Eliminate tradutor Turco
2,253 parallel translation
Went back through the drunk guy's labs to eliminate causes acidosis... nothing, right?
Sarhoş adamın asidoz sebeplerini tahlillerden elemeye çalışmıştık. Hiçbir şey bulamamıştık, değil mi?
What are you doing? Sometimes the best way to fix a problem... is to eliminate it. You took the whole kidney.
Bazen bir problemi çözmenin en iyi yolu onu ortadan kaldırmaktır.
All we gotta do is get in there, identify the threat, eliminate it without causing an international incident.
Yapmamız gerekenler oraya girmek, tehdidi belirlemek ve uluslararası bir krize neden olmadan onun işini bitirmek.
And then eliminate the threat.
Daha sonra tehdidi yok edersin.
That would eliminate everyone in their eyes.
O zaman kimseye iş vermeyecekler demektir.
Okay, he can eliminate the three buildings in tribeca, Because they're way too big.
Tamam, Tribeca'da olan üç binayı çok büyük olduğu için eleyebiliyor.
The Laudanol was developed to calm emotions, eliminate fear.
Laudanol insanı sakinleştirmek ve korkuyu almak için geliştirildi.
He's trying to eliminate anyone that would challenge him- -
Ona meydan okuyabilecek herkesi ortadan kaldırmaya çalışıyor.
Eliminate him.
Ondan kurtul.
And then you start going through your head all the people that you know out there and wanting to eliminate your friends and the people that were closest to you... you know, not this guy. Not this guy. Not this guy.
Ve sonra kafanın içinde, orada tanıdığın insanları düşünmeye başlıyorsun,... ve sana en yakın olanları elemek istiyorsun bilirsin işte, bu değil, bu değil, bu değil.
- It will eliminate...
- Yok edecek.
With these bottles, We eliminate the need for plastic water bottles, Which are the scourge of the environment.
Bu şişelerle doğanın baş belası olan, pet şişelerden sonsuza dek kurtuluyoruz.
If, in fact, we could just eliminate the bottom six to ten percent of our teachers and replace them with an average teacher, we could bring the average U.S. student up to the level of Finland, which is at the top of the world today.
Eğer, en tabandaki yüzde 6-8'lik öğretmenleri eleyebilseydik ve onları ortalama öğretmenlerle değiştirebilseydik, ortalama ABD öğrencisini Finlandiya seviyesine getirebilirdik, ki Finlandiya şu an Dünya birincisi.
It only takes a couple to eliminate this city.
Birkaç tanesi şehri yok etmeye yeter.
Wilson : The only way to eliminate the threat of nuclear terrorism is to eliminate all nuclear weapons in all countries.
Nükleer terörizmi ortadan kaldırmanın tek yolu,... ülkelerdeki bütün nükleer silahları imha etmektir.
I'll eliminate anything that threatens you.
Seni tehdit eden her şeyi yok eder geçerim.
I am in position... and ready to eliminate the target.
Pozisyonumu aldım ve hedefi ortadan kaldırmaya hazırım.
It's time to eliminate them before they grow any stronger.
Daha fazla güçlenmeden, onları yok etmenin zamanı geldi.
A smart way to eliminate a rival.
Bir rakibi elemenin en akıllı yolu.
You know, if this guy's on a mission To eliminate all these aliases, He's gonna systematically assassinate his victims.
Eğer bu adam tüm isimlerini yok etmeye niyetliyse, sırayla tüm kurbanlarını öldürecektir.
That's why he's trying to eliminate threats to himself here, 'Cause this is his home where he needs to protect his identity.
O yüzden buradaki tehditleri ortadan kaldırıyor, çünkü evi burası ve kimliğini korumak zorunda.
He is trying to eliminate Chairman Pegasus.
O adam Başkan Pegasus'u yok etmeye çalışıyor.
I will eliminate the lot of you by my own hand.
Sizi kendi ellerimle yok edeceğim.
You weren't supposed to eliminate the Director, Shaw.
Başkan'ı yok etmeyecektin Shaw.
