English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ E ] / Enhancer

Enhancer tradutor Turco

63 parallel translation
Lateral cranial impact enhancer.
Yanal kranyal darbe güçlendirici.
Oh, the crunch enhancer?
Çıtır artırıcı mı?
A real business-enhancer.
İşlerimi iyice açacaktır!
It's a big, you know, it's like a... it's a love enhancer.
Büyük bir, anlarsın ya, şey gibi bir aşk arttırıcı.
Let me beam down with a pattern enhancer.
Efendim, izin verirseniz aşağıya bir sinyal yükselticiyle beraber ışınlanayım.
O'Brien wants to beam down with a pattern enhancer.
Kaptan, Şef O'Brien sinyal yükselticiyle beraber aşağı ışınlanmak istiyor.
We need to distribute these enhancer rods at seven-metre lengths.
Yedi metre aralıklarla bu yükseltici çubukları yerleştirmemiz lazım.
Its molecular-pattern enhancer would pick up even the smallest crack.
Moleküler örnek yükselticisi en ufak çatlağı bile saptardı.
Like my vocal enhancer.
Benim ses artırıcım gibi.
Pattern enhancer activated.
Desen artırıcı aktive edildi.
It's just a mild mood enhancer.
Sadece hafif bir ruh hali veriyor.
an Elevation Enhancer or a Gravity-Repeller Vehicle.
İrtifa artırıcı. Yerçekimi kaçış aracı.
By using a hormonal enhancer we increased this female's forebrain to five times its normal size.
Hormonları çoğaltarak bu dişinin ön beynini normalin 5 katı büyüttük.
Some kind of Peacekeeper comms enhancer, incomplete installation, though Moya must have been called into service as a prisoner transport before it was finished.
Bir çeşit Peacekeeper iletişim güçlendiricisi, Moya'ya tam kurulmamış. Tamamlanmasından önce göreve çağırılan bir mahkum nakil gemisi olduğu için olmalı.
You might try carrying a transport enhancer to the site.
Bölgeye geliştirilmiş bir taşıyıcı götürmeyi deneyebilirsiniz.
Data ports, acoustic enhancer, self contained memory.
Veri bağlantı noktası, akustik arttırıcı, bağımsız hafıza.
Flash is a synaptic enhancer.
Işık onları büyülüyor.
- So is it more like an enhancer, then, or...?
- Yani bir tür güçlendirici gibi o zaman, ya da...?
Central Neurological Enhancer.
Merkezi NöroloJik Güçlendirici.
- A nipple enhancer.
- Bir meme artırıcı.
Audio enhancer for remote viewer O'Ryan.
Uzak görüş için ses geliştirici, O'Ryan.
Caused, no doubt, by an untreated infection... from allergic reaction to an unknown cosmetic enhancer.
Şüphesiz, tedavi edilmemiş enfeksiyondan dolayı alerjik tepkimeden, kozmetik bir soruna dönüşmüş.
The American Embassy has an image enhancer.
Amerikan Elçiliği'nde daha net bir görüntü var.
$ 100 for lip enhancer at estée lauder, $ 1,200 for a leather jacket at nordstrom, $ 500 on vanilla-scented candles at tricky wicks?
Estee Lauder dudak dolgunlaştırıcıya 100 dolar, Nordstrom'dan bir deri cekete 1200 dolar, Tricky Wicks vanilya kokulu mumlara 500 dolar mı?
I managed to get my hands on this top-of-the-line... largely untested performance enhancer.
Bu en üst seviye hiç test edilmemiş performans arttırıcıları almayı başardım.
It was an herbal mood enhancer.
Bitkisel bir keyif arttırıcıydı.
It's a mind altering rage enhancer made for the undead by the undead.
Ölümsüzler tarafından ölümsüzler için yapılmış, öfkemizi arttıran kafa yapıcı bir madde. Neden?
I'm putting myself in the mind of an obsessive compulsive in order to figure out where I might conceal a memory enhancer or psychosexual proxy. - Right.
Kendimi, obsesif kompulsif bir aklın yerine koyuyorum hafıza artışı ya da cinsel içgüdü temsilini nereye gizleyeceğini bulmak için.
All right, well, puberty, A.D.D. Medication, And an untested brainwave enhancer.
Buluğ çağı, ilaç tedavisi ve test edilmemiş beyin dalgası güçlendiricisi.
'RAK 295, as has been widely reported,'was to be a revolutionary over-the-counter performance enhancer.
RAK 295'in devrim niteliğinde bir performans arttırıcı olduğu söylenilmişti.
The flavor enhancer!
Tatlandırıcı!
It's pretty blurry, but, uh, we can run it through an image enhancer.
Oldukça bulanık ama görüntü geliştiriciye sokabiliriz.
It's not a performance enhancer.
Performans arttırıcı değil bu.
Sweat enhancer.
Isı arttırıcı.
I have traces of your sweat enhancer and DNA all over Craig Tomlin's shirt.
Isıtıcı kremin ve DNA örneğin Craig Tomlin'in üzerine bulaşmıştı.
I bet every third girl on this campus takes a mood enhancer.
İddiaya varım, bu kampüsteki her üç kızdan biri ilaç kullanıyordur.
It's alright, I think another batch is just finishing off in our top secret flavor enhancer.
Tamam, bir fırın ekmeği daha çok gizli lezzet artırıcımıza sokmanın vakti geldi.
As employees don't you think we can see what the secret Favor enhancer is?
Biz çalışanların da son lezzet artırma prosedürünü görmesi gerekmiyor mu?
All right, I'll take these to the flavor enhancer.
Tamam, lezzet artırıcıya sokayım.
It's a frequency enhancer found on ultra-large antenna dishes.
Bu bir ultra-geniş uydu antenlerinde bulunan bir sinyal geliştiricisi.
... And with the help of a performance enhancer...
... Performans geliştiricinin yardımıyla...
It's a synthetic neurotransmitter enhancer.
Sentetik bir nöroiletim güçlendiricisi.
But LSD isn't a performance enhancer.
Ama LSD performans arttırıcı değil ki.
but my natural affinity lies with Enhancer abilities.
Evet ama temelim Çoğaltan.
It's a memory enhancer, molly.
Bu bir bellek güçlendirici, Molly.
This is a stimulant, a mood enhancer and an aphrodisiac- - what?
Bu tahrik edici, zamanla güzelleşen ve afrodizyak etkisi olan- - ne? - - hepsi bir arada.
That's an unregulated powers enhancer.
Bu belirsiz bir güç arttırıcı.
Unregulated power enhancer, that's a massive bust.
Düzensiz güç arttırıcı, Bu büyük yakalama olacak.
That's an unregulated powers enhancer.
- Bu düzensiz bir güç artırıcı.
That's an unregulated Power's enhancer.
- Bu kaçak bir Güçlü'nün güçlendiricisi.
It's an organic enhancer for marijuana.
Hint kenevirinin kalitesini arttıran bir ot.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]