Duckie tradutor Turco
90 parallel translation
No, of course not, duckie, but I don't mind having a go.
- Zaten, yarı yürüme sayılır - Oh, pekala
- I'm afraid it's no good, duckie - We mustn't give up.
Polisler son on beş dakikadır bizi gözetliyor
Why is that, duckie?
- Niye Duckie?
Now my baby's gone away
ÇAVUŞ DUCKIE'NİN ŞARKISI Bebeğim uzaklarda
Lovely song.
Güzel şarkı Duckie.
- Don't Dickie me, duckie.
Bana "Dicky'cik" deme, ördekçik.
I'd rather be a quack, than a duckie.
Sakat olmaktansa, şarlatan olmayı tercih ederim.
You look a bit of a duckie yourself.
Siz de çok tatlı görünüyorsunuz.
- I'd rather be a quack, than a duckie. Anything to follow, my Lord?
Dersler arasında bacaklarımıza çatal saplamak zorunda kalacağız.
- Hi, Duckie.
- Selam, Duckie.
- It's OK, Duckie.
- Tamam Duckie.
- Get in, Duckie. - OK.
İçeri gir, Duckie.
Duckie Dale.
Duckie Dale.
Duckie Dale again.
Yine Duckie Dale.
This is Duckie.
Ben Duckie.
Duckie, I'll talk to you in the morning.
Seninle sabah konuşuruz. Hoşça kal.
- Duckie, I'm really sorry.
- Duckie, gerçekten üzgünüm.
Duckie, you're being a real jerk.
Gerçekten aptal gibi davranıyorsun.
And that's Duckie Dale over there behind the glasses.
Ve orada camın arkasında duran da Duckie Dale.
- Duckie, shut up.
- Kes sesini.
- Duckie, please! - Phil.
- Duckie, lütfen.
Thanks, Duckie.
Teşekkürler.
Rubber Duckie Joy ofjoys
Lastik ördek, neşelerin neşesi
Rubber Duckie I'm awfully fond of you
Lastik ördek, Seni çok seviyorum.
- Duckie!
- Ördekçik!
Duckie?
Ördekçik?
Let's face it, I got "Duckie" written all over me.
Kabul edelim. Her yerimde Duckie yazıyor.
- Duckie?
- Duckie mi?
The question is, Pace : This girl that you have developed impossible feelings for are you going to stand by her in a very Duckie-like fashion or are you gonna let hurt feelings prevent you from being the friend you so innocently purport yourself to be?
İmkânsız duygular beslediğin bu kızın yanında Duckie gibi duracak mısın?
You rallied to a certain someone's side in a very Duckie-like manner.
Çok Duckie-vari bir şekilde o kişinin yanında oldun.
- Duckie?
- Duckie'yi mi?
- Yes, Duckie.
- Evet. Duckie'yi -
Did we just slip into some alternate dimension where I give a flying duckie about what you say and do?
Bir başka boyuta mı geçtik? Yoksa senin söylediklerini ve yaptıklarını önemsiyor muyum?
You play with Duckie, honey.
Sen Duckie'yle oyna tatlım.
It's got unrequited duckie love written all over it.
Karşılıksız aşkını her yerine yazmış.
Afraid not, Duckie Boy.
Korkma, Ördek Çocuk.
- Hello, Duckie.
- Merhaba, Duckie.
I promise I won't try to steal Duckie back.
Duckie'yi çalmaya çalışmayacağıma söz veriyorum.
You're getting soft, Duckie.
Gittikçe yumuşuyorsun, Duckie.
I don't think they have Quickie-Marts in Bosnia, Duckie.
Bosna'da'Quickie-Mart'marketleri olduğunu sanmıyorum, Duckie.
- Come on, Duckie.
- Haydi ama, Duckie.
Now, you're welcome to join me, Duckie, or you're welcome to fuck off.
Şimdi, bana katılmak istersen, başım üstüne, Duckie yoksa s.ktir olup gidebilirsin.
Duckie and Craby, to point E
Duckie ve Craby E noktasına.
Duckie, gazes at him.
Duckie, hedefi onayla.
- Duckie
- Duckie
One of the most rich and fulfilling friendships That I've ever seen. We're like andie and duckie
Sen ve Gus'ın gördüğüm en zengin ve tatmin edici arkadaşlıklardan birisine sahip olduğunuzu söyleyebilirim.
With just a tad of mary kate and ashley. Well, aren't we glad that that's over? Yes, we are.
Mary Kate ve Ashley'imsi Andie ve Duckie gibiyiz.
Duckie, what you doing out of bed?
Tatlım, yatağın dışında ne yapıyorsun?
Ah, hello, duckie.
- Selam Duckie.
Duckie! What?
Ne?
- Yeah, Duckie.
- Evet, Duckie.