Eight o'clock tradutor Turco
511 parallel translation
At eight o clock, everyone is to go to bed.
Saat 8'de herkes yatmış olacak.
- But it's past eight o'clock.
- Ama saat sekizi geçiyor.
And bring me some more food at eight o'clock.
Ve sekizde bana yiyecek bir şeyler getir.
- That's the eight o'clock whistle.
- Saat 8 sireni çaldı. Dükkana gitmem lazım.
Eight o'clock.
Saat sekiz.
And you bellyache about catching the eight or nine o'clock train.
Sense trene yetişmekten bahsediyorsun.
Eight o'clock, sir.
Saat sekizde efendim.
Eight o'clock.
Saat sekizde.
" Shortly before eight o'clock, four men,
" Saat 8 : 00'den kısa bir süre önce, hapsi de...
Eight o'clock.
Sekizde.
It is eight o'clock!
Saat sekiz!
- What time is it? - Eight o'clock.
- Saat kaç oldu?
Eight o'clock?
8 mi?
- It's almost eight o'clock.
Neredeyse sekiz.
- Eight o'clock position, Captain.
- Saat 8 konumumuz, Kaptan
Your engagement is at eight o'clock
Saat sekizde bir randevun var.
Eight o'clock? Very good.
Saat sekizde, tamam.
An engagement for Tamakoto, Mr Sumiya at eight o'clock
Tamakoto'nun Bay Sumiya ile saat sekizde randevusu var.
Your first performance is tonight at eight o'clock.
İlk gösteriniz bu akşam saat sekizde.
I saw him the day before yesterday... around eight o'clock. By twelve, he was already gone.
Saat oniki'de çoktan gitmişti.
- It's about eight o'clock.
- Sekize geliyor.
Eight o'clock?
Saat sekizde.
The execution is ordered for tomorrow morning, at eight o'clock.
İnfaz yarın sabah saat 8'de gerçekleştirilecek.
Let's take an hour. The ball game doesn't start till eight o'clock.
Bir saat geçirelim. beysbol oyunu sekize kadar başlamayacak.
- It was eight o'clock, not seven.
- Saat sekizde olması gerek, yedi değil.
one : the boy admitted leaving the house at eight o'clock at night after being slapped by his father.
Bir : çocuk babası tarafından tokatlandıktan sonra gece sekizde evden çıktığını kabul ediyor.
Eight o'clock.
Saat 8'de.
- Now hear this. Lay before the mast all eight o'clock reports.
- Dinleyin 20 : 00 sonrası için bildirimdir.
Eight o'clock, coast-to-coast.
Saat 8'de, ulusal yayın!
I went around to see her about eight o'clock.
O gece saat 8 gibi onu görmeye gittim.
So, I'll be here at eight o'clock.
Anlaştık. Sekizde burada olurum.
All I ask is to be home by eight o'clock.
Tek istediğim akşam 8'e kadar eve varmak.
In spite of my wife's faith in my ability to do the impossible, we will all have to stay in this house until eight o'clock in the morning.
Eşimin, imkansızı başarabileceğime olan inancına rağmen, hepimiz sabah sekize kadar burada kalmak zorundayız.
I'll try to have her at your place by eight o'clock.
Kızın saat sekizde evinizde olmasına çalışacağım.
I'll pick you up at eight o'clock.
Seni saat sekizde alacağım.
Then about eight o'clock I let him out and gave him something to eat.
Saate sekizde yemek yesin diye dışarı çıkardım.
- Eight o'clock tomorrow morning, Nurse.
- Yarın saat sabah sekizde, Hemşire.
- Yes, Doctor, eight o'clock.
- Evet, Doktor, saat sekizde.
- Eight o'clock.
- Sekizde. - Oh.
I made the reservation for eight o'clock.
Saat sekize yer ayırtmıştım.
The French Bishop will deliver the keys of the city, to the King at eight o'clock in the cathedral.
Fransa piskoposu şehrin anahtarını yarın sabah sekizde, katedralde krala teslim edecek.
- Eight o'clock tonight, at her lawyer's.
Ne zaman? Bu gece 8 : 00'de, avukatın ofisinde.
See you at the lawyer's at eight o'clock sharp.
Seninle saat 8 : 00'de avukatın orada görüşürüz.
Ellen, I said eight o'clock, and eight o'clock it shall jolly well be.
Ellen sekizde dedim ve daha saat sekiz olmadı.
Ellen, it is now eight o'clock.
Ellen şu anda saat sekiz.
Now, remember, at eight o'clock sharp, you pull the master switch just as I am about to name the murderer.
Şimdi, unutma saat tam 8'de, ana şalteri indireceksin tam ben kâtili açıklamak üzereyken.
I can't pull the switch at eight o'clock if I don't know what time it is.
Ne yapayım? Saatin kaç olduğunu bilmezsem, saat 8'de şalteri indiremem.
I still won't know when it's eight o'clock.
Saatin ne zaman 8.00 olduğunu yine bilemeyeceğim.
Eight o'clock Monday.
Pazartesi akşam 8'de.
Eight o'clock Monday, apartment 2A at the old Lafayette.
Pazartesi saat 8, eski Lafayette'te daire 2A.
Eight o'clock.
Saat sekizde.
o'clock 917
o'clock in the morning 42
eight 2391
eighteen 179
eighth 28
eighty 238
eight hundred 29
eight years old 50
eight years ago 123
eight hours 85
o'clock in the morning 42
eight 2391
eighteen 179
eighth 28
eighty 238
eight hundred 29
eight years old 50
eight years ago 123
eight hours 85
eight months 86
eight minutes 53
eight thousand 19
eight ball 29
eight seconds 33
eight times 19
eight days 24
eighth floor 17
eight months ago 48
eighths 16
eight minutes 53
eight thousand 19
eight ball 29
eight seconds 33
eight times 19
eight days 24
eighth floor 17
eight months ago 48
eighths 16