nasıl feromon tedarik edebileceğimiz konusunda strateji oluşturarak kullanalım.
Why don't we have a cup of coffee, downstairs, in the lobby.
Neden aşağıda, lobide bir fincan kahve içmiyoruz?
And afterwards, the beauty parlor downstairs will be expecting you.
Sonra da aşağıdaki güzellik salonu seni bekliyor olacak.
Speaking of pushers, does dime-bag Dave still live downstairs?
Zorlamak demişken, Dimebag Dave hala alt katta mı kalıyor?
We found refrigerated blood downstairs.
Aşağıda dondurulmuş kan bulduk.
The blood downstairs was some bottom-shelf shit.
Aşağıdaki kanı elinde yedek olsun istediği için saklamıştır.
The police are downstairs.
Polisler aşağıda.
They got the dad downstairs in the cage.
Babayı nezarete almışlar.
Get downstairs.
Alt katta gitmeliyiz.
That's why the guy downstairs was staring at me.
Bu yüzden aşağıdaki adam bana gözlerini dikmişti.
I saw you guys come downstairs.
- Onu, buldun mu? - Sanırım, kaçtı!
The man downstairs has the same arrangement of moles on his hand.
Bodrumdaki adamın da elinde aynı düzende benler var.
Don't you want to go downstairs?
Aşağı gelmek istemiyor musun?
Okay, look, I'm gonna go downstairs and get a coffee.
Tamam, aşağıya inip kahve alacağım.
Meet me downstairs at the warehouse.
Benimle depoda buluş.
RICHTER : Guards get us downstairs to systems control.
Korumalar bizi sistem kontrolü için aşağıya indirecek.
She sent me downstairs to grab security.
Beni aşağıya güvenliği çağırmam için yolladı.
- Uh-uh. - Well, why don't you go downstairs And, you know, see what's down there?
Neden aşağı inip, ne olduğuna bir bakmıyorsun?
And then I saw somebody else in the downstairs window.
Bence zorla girmiş olmalı. - Kaç gibiydi?
I think it was the kids downstairs.
Aşağı kattaki çocuklardan geldi sanırım.
Oh. Well, as you know, her lab is downstairs.
Laboratuarın alt katta olduğunu biliyorsun.
The restaurant downstairs has a great steak.
Aşağıdaki restaurantın bifteği harikadır.
Well, after Nick, uh, my husband, died, the house just felt too big, so I moved downstairs.
Nick, yani kocam öldükten sonra ev çok büyük gelmeye başladı. Ben de alt kata taşındım.
Why did you ask about Dana Powell's bedroom being downstairs?
Dana Powell'ın yatak odasının alt katta olmasının sebebini neden sordun?
The man downstairs, in the bar, that's him?
O adam aşağıdaki barda, o değil mi?
- No, you go on downstairs.
- Hayır, sen aşağıya in.
The Sturmbadnfuehrer downstairs, is he still here?
Binbaşı halen aşağıda değil mi?
I'll... I'll meet you downstairs, shall I?
Ben... aşağıda buluşuruz, olur mu?
- I'll meet you downstairs.
- Alt kata geliyorum.
Rowan was sitting downstairs.
Rowan aşağıda oturuyordu.
Oh, I'm Ricky. From downstairs.
Ben alt kattan Ricky.
- I have to admit, the boss downstairs, she knows her business, and killing you was one thing, but owning your soul forever, now that's revenge.
- I itiraf etmeliyim, patron alt katta, Onun iş bilir ve sizi öldürüyor bir şeydi, Ama sonsuza kadar ruhunuzu sahip, şimdi intikam.
I'll be downstairs.
Ben aşağıdayım.
Downstairs.
- Sokağın fotoğraflarını çekiyordum ve yatak odanda seni gördüm.