Eggnog tradutor Turco
354 parallel translation
Will you have an eggnog?
Yumurta likörü ister misiniz?
MAJOR : Eggnog, anybody?
İçki isteyen?
And perhaps an eggnog too.
Ya da belki egnog da.
- l'll have eggnog.
- Yumurta likörü alacağım.
Bring an eggnog.
Yumurta likörü getir.
- What is it? It's eggnog.
- Yumurtalı kokteyl.
If you care for an eggnog there's a wasted egg in the kitchen ready and separated.
Canın egnog çekerse sarısı ayrılmamış yumurta duruyor.
He had a little eggnog party here.
Burada küçük bir eggnog partisi vermiş.
Eggnog on Christmas Eve, just like home!
Noel içkisi, tıpkı evdeki gibi!
Who gets this double egg nog?
Ekstra şekerli eggnog kimin? * Eggnog : Yumurtalı bir tür içki
Sbisa will take it...
Ekstra şekerli eggnog Sbisa'nın.
Eggnog?
İçki?
A little bit of eggnog?
Bir kokteyl?
I could be home right now drinking this monster eggnog... my brother makes with lighter fluid.
Şu anda evimde oturup dev gibi bir eggnog içiyor olabilirdim... kardeşim hafif sıvılarla yapıyor onu.
At the fatties we used to drink eggnog.
En şişman halimizde bile içeriz biz eggnog *.
Should we get drunk on eggnog?
Eggnog * içip sarhoş olalım mı?
One tequila eggnog.
Bir tekila eggnog.
I will not drink eggnog while wearing a cast-iron brassiere.
Hayır, demir sütyen takarak, eggnog içmem.
Oh, yeah, and maybe some eggnog with nutmeg.
Evet, belki biraz da hindistan cevizli içki yaparız.
- Eggnog time Thursday night!
- Eggnog olayı perşembe akşamı! - Orada olacağız.
- We'll be there.
( eggnog : bir tür içki )
Can I refill your eggnog?
İçkini tazeleyebilir miyim?
Each year, she always made a big bowl of fresh eggnog.
Her yıl, o daima büyük bir kadeh taze yumurta likörü yapardı.
Well, by the evening, she'd drunk so much eggnog that I had to help her into the bedroom.
Şey, o akşam, çok fazla yumurta likörü içti. Ben onun yatağa gitmesine yardım ettim.
Make sure they don't start taking eggnog in to the pilot.
Pilota içki vermediklerinden emin ol.
So's the eggnog.
- Eggnog da öyle.
- Everyone's having too much eggnog!
- Bu akşam herkes eggnog'u fazla kaçırıyor.
I put that in the eggnog.
Eggnog'a koydum.
We have to tip the whole thing out.
Hemen eggnog'u alın oradan.
Eggnog, a fucking Christmas tree, a little turkey.
Hediyeler, siktiğimin bir Noel ağacı ufak bir hindi.
- Did you get some eggnog?
- Siz alköl mü aldınız?
- Eggnog?
- Alkol mü?
If it's any consolation, I have cookies and eggnog.
Teselli olursa, biraz kurabiye ve süt var.
I ordered a case of eggnog so this wouldn't happen.
- Bir kasa eggnog sipariş ettiğimden bu olmayacak.
I have 25 relatives coming in one hour... and you have one bottle of eggnog.
Bir saat içinde gelecek 25 akrabam var... ve sen de sadece 1 şişe eggnog var.
- I promised them I'd have eggnog!
- Onlara eggnog olacağına söz verdim!
Shakes you up like an eggnog.
Hayalarınız sallanıp çalkanacak.
What do you say we start out with cold glasses... of delicious seasonal favourite eggnog?
Mevsimin en sevilen içeceği yumurtalı sütle başlayalım mı? - Onu sevmem.
Hey, come on in, you two. lt ´ s freezing ´ out here.
Hey, ikinizde içeri girin.Burada donacaksınız. Elsie ona "eggnog" yapsın ( yumurta, viski, şeker ve sütten yapılan içki ).
- Eggnog everyone.
- Herkese "Eggnog".
I ´ m serving your eggnog.
"eggnog" unu veriyorum.
- I do not feel the cold. - Oh. Eggnog?
- Ben soğuğu hissetmem.
- Where eggnog's a-plenty
- Nerede yumurta bereketi.
All I see is eggnog.
Tek gördüğüm yumurtalı içecek.
Second, no eggnog.
İkincisi, yumurtalı içecekten içmek yasak.
Would they invite me to their house for holiday eggnog?
Yılbaşı partisi için beni çağırırlar mı?
And the second day he created fire and water and eggnog and radiators and lights and Burma and things that go "urh" and... and Colonel Gaddafi and Arthur Negus.
Ve ikinci gün ateşi ve suyu ve yumurta süt karışımını ve radyatörleri yarattı ve ışıkları ve Burma'yı ve "urh" diye geçen şeyleri ve... ve Albay Kaddafi'yi Arthur Negus ( televizyoncu ve antikacı )'u.
Now fork over the spiked eggnog.
Şimdi elindeki birayı ver.
That's enough eggnog, Niles.
Bu kadar eggnog yeter Niles
Get the eggnog, please.
Hindistan cevizi değildi.
- I don't like eggnog. - We're out.
- Kalmadı zaten.