Eph tradutor Turco
155 parallel translation
If you feel that way, we'll try to get along with just Eph and Henry.
Eğer böyle düşünüyorsan, Biz de Eph ve Henry ile devam etmeye çalışırız.
Hey, Eph, Dan, he done it.
Hey, Eph, Dan, yapmış!
Dan, Eph.
Dan, Eph!
Give him the EPH-2.
Ona EPH-2 verin.
Drak was a perfectly potent scanner, but you're going to turn him into another EPH-2 junkie.
Drak mükemmel bir potansiyel tarayıcı,... ama sen onu diğer EPH-2 keşlerinden birine çevireceksin.
A combination of EPH-2 and psychotropics, we can get some miles out of him.
EPH-2 ve psikotropik karışımı ile ondan bir şeyler çıkarabiliriz.
There is another drug, EPH-2.
EPH-2 denen bir başka ilaç daha var.
EPH-2.
EPH-2.
EPH-1.
EPH-1.
That, my darling, is EPH-3, a new delivery system.
Bu hayatım, EPH-3,... yeni bir kurtarma sistemi.
I don't want anything to do with EPH-3 if that sadist is going to be involved.
Eğer bu sadistte işe karışacaksa, EPH-3 ile ilgili bir şey yapmak istemem.
With EPH-3, the latest miracle of neuropharmacological research.
EPH-3 ile ; nöro-farmakolojik araştırmaların son mucizesi.
I had a headache this big but then I tried EPH-3 and it went away just like that.
Başım bu kadar çok ağrıyordu. Ama EPH-3'ü denedikten sonra, öylece uçup gidiverdi.
You took EPH-3?
EPH-3 mi aldın?
Before Father's heart attack, he was working on a new formula, EPH-3.
Babam kalp krizi geçirmeden önce, yeni bir formül üzerinde çalışıyordu ; EPH-3.
EPH-3.
EPH-3.
This is the breakdown of the analysis of the EPH-3 prototype.
Bu EPH-3 prototipinin analizinde görünen arıza.
EPH-3?
EPH-3 mi?
'... most important EPH-3,'or as we call it "eff" - 3,'remains inactive'until the electronic sensor is triggered'by trace molecular elements found only in scanner subjects.'
En önemlisi EPH-3,... yada "eff" - 3 dediğimiz madde,... sadece tarayıcı deneklerde bulunan moleküler elementler tarafından elektronik sensor ile tetiklenene kadar pasif kalıyor.
I've got total control over Worldwide Satellite Network and EPH-3 in full production.
Uluslararası Uydu Ağı'nda tamamen kontrol sahibiyim ve EPH-3 tam kapasite üretimde.
♪ Cats and rats and eph-e-lants
Kediler, sıçanlar ve filler.
- Be quick about it, Eph!
- Sen önce davran, Eph!
Eph, quit your dawdling!
Eph, aylaklığı bırak!
It's Eph!
Benim, Eph!
Eph, you need to know that... what I testified of to them is true.
Eph, şunu bilmeni isterim ki onlara verdiğim şahitlik doğruydu.
Eph, there is something that I would like you to do for me.
Eph, benim için yapmanı istediğim bir şey var.
Eph!
Eph!
You gonna go, Eph?
Devam edecek misin, Eph?
Keep your head, Eph!
Kendine gel, Eph!
Eph, we found them!
Eph, bulduk onları!
She gets Kelly, my son gets Zach, so Ephraim or Eph, please.
Onun adı Kelly, oğlumun adı Zach onun için Ephraim veya Eph deyin lütfen.
But this isn't just about you, Eph, what you want, not anymore.
Ama artık konu sen değilsin Eph ne istediğin de değil, artık değil.
It's too late, Eph.
- Artık çok geç, Eph.
Can't you see that this is the problem, Eph?
Sorunun bu olduğunu göremiyor musun Eph?
What killed them?
Neden Eph? Ne öldürmüş onları?
Nora, can you hear me? Eph!
Nora, beni duyabiliyor musun?
The door to the cockpit is open.
Eph? Kokpit kapısı açık.
Eph?
Eph?
Eph, can I get you for a sec?
- Eph, bir saniyeliğine gelir misin?
Eph, look.
Eph, bak.
Eph... the families are waiting.
Eph... Aileler bekliyor.
Look, Eph, just introduce yourself and tell them we're on it.
Bak Eph, onlara kendini tanıt ve bununla ilgilendiğimizi söyle.
Eph, he says he has some insight into the outbreak here.
Eph, buradaki salgınla ilgili bilgisi olduğunu söyledi.
Just... just call it in, eph, goddamit, just call it in!
Polisi ara Eph, lanet olsun, polisi ara! - Jim...
- No, eph. It is.
- Evet, Eph, benim hatam.
You might not understand this, eph, But I would do anything to keep my wife alive...
Bunu anlamayabilirsin Eph ama karımı yaşatmak için her şeyi yaparım.
- Oh, come on, eph!
Bu tek şansımız. Hadi ama Eph!
Eph, please.
- Eph deyin lütfen.
Eph.
Eph.
Eph...
- Eph...
Sorry, Eph.
Üzgünüm Eph.