Uh, only thing I could make out clearly Was "andy," "problem," "eliminate," something.
Net olarak duyabildiklerim Andy, problem, çıkarmak falandı.
How about, andy is a problem and we must eliminate him?
"Andy tam bir problem, işten çıkarmalıyız" a ne dersin?
We can eliminate every case since noah was born,
Noah'ın doğumundan beri olan her olayı eleyebiliriz.
We do it to eliminate you as a suspect.
Sizi şüpheli listemizden çıkarmak için gerekiyor.
Anyway, it seems strange, I know, but it is the standard test to confirm or eliminate the diagnosis of cystic fibrosis- - we force Harry to sweat and then we measure the amount of chloride in his perspiration.
Her neyse, garip geldiğini biliyorum ama bu kistik fibrozis teşhisini onaylamak ya da çürütmek için yaptığımız bir test. Harry'i terletip, terindeki klorür oranını ölçeceğiz.
They eliminate jobs.
Onlar istihdamı yok ediyorlar.
Focus on the suspect pool, eliminate those unidentified vehicles.
Şüpheli araçlara odaklanın, kimliği belirsiz olanları ayıklayın.
This is the only peaceful way to eliminate the threat.
Bu tehlikeyi bertaraf etmenin en barışçıl yolu.
Eliminate her.
ÖIdür onu.
Do her, then eliminate her.
Önce becer, sonra öldür.
Eliminate her, then do her?
Önce öldür, sonra becer?
- Will not eliminate the problem!
- Sorunu çözmeyecektir!
I only want to eliminate Mr. Walker as a suspect.
Bay Walker'ın aklanmasını istiyorum.
That we can completely eliminate his friend as a suspect once we get the results back from his DNA sample.
Biz elimizdeki DNA örneği sonuçlarını alıp onları şüpheli listesinden çıkarana kadar hiç birşey.
That's why they try to discredit believers like me and eliminate people who threaten to expose the truth... people like Marie.
İşte bu yüzden benim gibi inanan insanları karalayıp... gerçeği ortaya çıkarmaya çalışan insanları yok ediyorlar... Marie gibi.
I have been working with dr. Wyatt To eliminate my triggers -
Dr. Wyatt ile, beni tetikleyen şeyleri ortadan kaldırmak için çalışıyorum
I would eliminate two preseason games. I'd go to an 18-game schedule.
Sezon öncesi maçlarından ikisini iptal eder, 18-maçlık bir program hazırlardım.
They vet the intel, and when the target's location is confirmed, they send in Task Force 232 to eliminate them.
Bilgiler iyice kontrol edilip hedeflerin yerleri doğrulandığı zaman Özel Birlik 232'yi onları tasfiye için gönderiyorlar.
You did your best to eliminate me?
Beni elemek için elinden geleni yaptın mı?
Let me just eliminate the current image.
Şimdiki kareyi silelim.
In that case, the first thing you need to do is eliminate the competition.
Bu durumda ilk yapman gereken şey rakibini alt etmek.
Those are leads I decided to eliminate ;
Elemeye karar verdiğim ipuçları.
But we can eliminate most of them.
Ama çoğunu eleyebiliriz.
I'm guessing the killer dumps the body, hoping the trash compactor would eliminate the evidence.
Herhalde katil cesedi buraya, araba ezildikten sonra kanıtların yok olması umuduyla atmış.
My yoga instructor told me To eliminate all sources of stress from my life.
Yoga hocam hayatımdaki tüm sıkıntı kaynaklarından kurtulmamı söyledi.
I'd hired you to do a job- - you hired me to eliminate a man, which I did.
Seni işini yapman için tutmuştum - Seni bir adamı ortadan kaldırmam için tuttun ortadan kaldırdım da.
Not until they eliminate him as a murder suspect first, which makes no sense, because he's been in prison the whole time.
Şimdilik bir yere gitmiyor. Cinayet suçundan aklanmadan olmaz. Kaldı ki, bu çok saçma, çünkü onca zamandır hapiste.