Encrypted tradutor Turco
984 parallel translation
Blair's tapes encrypted, bounced by satellite to London, then decrypted - all in minutes.
Blair'in bantları şifrelenip uydu ile Londra'ya gönderilecek ve dakikalar içinde çözülüp okunacak.
It's encrypted.
Çözülmez şifre.
Encrypted channel, with files attached.
Şifreli kanal ve dosyalara bağlandı.
Encrypted messages are sent through this channel.
Tüm şifreli alt uzay mesajları bu kanal aracılığıyla gönderilmiş.
Perhaps this Morag was interested in obtaining the encrypted messages.
Belki de şifreli mesajları ele geçirmekle ilgilenen kişi Morag'dı.
Whatever happened to the encrypted messages affected the whole system.
Şifreli mesajlara her ne olduysa, tüm depolama sistemine zincirleme etki yapmış.
Cmdr Morag, we found the encrypted message bank has been tampered with.
Komutan Morag, istasyondaki şifreli mesaj bankasının kurcalandığını keşfettik.
These are encrypted files.
Bu dosyalar şifrelenmiş.
A polymorphic encrypted virus.
Değişken yapılı şifreli bir virüs.
It ´ s encrypted.
Şifreli.
Yes, but it's an encrypted system on a satellite.
Evet ama ulusal uyduda farklı bir sistem kullanılıyor.
Encrypted, no good. This is a.45, okay?
Bu bir 45'lik, tamam mı?
ATAC can't get past my ghost satellites. And you can't get past my encrypted program.
ATAC hayalet uydularımın arasından... sen de şifreli programımdan geçemezsin.
It's encrypted.
Kriptolanmış.
They're entering an encrypted security code into the materials requisition file.
Kriptosuz güvenlik kodu girerek, ilgili materyal dosyalarına el koymaya çalışıyorlar.
These files are all password-protected and encrypted.
Dosyaların hepsi şifre korumalı ve kriptolu.
I think it's just encrypted and I think I recognise it.
Hayır, bu sadece şifreli. Sanırım bunu hatırlıyorum.
- The files have been encrypted.
- Dosyalar tabii ki şifreli.
Classified accounts, encrypted phone calls...
Tasnif edilmiş hesap, şifreli telefon görüşmeleri...
When we combine this with the data from the original signal we get these encrypted pages of text.
Orijinal sinyalin verileriyle birleştirdiğimizde şifrelenmiş metin sayfaları buluyoruz.
You have never been clumsy. Seventeen encrypted phone calls from L.A. To the Pentagon... all from your office.
Asla beceriksiz değilsin onyedi şifreli telefon araması los angeles dan pentagona...
It's been encrypted.
Şifrelenmiş.
I encrypted the carrier signal.
Taşıyıcı sinyali, kodladım.
It's an encrypted file.
- Şifrelenmiş bir dosya.
Why would your three-Year-Old have an encrypted file... In a secret defense department database?
Neden üç yaşındaki kızının Savunma Bakanlığında şifrelenmiş gizli bir dosyası var?
I hoped he could assist me in deciphering the encrypted file.
Bana şifreli dosyayı çözmemde yardım edebileceğini umdum.
- It's encrypted.
- Mesaj şifreli.
In 13 hours he'll beam an encrypted subspace transmission to these coordinates in the Badlands.
13 saat içinde, çorak arazideki bu koordinatlara şifreli bir altuzay iletisi gönderecek
There's a latent datastream buried under the message. It's heavily encrypted.
Mesajı açmak ve, yeniden gerekli sırasına dizmek zaman alacak.
How much of the message were you able to get? I got most of the encrypted Starfleet text and a few more personal letters.
Tekillikten serbest kalan enerji büyük bir boşalım yarattı ve bütün ağın bozulmasına neden oldu.
This will be my last encrypted log concerning the Omega Directive.
Bu benim seyir defterine Omega talimatları hakındaki son şifreli kayıt olacak
Make sure we have a link to AF Satcom for encrypted communications to all air-force bases and to NASA.
Tüm hava kuvvetleri üsleri ve NASA'yla şifreli iletişim kurabilmek için AF Uydu İletişimi bağlantımız mutlaka olsun.
I need you to hand-deliver... an encrypted communications chip to her captain.
Onun kaptanına şifrelenmiş bir iletişim çipini teslim... etmek için sana ihtiyacım var.
An encrypted communiqué from Admiral Tolwyn.
Amiral Tolwyn'den şifreli bir mesaj.
His database is encrypted.
Veritabanı şifreli.
- We encrypted every transmission...
Önlem almıştık, iletişimlerimiz şifreliydi, gözetleniyordu... Nasıl yaptıklarının önemi yok.
They're encrypted, but judging by the file headings, they've performed this procedure dozens of times.
Şifrelenmişler, ama dosya başlıklarına göre sıralandığında, bu işlemi defalarca yapmışlar.
The schematics are encrypted.
Şemalar şifrelenmiş.
They were encrypted.
Şifrelenmişler.
Hologrid controls have been encrypted.
Sanal oda kontrolleri şifrelendi.
Main power controls have been encrypted.
Ana güç kontrolleri şifrelendi.
No, your access codes are encrypted.
Hayır, giriş kodlarının şifresi çözülmüş.
That material - encrypted data that describes advanced human genetics - where did you get it?
- Ne? Bu belgelerin içinde gelişmiş insan genetiğine ait veriler gizlenmiş durumda, Sen bunları nereden buldun?
It's genetically encrypted to your father - therefore to you.
Baban onu genetik olarak şifreledi bu yüzden senin için.
Some of the code is encrypted.
Kodun bir kısmı şifrelenmiş
Most of the source is encrypted.
Kaynak kodunun çoğu şifreli
So it's safe to assume that the Contempt code is encrypted in 56-bit.
Yani şunu rahatlıkla düşünebiliriz Kaynak kodu 56 bits olarak şifrelenmiş olmalı Bunun anlamını biliyorsun değil mi?
- Not yet. We have access, but his files are encrypted.
Girmeyi başardım, fakat bu dosyalar şifrelenmiş.
It's not every soccer mom who gets her own encrypted phone, right?
Her annenin kendi şifreli telefonu yoktur, değil mi?
It was encrypted.
Onu nasıl satayım?
Encrypted?
Sıra hakkında endişe etme.