Eah tradutor Turco
195 parallel translation
Y eah!
Evet!
- Y eah!
- Evet!
We see an apathy towards love and brotherhood. Y eah!
Sevgiye ve kardeşliğe karşı bir umursamazlıkla karşı karşıyayız.
- Y eah, man.
- Evet, dostum.
Y eah. Th ey sh oul d be moved from fi el d to fi el d.
Bir otlaktan diğerine götürülmeleri gerek.
Y eah?
Evet?
Y eah.
Evet.
Y eah, well, they laughed at me, and I'll kill them!
Evet, bana güldüler, ben de öldürdüm onları!
Y eah, the animals don't laugh, and you showed me how to get that food and there's a lot of work to be done.
Hayvanlar gülmezler, sen de bana nasıl yiyecek bulabileceğimi gösterdin yapılacak çok iş var.
- Y eah, look at these boots here!
- Evet, şunlara bak.
Y eah, wh at i f you d on't fi n d on e?
Peki ya bulamazsan?
Y eah, it's almost finished, isn't it?
Henüz bitmemiş, değil mi?
- Y eah, a little.
- Biraz.
Y eah. They sell pr etty good.
Evet, iyi satıyor.
Y eah, I know.
Biliyorum.
Jump back. 0oh-eah.
Geri sıçra. 0oh-eah.
Ye-e-e-eah!
# Ye-e-e-eaa!
Yea-eah.
# Yea-aaa
Ye-eah, yeah.
# Ye-eaa, yeaa
- Ye-eah, ye-eah!
- # Ye-eaa, ye-eaa!
Eah, i realize it's an uncommon request, but my boyfriend is bleeding to death.
Bu alışılmadık bir istek, farkındayım ama erkek arkadaşım kan kaybından ölecek.
- y eah!
- Evet!
y eah!
Evet!
- This will do you good. - y eah, it is.
- Bu seni iyi yapacak. - Evet, iyi yapacak.
Y eah.
- Öyle değil mi Betty? - Evet.
y eah.
Evet.
With the guy With the... y eah, sure.
Hani şu şeyi olan... Evet, kesin.
y eah, you bet.
Evet, iddiaya girebilirsin.
y eah. Sure.
Yaa, tabii.
y eah, sure.
Yaa, tabii.
Yeah, I think I might know about that. Y eah.
Evet sanırım bunun ne demek olduğunu biliyorum.Evet.
Y eah. Now, bring me the bait.
Evet, şimdi yemi getirin bana.
Y eah, almost positive.
Evet, hemen hemen uyuyor.
Y eah, sure.
Evet, tabi.
Y eah, you lose, Steele!
Evet, sen kaybettin Steele!
Unpredictable like women, yeah,'eah...
Sanki dibi delinmiş gibi.
Y eah, it's great.
Evet, müthiş.
Yeah-eah-eah-eah Take the corner Join the crash
Yeah-eah-eah-eah köşeden dön çarpacaksın ön farlar, gazete başlıkları
And the eah become my throne
Ve yeryüzü tahtım olur
- Y eah?
- Efendim?
eah, like the big trouble you found when you forgot to tell an old friend of yours you were about to have a baby.
Hamile olduğunu eski bir arkadaşa, söylemeyi unutmak gibi büyük belalar.
Eah, you know- - Susan's. He bar.
- Evet, Susan'ın Barı.
Eah, you may not have heard of it, it's for australians.
- AvustraIya'IıIarın geIdiği bir yer.
- Y eah.
Evet.
- Y eah, whenever.
- Fark etmez.
Impulse data from each test of their generator was stored in Moya's neural circuitry, allowing me to construct a statistical model... eah, yeah, yeah, whatever- - I trust you to do the math. Just tell me what we gotta do!
Üreteçlerinde yer alan her testin etki verileri Moya'nın sinir devrelerinde saklı, bu da bana istatistiksel bir model üretme olanağı veriyor... evet, evet, her neyse, sana matematikte güveniyorum.
- Y eah.
- Evet.
Y eah?
Öyle mi?
Final summation? None.
Hiçbirşey.eah.
- Y eah, they're on their way.
Yoldalar
Is he the crazy nut on your team? Y eah.
Ne yaptığını sanıyorsun?