Dvds tradutor Turco
556 parallel translation
- You can get DVDs delivered?
- Film siparişi verebiliyor musun?
A box of DVDs is not a goldmine.
Bir kutu DVD altın madeni değildir. Sana söyledim, taşıyamam- - Dosyaya bak.
It plays DVDs. Wow!
DVD oynatabiliyor.
I got some boxes of fruit, I changed by the batteries batteries... dvds And that it changes the porter supply of toilet paper in college.
- Biraz konserve şekeri aldım. Sonra onları pillerle değiştirdim. Pilleri DVDlerle ve DVDleri de okulun bütün tuvalet kağıdına karşılık kademeye verdim.
Now I can look all dvds I have in the garage.
Artık, garajda sakladığım tüm dvdleri izleyebileceğim!
BEFORE THAT, I DID DVDs.
Daha öncesinde, DVD leri düzenledim.
No Nintendo, no DVDs, no skateboards.
Nintendo, DVD, kaykay yasak.
No one had TV or CDs or DVDs or videos or home espresso makers.
Kimsenin televizyonu, CD'si, DVD'si, videosu... ya da kahve makinesi yoktu.
Based on our intelligence projections... and the text manual provided by Agent Pope... this is a mock-up of what you'll be buying. Does it play DVDs?
Ajan Pope'nin hazırladığı... projelere göre... bu alacağın şeyin bir prototipi.
DVDs, CDs.
DVD'ler, CD'ler.
Check the DVDs, too.
DVD'lere de bakın.
I'm going... if you need any DVDs or video tapes You must come to my shop...
- Gitme. Ve videoya ihtiyacınız olursa... sizlerde.
Twenty of her top-selling DVDs and an invitation to her silver jubilee.
En çok satan dvdlerinden yirmisi ve yirmi beşinci yıl kutlamasına davet.
CDs, TVs, DVDs. Same stuff as before.
CD'ler, TV'ler, DVD'ler, aynı eskiden kaçırdığı şeyler.
A girl? A truckload of DVDs?
Bir kamyon yükü, DVD'mi?
A girl with a truckload of DVDs?
Bir kamyon yükü, DVD'li bir kız mı?
She keeps the DVDs locked up in her drawer.
Bunu biliyorum.
I got watches, DVDs, candy.
Saatlerim, DVDlerim, şekerim var.
The following DVDs are now overdue.
Söyleceğim DVD'lerin iade vakti geçti.
Look over there there's some DVDs.
Oraya bak. Orada DVD'ler var.
It had books, DVDs, air-conditioning and
Bir sürü kitap, DVD, kliması var...
What's her name? Ashley Anders, she does pay-per-view, dvds.
Ashley Anders, izle-öde ve DVD'leri var.
She had one of the top-selling dvds in the adult market.
Yetişkin dükkânlarında en çok satan DVD'lerden biri onundu.
- Closest I got was boxing her DVDs.
Ona en yakın olduğum an, DVD'lerini paketlediğim andı.
Confiscated some DVDs.. and this : a $ 500 wallet.
Elindeki DVD'lere ve 500 dolarlık cüzdana el koymuşlar.
DVDs are not stipulated on the search warrant.
Arama emrinde DVD lerle ilgili bir şart yok.
DVDs but no TV?
DVD var, televizyon yok mu?
There's even a studio guy who's selling bootleg DVDs of his own movies
Kendi filmlerinin korsan DVD'lerini satan bir stüdyo çalışanı bile var.
I'm gonna box up all that dead motherfucker's DVDs, and you and the feds can bid on'em on eBay.
Bütün o anasını siktiğiminin DVD'lerini bir kutuya toplayacağım. Sonra sen ve federal ajanlar onları E-bay'de arayabilirsiniz!
Two DVDs and you get a pack of that crap popcorn.
İki DVD ve bir paket patlamış mısırlardan al.
Did you see these DVDs?
Bu DVD leri izledin mi?
So far, we've found two ounces of hash, some bootleg dvds, and three dop kits that belong to people who shower in the terminal bathrooms.
Şu ana kadar, 60 gram esrar, bazı korsan DVDler ve terminal banyolarında duş alan kişilere ait üç çanta bulduk.
Can I get bootleg DVDs, like the new Michael Moore documentary? Sure.
Michael Moore'un şu yeni belgeselini korsan olarak bulabilir miyim?
These DVDs cost me $ 50,000.
Bu DVD'ler bana 50,000 dolar mal oldu.
Yeah, we... we heard this guy had some cash from some bootleg DVDs he was selling.
Evet, biz Bu adamın korsan DVD satışından iyi para kaldırdığını duyduk.
And DVDs.
Ve DVDler.
Why not? In Hong Kong we'll buy you some suits or bootleg DVDs or something.
Hong Kong biz bazı takım elbise alacağım veya DVD falan kaçak.
If you want to see him again, I suggest you buy a box set of his DVDs.
Canın onu görmek isterse piyasada DVD'leri var.Kutuyla alırsın. Gidelim.
In this case, the unsub apparently stole CDs DVDs, and a little jewelry.
Şüphelinin bazı CD, DVD ve küçük mücevherleri çaldığı anlaşıldı.
The motherfucker tried to pay me with signed "Nash Bridges" DVDs.
İmzalı Nash Bridges DVD'leriyle ödeme yapmaya kalktı.
- Internet, DVDs.
- Internet. DVD'ler.
He gave me DVDs.
Bana da DVD verdi.
- So buy the DVDs.
- O zaman DVD al.
No, the DVDs won't have the commercials on them, the original commercials, which is half the fun.
Hayır. DVD'lerde orijinal reklamlar yok. Eğlencenin yarısı orada.
I believe Jackson's aunt Pat is borrowing DVDs from our collection and secretly burning copies for her own DVD library.
Sanırım Jackson'ın teyzesi Pat, koleksiyonumuzdan DVD alıyor ve gizlice kendi DVD kütüphanesi için kopyasını çıkartıyor.
What makes you think she's not watching the DVDs?
DVD'leri izlemediğini nereden çıkarttın?
Oh, well.... We could watch DVDs, order food....
- DVD izleriz, yemek sipariş ederiz.
I'll get you some DVDs, too.
- Sana DVD de alırım.
I saw the DVDs.
DVD'leri gördüm. - Tatlım.
DVDs, CDs. lke Turner's greatest hits with Tina on the cover.
DVD, CD.
I'd rather look after rich people's kids, watch DVDs and eat Haagen-Dazs.
- Ve Haegen Dass'tan yemeyi.